Psikosomatik Tıp - Hazırlık

Duygusal sorunlardan kaynaklanan fiziksel sağlık durumlarının araştırılması, teşhisi ve tedavisidir.

Psikosomatik Tıp

Psikosomatik tıp, duygusal sorunlardan kaynaklanan fiziksel sağlık durumlarının araştırılması, teşhis edilmesi ve tedavisidir. Sağlık ve hekimlik uygulamalarında, zihin ve beden bütünlüğünün önemini vurgular. Pek çok hekim hastalıkların psikolojik nedenlerini anlamanın, hastalığın belirtilerinin anlaşılması ve tedavi edilmesinde çok önemli olduğuna inanır. Kaiser Permanente’nin Hasta Eğitimi ve Sağlığı Geliştirilme Birliği’nin Kuzey Kaliforniya Bölgesi direktörü olan Dr. David Sobel, Managed Healthcare Executive’in Nisan 2002 baskısında; hekimliğe başladığında ilk fark ettiği şeylerden birinin, sorunları olan hastaların büyük bir kısmının durumlarının geleneksel tıp ya da teşhis yöntemleri ile açıklanamayışı olduğunu söylemiştir.

Hastaların yaklaşık %20’sinin teşhis edilebilir psikiyatrik bozuklukları olduğunu ancak %80’inden fazlasının önemli seviyelerde psikolojik distresten muzdarip olduğunu belirtmiştir. Şu şekilde devam eder: "Distres kendisini genellikle fiziksel ya da bedensel belirtilerle gösterir. Belirtiye neden olmuyorsa, durumlarını mutlaka ağırlaştıracaktır.” Sobel distresi, zihin-beden işleyişinin düzenlenmesinde eksiklik olarak ifade etmiştir. Bunu ele almak için de Kaiser Permanente Hastanesi, hastalara rahatlama, stresi yönetme, daha etkin iletişim kurma ve daha olumlu düşünme yöntemleri öğreten bir zihin-beden programı geliştirmiştir.
Bilinen tarih boyunca, insanların hastalıkları çeşitli büyülü sözler, dualar, ellerin kullanılması ve diğer ritüeller gibi çeşitli mistik uygulamalarla iyileştirdiği söylenir. Hekimlerin zihin ile belirli hastalıklar arasında ne zaman bağlantı kurmuş oldukları kesin olarak bilinmese de kayıtlara bakıldığında bu en azından 1700’lere kadar uzanmaktadır.

1774’de Alman hekim Franz Anton Mesmer (1734–1815), bazı hastaları iyileştirmek için çevrelerinde mıknatısları salladığında mistizm için bilimsel bir dayanak oluşturmuş oldu. Daha sonra mıknatısların gerekli olmadığı ve ellerini bazı hastaların üzerinden geçirerek de aynı etkiyi sağladığını keşfetti. Bu tekniği "hayvan manyetizması” olarak adlandırdı ve bunun, bedendeki doğal elektromanyetik enerji akışı tıkandığında hastalıkların ortaya çıktığı prensibine dayandığını ifade etti. Viyana'da bir hekimlik uygulaması başlattı ve daha sonra altı yıl yaşadığı ve hastalıkları tedavi için manyetizma ve hipnoz kullanarak çalıştığı Paris’e gitti. Sonunda her iki şehirden de ayrılmaya zorlandı ve teknikleri her zaman işe yaramadığından "sahte doktor” damgası yedi.
 
Mesmer’in çalışmaları Amerikalı bilim ve devlet adamı Benjamin Franklin (1706–1790) ve oksijeni izole etmesi ile tanınmış olan Fransız kimyacı Antoine Lavoisier (1743–1794) tarafından incelendi. Her ikisi de Mesmer’in çalışmasını kopyalayarak yıllarını harcadı ancak başarılı olamadı. Fakat araştırması Franklin’i zihnin fiziksel hastalıklar üzerinde etkili olduğu; bazı hastalardaki iyileşme inancının onları gerçekten iyileştirdiği sonucuna götürdü. Psikosomatik tıp üzerine daha sonraki araştırmalar 1800’lerin sonlarında Avusturyalı psikolog Sigmund Freud (1856–1939) tarafından yürütüldü. Araştırmalar devam etti ve 1960’larda bu alan genel tıp camiasının saygınlığını kazandı. Günümüzde biofeedback, hipnoz, dua ve mizah psikosomatik tıbbın akla yatkın yönleri olarak kabul edilir. 
Psikosomatik tıbbın başlıca faydası, ilaç, ameliyat ya da diğer invazif tedavileri içermemesidir. Ayrıca fiziksel durumdan ziyade zihin tarafından yaratılan sağlık sorunlarında muazzam biçimde fayda sağlar. Bunun yanı sıra psikosomatik tıpta, hastanın çeşitli olumlu düşünce teknikleri ile iyileşme sürecini kontrol edebilme becerisi vardır.
Psikosomatik tedaviden önce, etkili olabileceğine inanmaya isteklilik dışında herhangi bir hazırlık gerekmez.
Hastalar, tıp ya da psikoloji alanında eğitimi olmayan ya da bu alanlardan birinde uzmanlığı olmayan psikosomatik pratisyenlerden sakınmalıdır. Bazı hastaların geleneksel tıbbi bakıma ya da geleneksel ile psikosomatik terapilerin birleşimine ihtiyaçları olabilir.

Uzman bir tıp hekimi tarafından psikosomatik tedavi almaya elverişli görülmüş olan hastalarda bilinen, ciddi bir yan etkisi yoktur.
Carnegie Mellon Üniversitesi Psikoloji Bölümü araştırmacıları tarafından 2002’de yayınlanmış bir araştırma, olumlu duygulara sahip kişilerin daha az soğuk algınlığına yakalandığını bulmuştur. Yine 2002’de yayınlanan ve California Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmada ise olumlu bir tutuma sahip olan AIDS hastalarının AIDS ile ilişkili belirtiler nedeniyle ölme oranının daha düşük olduğu bildirilmiştir. Yine 2002’de yayınlanan ve Kanada’da yürütülen başka bir araştırma ise, düzenli olarak meditasyon ve yoga yapan meme ya da prostat kanseri hastalarının daha iyi bir hayat kalitesine ulaştıklarını ve hastalıklarından kaynaklanan stres seviyelerinde azalma olduğunu göstermiştir. 2000’de Iowa, Fairfield’daki Maharishi Üniversitesi’ndeki Center for Health and Aging Studies tarafından yayımlanan bir araştırma ise, Transandantal Meditasyon uygulayan kişilerin kolesterol seviyelerini önemli oranda düşürdüklerini göstermiştir. Ayrıca birçok üniversite tarafından yürütülen ve 2003’te yayınlanan bir çalışmada, meditasyonun hastaların beyin ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını iyileştirdiği görülmüştür.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye