Yoga ile Skolyoz Tedavisi

Skolyoz, omurganın rayından çıkarak eğrilmesidir.

Yoga ile Skolyoz Tedavisi

Skolyoz, omurganın rayından çıkarak eğrilmesidir.Omurga S şeklini alarak esneklik ve gücünü kaybediyor.Ve omurganın, Yaşam Enerjisini tüm vücuda ve zihne  dağıtan ana merkez olduğunu düşünürseniz, bu hayati organın eğrilmesinin hayatiyetimizi doğrudan etkilediğini anlarsınız.

4.5 yıl önce , skolyozlu bir müşterim oldu ve Skolyoz ile gerçek anlamda ilk defa o zaman tanışıp üzerinde çalışmaya başladım. Yoga’yı 17 yıldır kendime ve 13 yıldır ise başkaları ile de paylaşarak uyguluyorum. Dolayısı ile bu muazzam sistem yıllardır hayatımın merkezi  denebilecek kadar önemli bir konuma sahip. 13 yıldır grup ve 10 yıldır da özel seanslar vererek,birbirinden farklı insan fizyolojilerini  yakından tanıma ve tecrübe etme olanağım oldu. Ancak skolyoz yepyeni bir alan ve konu olarak Yoga’ya da benim açımdan yeni bir boyut kattı. Bu kişi, bir arkadaşının tavsiyesi ile bana geldi.Arkadaşı daha ileri derece skolyozu yalnızca Yoga ile tamamen iyileştirmiş.Ve dolayısıyla arkadaşına daha şiddetle tavsiye etmiş.

Bu olay benim için bir dönüm noktası olup hayatta herşeyin bir  sebebinin ve oluş zamanın olduğuna dair çok güzel bir örnektir.

Öncelikle Skolyoz nedir?Daha yakından inceleyelim.
Skolyoz, omurganın göğüs (thoracic) veya bel (lumbar) bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Tek başına olabileceği gibi, kifoz (arkadan öne doğru anormal bir eğrilik) ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz).
Skolyoz çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.

Mesela spastik çocuklarda ya da çocukluk çağında felç geçirenlerde görülmektedir. Ancak sıklıkla kaşılaşılan skolyozlar, daha çok 10’lu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni tam olarak halen bilinmeyen (idiyopatik) grupta görülen skolyozlar ile anne karnındaki etmenler nedeniyle ortaya çıkan ve doğuştan itibaren bulgu veren doğumsal (konjenital) skolyozlardır. Birincinin nedeni tam olarak bilinmemektedir.Konjenital skolyoza ise gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, şeker hastalığı, bazı vitamin eksikliklerinin neden olduğu düşünülmektedir.
  • Doğuştan olabilir (konjenital) Bu durum genellikle omurgadaki bir kusura veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlıdır.
  • Polio (çocuk felci) beyin felci veya kas distrofisi (erimesi) gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir.
  • İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) olabilir. Daha önce düzgün olan bir omurgada, bilinmeyen bir nedenle ortaya çıkabilir.
Bulgular:
  • Omurganın yana doğru eğriliği
  • Omuz ve kalçaların simetrik durmaması
  • Birinci eğriliği karşılayıcı ikinci bir eğri varlığı
  • Sırt ve/veya bel ağrısı
  • Yorgunluk
  • Nefes darlığı
Skolyozu tedavi etmek için kişiye özel teknikler kullanmak gerek.Bunun üzerine Yoga ile skolyoz tedavisi kursuna giderek, bu konuda detaylı bilgi aldım.Ve çalışmalara başladık.Ancak şunu da söylemeliyim ki sadece benim değil, müşterimin de ciddi niyeti ve gayreti tedaviye çok büyük etki ve katkı sağladı.

Buluşmamız ve başladığımız çalışma ikimizin de hayatında yepyeni bir sayfa açtı.Onun, Yoga ile tanışmasına, benim de, Yogayı belirli fiziksel bir hastalığı iyileştirmek için, tedavi amaçlı olarak kullanma yolumuaçtı ve derinleştirdi.

Birlikte yoğun bir çalışma sürecine girdik.Haftanın 4-6 günü, en az1.5 saat süren Yoga seanslarına başladık. Ve 7 ay, aralıksız bu şekilde devam ettik.

Bu süre boyunca, sadece çalıştık.
Toprağı sürdük. Tohumları ektik. Suyunu verdik. Güneşe tuttuk. 
Ürün ile ilgilenmedik.Sadece yapmamız gerekeni yaptık ve çok çalıştık.
Ikimiz de gerçekten çok çalıştık.
Çünkü bu bir  temel atma çalışması. Köklerin oluşturulması ve güçlendirilmesi idi.
Bu elbette çok kolay ve zahmetsiz olmuyor.Emek ve dikkat istiyor.

Bu vaka o güne kadar bütün öğrendiklerimi ve tecrübelerimi birleştirerek, Yoga ve şifa bilgimin bir özetini ve bütününü kullanmamı gerektirdi.

Bu tedavi süreci esasında, o ana kadartüm öğrendiklerimin bir hazmıydı.Bir şeyi bildiğimiz , onu uyguladığımız zaman ve oranda anlaşılır. Uygulama, bilginin kanıtıdır bence.Bilgi zihinde  kalmayıp,  hayata geçer ise tamamlanmış olur. Zihinde soyut olan bilgi, vücut bulur, hayata geçer.Ve yolculuğunun başka bir aşamasına geçer. Artık o kişi, kişiler veya olay  aracılığı ile dışarıya yansır ve başkalarına ulaşmaya başlar.Aynen bugün burada olduğu gibi.3 yıl önce başlayan yolculuk bugün, deneyimlerimi sizlerle paylaşarak, devam etmekte.

Ve 7 ayın sonunda tekrar bir röntgen çektirdi.Ve %25 iyileşme görüldü.Doktoru son derece etkilendi.Çünkü, çok ileri düzey bir skolyozdu ve kesinlikle ameliyat olması isteniyordu.Omurgasına platinler takılacaktı.Bu da tabii onun hayatını ve esnekliğini, enerjisini, yani herşeyini doğrudan etkileyecekti.

4.5 yıldır, belli aralıklarla düzenli olarak Yoga yapmaya devam ediyoruz.Ve çok ilerleme kaydettik.Ağrıları yok oldu, nefesi açıldı, dikleşti, güçlendi, esnekliği ve kendine güveni arttı ve bunun dışında bizim hesaba katmamış olduğumuz birçok  olumlu gelişmede oldu.

Yoga, 6000 yıllık  geçmişe sahip olan kadim bir yaşam bilgisidir.Kişinin kendini tanımasına araç olur.Aynı zamanda bizi özümüze götürdüğü için de yolun kendisidir, yolculuktur.Kelime anlamı birleşme, bütünleşmedir.Yug kökünden türemişdir.
  • Fiziksel, zihinsel ve ruhsal tüm boyutlarda çalışarak farkındalığımızı geliştirir.
  • Yoga, kendisi canlı bir sistemdir.Yoga’nın kendi zekası vardır.Biz bir kez yapmaya başlarız gerisini o getirir.
  • Biz Yoga yapmaya niyet ederiz, o gerekeni gerektiği şekilde ve zamanda yapar bizim için yapar.
  • Esasında Yoga bizim içimizde ki, zaten her daim mevcut olan, şifa zekasını uyandırır canlandırır, üzerinde ki tozları siler, temizler. Okadar. 
  • Yoga bir anlamda bir temizlik, arınma sistemidir de diyebiliriz.
  • Yoksa doğada ve doğamızda zaten hep iyileşmeye, huzura, mutluluğa ve dengeye doğru bir  eğilim vardır.Ancak biz müdahale etmezsek.
  • Doğayı, doğamızı kendi akışına bırakır, ya da onun ihtiyaçlarına, sesine yönelik hareket edersek.
Bu müdahaleyi yapan zihnimizdir.Zihnimiz her daim patron olmak ister.Ve patronluğunu da kimseye vermek istemez.
Bu yüzden burada esas  olan, zihnimizi görmemiz ve tanımamız. Zihnin yapısını anlamamız. Ve ona savaş açarak değil,  kabullenerek, huyuna giderek eğitmeye başlamamız.

Yoga esasında budur.Zihni görmek, anlamak ve zihnin ötesine, ya da kökenine, yani öze inmek, özde ki kendimizle tekrar buluşmak.Ve zihnin dayatmalarına ragmen yolumuza devam etmeyi öğrenmek ve yapılması gerekeni ayırt edip yapmak.Sonra zaten denge kendiliğinden yerine oturuyor.Fiziksel olarak da.Kişi , yapması gereken şeylere kendiliğinden, içgüdüsel olarak yöneliyor. Her bakımdan.

Skolyoz da aslında özünde zihinsel bir hastalık. Zihin de ki çarpıklık tedavi edilmemiş olduğundan artık yüzeye kadar çıkmış ve ,"yüksek sesle bağırarak” kendini duyurmaya karar vermiş ve görünür olmuş.

Zihin ve beden içiçeler. Birbirlerini etkiliyorlar. Hem olumlu hem olumsuz anlamda.Aslında olumsuz gibi görünen anlamı da olumlu sayılır. Çünkü yaşanan rahatsızlık ve dengesizlikler, aslında yalnızca bizim dikkatimizi çevireceğimiz yön konusunda bize sadece bilgi vermekte.Dengeye kavuşması gereken yönümüzü gösterip ,evrimleşme yolumuzda birer aracı konumundadır "hastalıklar”.

Yoga ise insanı bir oya gibi işler.Kat kat her katmanı sırayla arındırır.Bunu herkes kendi sürecinde yaşar.Herkesin hikayesi  ortaktır ama farklıdır.Dolayısıyla bir kişi Yogaya herhangi bir sebep ile başlar ve sonunda bir bütün olarak kendisini bulur karşısında.

Şunu da fark ediyorum ki hayatına Yogayı sokmak isteyen kişilerin hepsi hayatlarında bir dönüm noktasına gelmiş.Bunu bazısı farkında bazısı değil.Ama artık birisinden "Yogaya başlamak istiyorum” lafını duyduğum zaman, şöyle bir gülümsüyorum.Ve içimden, "Allah kolaylık versin ve yolunu açık etsin” diyorum.  Ve yine içten  gülümsüyorum.

Kendimizle yüzleşmek kolay bir süreç değil ama gerekli.Dengeye kavuşmak, öze dönmek, huzuru bulmak için gerekli.Kendimizi tanımadan hiçbirşeyi tanıyamıyoruz.

Bu yüzden zorlu ama çok "ödüllü” ve zevkli ve de kelimelere sığmayacak kadar değerli bir öğreti, tecrübe. Çünki Yaşamın kendisi!!!

Skolyozlu müşterim ise bugün birçok korku ve endişelerini yenmiş, hayata bambaşka bir çerçeveden bakarak daha mutlu bir kişi haline dönüştü.Ve artık Yoga yaparken, fiziğini eskisi gibi kafasına takmıyor.Fiziksel bedeni ile olan ilişkisi tamamen değişti.Daha inceliklere açılmaya başladı..

Çok şükür…..Allah hepimizin yolunu daima açsın ve yüreklerimizi sevgiyle doldursun inşallah…

Bu konuda çok beğendiğim bir yazıyı da paylaşmak istiyorum.Yoga ve Ayurveda birbirlerini tamamlayan iki Yaşam Bilgisidir.Ayurveda Doğa ile uyumlu yaşama sanatı, Yoga da bu sanatın fiziksel, zihinsel ve ruhsal boyutunda ki uygulamasıdır.

Ayurveda Hekimleri Konseyi Ayurvedave Yoga’nı her zaman problemin kökenine indiğini söyler."Ve tüm ilişkilerin kökeninde insan kalbi vardır” der."Ayurveda hekimi için kalp sadece bir pompa değildir. Ayrıca duyguların merkezidir.Sevmek, hissetmek ve verici olmak açısından büyük bir potansiyel ile donatılmıştır.Tek bir tohumun tüm ağacı barındırması gibi kendi içinde evrenin özünü içerir.Tabii ki bu nedenle eğer günlük yaşamın stress yüklü sancılarından bu hassas, duygusal kalbe sığınırsanız; bazen siner ve cesareti kırılır.Bu pragya aparadh ya da "akıl hatası” nın bir etkisidir; madde bilincinden etkilenmiş yorgun bir idrak bilincin bütünlüğü ile olan bağlantısını kaybeder. Bu içimizdeki güveni bıraktığımızda başlar.”

Konseyin söylediğine göre bu hatayı doğruya çevirmenin yolu kalbin genişlemesine izin vermektir.Onun sessiz sesini dinlemek ve bize söylediklerini takip etmektir.Bunu yapmaya başladığımızda pragya aparadh yavaş yavaş düzeltilir.Şüphe, umutsuzluk ve hayal kırıklığının tohumları büzüşür ve yok olur. İçimizde ve diger kişilerle olan ilişkilerimizde tekrar bir bütün oluruz."
Ayurveda Hekimler Konseyi

Yazan: Özlem ÖZÜLKER
1974 Afrika Etyopya doğumluyum.  Tasavvuf kökenli ve Diplomat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Biyolojik köküm anne tarafından Girit baba tarafından Üsküp, Makedonya, Manevi köküm ise annemin baba tarafından Merkez Efendi  ve Abdülkadir Geylani Hz. (ks)'ne dayanıyor. 
30 yaşıma kadar 7 kez taşındım ve 5 ayrı ülkede, Afrika, Almanya, Belçika, Fransa ve Türkiye'de yaşadım. 18 yaşıma kadar ailemle, sonra kendi başıma 4 kıta gezdim. 
Lise'ye kadar Alman okullarında okudum ve 3 dil öğrendim (Almanca-Ingilizce-Fransızca). TED Ankara Koleji'nden de mezun oldum.
Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisinden mezun olup Manajans/Thompson Reklam ajansı Medya bölümünde 2 yıl, Medya Araştırma ve Stratejik Planlamacı olarak çalıştım. 
Iki yıl sonra bu görevden ayrılarak yeni bir yöne gitme kararı alıp arayışa çıktım. 
TM Transandantal ve Vipassana Meditasyonları, Reiki, Art of Living Su Darshan Kriya,  Siddhi Teknikleri, Ayurveda ve Yoga öğretmenlik eğitimi aldım. Nepal'de yaşayan bir ustadan nefes teknikleri öğrendim.
Istanbul'un neredeyse bütün Beden-Zihin sağlığı merkezlerinde çalıştım. 
2003'den itibaren özel seanslar ile kendi müşteri portföyümü oluşturmaya başladım. 
Bu süreçte Yoga'nın fiziksel ve zihinsel tedavi yönü ağırlık kazandığından Refleksoloji, Ayurvedik, Marma noktası,  Derin Doku ve Bowen Masaj tekniklerini öğrendim. 
10 yıldır birçok fiziksel ve psikolojik vaka üzerine çalıştım. Bunlardan bazısı Skolyoz, MS (Multiple Sclerosis), Karaciğer-Safrakesesi-Mide ve Bağırsak problemleri, hormon dengesizlikleri, içsel sistemlerin dengesi, spor yaralanmaları, burkulma, incinme, doğuştan gelen veya sonrada oluşan fiziksel engeller, kanser, panik atak, depresyon, bağımlılıklar, doğum öncesi ve sonrası anneler.
12 yıldır Ayurveda  sayesinde bedenim, zihnim ve hayatımda yaşadığım olumlu dönüşümler, bu Kadim ve Eşsiz Yaşam Bilgisine merakımı uyandırdı. Ve Maharishi Ayurvda'da Nabız Teşhisi , Dr. David Frawley'den Ayurveda Yaşam Danışmanlığı ve Uygulayıcısı eğitimlerini aldım. Giritli ve Manevi aile kökenim ise bitkiler ve beden-zihin tedavisi sürecime büyük katkı sağlıyor. 
2005 yılında ise Sufi Ustamla tanışarak Tasavvuf yoluna girdim. Bu yönde aldığım eğitim, hayatımın her alanına yayılıp dönüşüm sağlıyarak eğitimimi sürekli kılıyor. Genetik mirasım ile aldığım eğitimler birleşip uygulama tarzımı oluşturuyorlar. Bilgim ve tecrübem hergün gelişmeye devam ediyor.
Şimdi ise, bir yandan Maharishi Ayurveda  Doğa Arınma Merkezi'ni işletip bir yandan da özel ve grup senaslarına devam ediyor, edindiğim bilgi ve tecrübeyi mümkün olduğunca yayarak, ihtiyaç sahiplerinin faydalanmasını sağlamak ve bu beden-zihin sağlığı ve bilinci konusunda ki bilgi açığını da biraz olsun kapama konusunda katkı sağlayarak, bir hizmet vermiş olmayı da amaçlıyorum.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye