Dizanteri - Alternatif Tedavi

Dizanteri, mikrobiyal kökenli bir bağırsak inflamasyonu olmakla beraber daha çok kalın bağırsakları etkilemektedir.

Dizanteri

Dizanteri, mikrobiyal kökenli bir bağırsak inflamasyonu olmakla beraber daha çok kalın bağırsakları etkilemektedir. Şiddetli diyare ve karın ağrısıyla seyreden hastalığın en belirgin semptomlarından biri dışkıda kan ve bol miktarda mukus gözlenmesidir.

Dizanteri kişiden kişiye farklı şiddette seyretmekle beraber hafif şiddette ya da şiddetli mide ve karın krampları hastayı bitkin düşürebilmektedir. Özellikle dizanteri tedavi edilmediği durumlarda, bilhassa dışkıyla kaybedilen su ve elektrolit kaybı geri karşılanmazsa hayati tehdit oluşturabilecek boyutlara ulaşabilmektedir.

Dizanterinin iki türü bulunmaktadır: 

1)Bakteriyel dizanteri: Shigella adlı bir bakterinin yol açtığı dizanteri türüdür. Özellikle Avrupa ve Amerika’da görülen dizanteri türüdür.

2)Amipli dizanteri: Entamoeba histolytica adlı amipin (tek hücreli bir canlı) yol açtığı dizanteri türüdür. Özellikle dünyanın tropikal bölgelerinde yaygındır.
Her iki dizanteri türü de yetersiz hijyen nedeniyle ya da kontamine olmuş gıdaların (enfeksiyon ajanının bulunduğu gıdalar) tüketimi sonucu meydana gelebilmektedir. Yine her iki tür de tedavi edilmediğinde tehlikeli olabilmekle beraber, amipli dizanteri genellikle diğer türe göre daha ağır seyretmektedir.

Bakteriyel Dizanteri: Bu tür dizanteri Shigella cinsi bir bakteri tarafından meydana gelmektedir. Shigella bakterisinin 4 türü mevcuttur:
  • Shigella sonnei: En sık rastlanan türdür, neyse ki hastalık semptomları hafiftir.
  • Shigella flexnerii
  • Shigella boydii
  • Shigella dysenteriae: Bu bakterinin oluşturduğu dizanteri, en şiddetli semptomları meydana getirir.
Özellikle dışkıda bulunan Shigella bakterisi, yetersiz hijyen nedeniyle bir kişiden diğerlerine bulaşabilir. Bilhassa tuvaletten sonra ellerin düzgün şekilde yıkanmaması bu bakterinin yayılmasına neden olabilir. Bağırsakta yaşayan bu bakteri, burada bulunan hücreleri öldürerek çoğalır ve hastalık semptomlarını meydana getirir.

Bakteri ile kontamine olmuş yiyeceklerin tüketimi de bu hastalığa yakalanmanıza neden olabilir.

Amipli Dizanteri: Bu rahatsızlık özellikle tropikal bölgelerde bulunan ve Entamoeba histolitica isimli amip (tek hücreli ve parazit bir canlı) nedeniyle meydana gelmektedir. Özellikle dünyadaki tropikal iklimlerde bulunan bu bakteri, bilhassa yurtdışı seyahatleri esnasında bulaşabilmektedir.

Bağırsakta enfeksiyona neden olan bu tek hücreli canlılar, bağırsağı terk etmeden hemen önce ufak bir grup halinde birleşerek kendilerini koruyan bir katman ile kaplanırlar. Bu amip topluluğundan oluşan ve bir tabakayla kaplanan yapı "kist” adını alır. Kistler koruyucu katmanla kaplı olduklarından dış ortamda da uzun süre yaşayabilmektedirler. Bir gıda ya da su kaynağına bulaşan kistler ise yenilen gıda veya tüketilen içecek sayesinde kişilere bulaşabilmektedir. 

Bakteriyel dizanteri: Genellikle enfeksiyon, enfeksiyona sebep olan bakterinin vücuda girmesinden sonra 1-7 gün içerisinde başlar. Temel nedenler hafif-orta şiddetli karın ağrısı ve kanlı diyaredir. Bu semptomlar ise genellikle 3-7 gün sürmekle beraber, tedavi sonrası hastada iyileşme görülür.

Ancak dizanteri bazen çok daha şiddetli seyredebilir. Bu gibi durumlarda aşağıdaki semptomlar görülebilir:
  • Kan ve mukus içeren sulu diyare,
  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Halsizlik ve yorgunluk,
  • Şiddetli karın ağrısı ve krampları,
  • Mide bölgesinde ağrı ve kramplar,
  • Yüksek ateş (38 C veya üzeri) vs…
Amipli dizanteri: Amipli dizanterinin semptomları, rahatsızlığa neden olan amipin bulaşmasını takiben yaklaşık 10 gün içerisinde başlar.

Amipli dizanterinin başilıca semptomları şunlardır:
  • Sulu diyare,
  • Dışkıda kan,
  • Dışkıda bol miktarda mukus,
  • Mide bulantısı ve kusma,
  • Karın ağrısı,
  • Yüksek ateş ve titreme,
  • Rektumdan kan gelmesi,
  • İştah kaybı,
  • İstenmeyen kilo kaybı vs..
Eğer amipli dizanteriye yakalanmışsanız dışkıda kan görülmesinin nedeni, amiplerin bağırsağın iç çeperine saldırarak burada yaralar meydana getirmeleridir. Özellike parazit eğer kan dolaşımına geçerse karaciğer gibi hayati organlara taşınabilir ve karaciğer abseleri gibi ciddi rahatsızlıklara sebep olabilir.

Amipli dizanterinin semptomları genellikle birkaç günden birkaç haftaya kadar uzun süre devam edebilmektedir. Hatta hastalık tedavi edilerek semptomların iyileştiği durumlarda bile bu tek hücreli parazit bağırsakta aylarca hatta yıllarca yaşamaya devam edebilir. Bu nedenle hastalık atlatıldıktan sonra bile çevredeki insanlara bulaştırma riski mevcuttur ayrıca semptomların da tekrar etme riski mevcuttur.

Dizanteride yoğun sıvı ve elektrolit kaybı nedeniyle oral rehidrasyon tedavisi uygulanır. Bu tedaviyle vücudun kaybettiği su ve elektrolitlerin geri kazandırılması amaçlanır. Eğer ishal çok şiddetliyse ya da oral verilen rehidrasyon tedavisi sonucu kusma meydana geliyorsa, aynı tedavi damardan da uygulanabilir. 

Eğer dizanterinin etkeni Shigella adlı bakteriyse, hekim tarafından reçete edilen uygun bir antibiyotik sayesinde hastalığın iyileşme süresi kısaltılabilir. Özellikle ciprofloxacin gibi antibiyotikler tercih edilir. Ancak şiddetli olmayan ve hafif seyreden dizanteri, uygun miktarda sıvı tüketimi sayesinde diğer bir tedaviye gereksinim kalmadan 1 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşme gösterebilir.

Amipli dizanteri, bakteriyel dizanteriye göre daha ağır seyredebildiğinden daha ciddi tedavi uygulaması gerektirebilir. Rehidratasyon tedavisinin yanı sıra metronidazol gibi bir antimikrobiyal bir ilaç kullanılması gerekebilir. Ayrıca paraziti vücuttan atmak için diloxanide furoat, paromomisin veya ioduquinol gibi ilaçlar da reçete edilebilir.

Dizanteri tedavisi bağırsaklardan toksik ve rahatsızlık yaratan maddelerin atılması, ağrılı belirtilerin ve bakterinin şiddetinin azaltılmasına odaklanmalıdır. Akut belirtiler var olduğu sürece hasta katı gıda almamalıdır. Sadece portakal suyu ve su tüketmelidir. Alternatif olarak sadece ayran da tüketilebilir. Ayran zararlı bakteriye karşı savaşır ve bağırsaklarda faydalı mikroorganizmaların oluşumunu destekler. 

Hastaya emülsiyon formunda küçük dozlarda Hint yağı verilebilir. Bu hafif bir müshil etkisi yapar ve zararlı maddenin daha çabuk atılmasını sağlar. Ayrıca ülserli yüzeylerde kayganlaştırıcı etki yapar. Hint yağının yanında birikmiş zehirli maddenin atılması çok düşük basınçlı ve bol sulu lavmanla da desteklenebilir. Bu günde 2 ya da 3 kez yapılabilir. Hareket ağrı yaptığı ve belirtileri kötüleştirdiği için hasta sürekli yatak istirahatında olmalıdır. Karnın üstüne sıcak su torbası uygulanabilir.

Akut belirtiler geçtiğinde hasta pirinç, yağsız süt, lor, taze olgun meyveler, özellikle de muz ve nar yiyebilir. Katı gıdalara iyileşme düzeyine göre çok yavaşça geçiş yapılmalıdır. Et ve et ürünlerinden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Kaçınılması gereken diğer gıdalar arasında çay, kahbe, beyaz şeker, beyaz un, bunlardan yapılmış gıdalar ve tüm formlarında alkol yer alır.

Nar kabuğunu kullanmak da dizanteride etkilidir. 60 gram kabuk 250 gram sütte kaynatılır. Sütün üçte biri buharlaştığında ateşten alınır. Uygun aralıklarla üç eşit dozda hastaya verilir. 

Limon suyu sıradan dizanteri vakalarında çok etkilidir. Birkaç limon soyulup dilimlenerek 250 ml suya eklenir ve birkaç dakika kaynatılır. Süzülen füzyon günde üç kere içilir.

Dizanteri tedavisinde etkili diğer tarifler küçük soğan parçaları ve lor karışımı; peepal (Ficus religiosa) ağacı yapraklarının eşit miktarda kişniş yaprağı ve şekerle karışımının yavaşça çiğnenmesidir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye