Prostat Kanseri - Belirtileri

Prostatta meydana gelen kanser türüdür.

Prostat Kanseri

Prostat, spermi besleyen ve taşıyan meninin sıvı kısmını oluşturan küçük bir ceviz şeklindeki bezdir. Bu bölgede gelişen kansere prostat kanseri denir. Prostat kanseri erkeklerde en yaygın kanser türlerinden biridir. Genellikle yavaş ilerler ve ilk başlarda çok ciddi zarara neden olmayacağı prostat bezine yapışır. Prostat kanserinin bazı türleri yavaş ilerleyip hafif tedavi gerektiren veya hiç gerektirmeyen türler iken, bazıları agresiftir ve hızlı bir şekilde yayılabilir. Erken teşhis edilen prostat kanserinin – prostat bezi ile sınırlı olduğu sürece – başarılı bir şekilde tedavi edilme şansı daha yüksektir.

Prostat kanseri erken aşamalarında belirti göstermeyebilir. Daha ilerlemiş olan prostat kanserinin aşağıdaki gibi belirtileri olabilir:
  • İdrara çıkma sorunu
  • İdrarın akış gücünde azalma
  • İdrarın kanlı olması
  • Spermin kanlı olması
  • Bacaklarda şişkinlik
  • Leğen kemiği bölgesinde rahatsızlık
  • Kemik ağrısı
Endişelendirici bir belirti görüldüğünde derhal doktora danışılmalıdır. Düzenli prostat kanseri taramasının faydaları ve riskleri doktorla görüşülmelidir. Sağlık örgütlerinin prostat kanseri taraması ile ilgili tavsiyeleri değişiklik göstermektedir; ancak çoğu, erkeklere 50’li yaşlarda bu konuda doktorlarıyla görüşme tavsiyesinde bulunmaktadır.

Prostat Kanseri Taraması
Çoğu prostat kanseri rutin taramalarda tespit edilir. Yine de prostat kanseri belirtisi olmayan erkeklerin test edilmesi konusu çelişkilidir. Sağlık örgütleri ne tarama konusunda ne de faydaları konusunda uzlaşamamıştır. Bazı sağlık örgütleri, erkeklerin tarama yaptırmaya 50’li yaşlarında, prostat kanseri risk faktörlerini taşıyan erkeklerin ise daha erken yaşlarda başlaması gerektiğini savunurken, diğer örgütler taramaya karşı çıkmaktadır. Taramanın faydaları ve riskleri doktorla konuşulabilir. Prostat taraması testleri arasında şunlar bulunabilir:
  • Dijital Rektal Muayene (DRM): Bir DRM sırasında doktor, eldivenli ve yağlanmış bir parmağını, bitişiğinde bulunan prostatı incelemek için rektuma sokar. Eğer doktor, prostatın dokusunda, şeklinde veya ebadında bir anormallik bulursa daha fazla teste ihtiyaç duyulabilir.
  • Prostat Spesifik Antijen Testi (PSA): Koldaki bir damardan bir kan örneği alınır ve prostat bezi tarafından doğal olarak üretilen PSA için analiz edilir. Az miktarda PSA’nın kan dolaşımına karışması normaldir. Ancak, eğer normalden yüksek bir seviyede çıkarsa bu durum, prostat enfeksiyonu, iltihap, büyüme veya kanser göstergesi olabilir.
DRM ile birlikte yapılan PSA testi, prostat kanserinin ilk aşamalarda tespit edilmesine yardımcı olmaktadır; ancak çalışmalar bu testlerin hayat kurtardığını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, prostat kanseri taramasını çevreleyen çok fazla tartışma vardır.

Prostat Kanserinin Teşhisi
DRM veya PSA testlerinde bir anormallik tespit edilirse doktor, prostat kanserini belirleyebilmek için aşağıdaki gibi bazı testler önerebilir:
  • Ultrason: Eğer diğer testler endişe uyandırırsa, doktor prostatı daha iyi inceleyebilmek için transrektal ultrason kullanabilir. Bir sigara şeklinde ve büyüklüğündeki bir test çubuğu rektuma yerleştirilir. Test çubuğu prostat bezini görüntülemek için ses dalgaları kullanır.
  • Prostat biyopsisi: Eğer ilk testlerin sonuçları prostat kanserini gösteriyorsa, doktor prostattan şüpheli hücrelerin toplanması için bir prosedür önerebilir (prostat biyopsisi). Prostat biyopsisi genellikle doku toplamak için prostata batırılan ince bir iğne kullanılarak yapılır. Bu doku örneği, kanser hücrelerinin bulunup bulunmadığını belirlemek üzere laboratuvarda incelenir.
Kanser Hücresinin İncelenmesi
Biyopsi kanserin varlığını doğruladığı zaman, derecelendirme adı verilen bir sonraki adım, kanserin ne kadar agresif olduğunun tespit edilmesidir. Doku örnekleri üzerinde çalışılır ve kanserli hücreler sağlıklı prostat hücreleriyle karşılaştırılır. Kanserli hücreler sağlıklı olanlardan ne kadar farklılık gösteriyorsa kanser o kadar agresiftir ve hızla yayılma riski de o kadar yüksektir. Daha agresif olan kanserli hücrelerin dereceleri daha yüksektir. 

Prostat kanserli hücrelerin değerlendirilmesinde en yaygın kullanılan ölçünün adı Gleason testidir. Derecelendirme 2 (agresif olmayan kanser) ila 10 (çok agresif kanser) arasında değişir.

Kanserin Yayılımının Belirlenmesi
Kanser teşhisi konulduğunda doktor kanserin büyüklüğünü (evresini) belirlemeye çalışır. Çoğu erkeğin bu fazladan testlere ihtiyacı olmayacaktır. Ancak doktor, kanserin prostat dışına yayıldığından şüphelenirse, aşağıdakiler gibi bir takım tarama testleri tavsiye edilebilir:
  • Kemik taraması 
  • Ultrason
  • Bilgisayarlı tomografik (BT) görüntüleme
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MRI)
Tarama tamamlandığında doktor kanserin derecesini belirler. Bu durum, tedavi seçeneklerini belirlemekte yardımcı olur. Prostat kanseri aşamaları şunlardır:
  • I. Aşama: Bu aşama, doktorun hissedemeyeceği mikroskopik bir alanla sınırlı olan çok erken bir kanser aşamasını gösterir.
  • II. Aşama: Kanser hissedilebilir; ancak prostat beziyle sınırlıdır.
  • III. Aşama: Kanser sperma kesesinin veya diğer yakınlardaki dokuların ötesine yayılmıştır.
  • IV. Aşama: Kanser lenf bezlerine, kemiklere, akciğere ve diğer organlara yayılmıştır.
Prostat kanserine neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir. Doktorlar, prostattaki bazı hücreler anormalleştiğinde prostat kanseri olunduğunu belirtmektedir. Bu hücrelerin DNA’sındaki mutasyonlar, normal hücrelerden daha hızlı büyümelerine ve bölünmesine neden olmaktadır. Diğer hücreler ölürken, anormal hücreler yaşamaya devam eder. Birikmiş anormal hücreler, çevre dokuyu istila edebilecek kadar büyüyen bir tümör oluşturur. Bazı anormal hücreler koparak vücudun diğer taraflarına sıçrayabilir (metastaz).

Risk Faktörleri
Prostat kanserine yakalanma riskini arttıran faktörler arasında şunlar yer almaktadır:
  • Yaşın ilerlemesi: Prostat kanseri riski yaşla birlikte artar. Prostat kanseri en çok 65 yaş üstü erkeklerde yaygındır.
  • Siyahî olmak: Siyahî erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski diğer ırklardan olan erkeklere göre daha fazladır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir.
  • Ailede prostat kanseri geçmişinin olması: Ailesindeki erkekler prostat kanseri geçiren kişilerin riski artabilir.
  • Obezite: Prostat kanseri teşhisi konulan obez erkeklerin, tedavisi daha zor olan ve daha ilerlemiş hastalıklara yakalanma riski yüksektir.
Komplikasyonlar
Prostat kanserinin ve tedavisinin yol açtığı sağlık sorunları arasında şunlar yer almaktadır:
  • Yayılan kanser: Prostat kanseri, yakın organlara yayılabilir veya kan dolaşımı ya da lenf sistemi yoluyla kemiklere ve diğer organlara yürüyebilir. Vücudun diğer bölgelerine yayılan prostat kanserinin tedavisi, prostat bölgesiyle sınırlı kalan kanserin tedavisinden daha zordur.
  • İdrarını tutamama: Hem prostat kanseri hem de tedavisi idrarı tutamama problemine neden olabilir. İdrar tutamama probleminin tedavisi, hangi türde olduğuna, ne kadar şiddetli olduğuna ve durumun zamanla iyileşmesi ihtimalinin ne derecede olduğuna bağlıdır. Tedavi seçenekleri arasında ilaçlar, sonda ve ameliyat bulunmaktadır.
  • Ereksiyon bozukluğu: Ereksiyon bozukluğu, prostat kanserinin veya ameliyat, radyasyon ve hormon içeren tedavilerin bir sonucu olabilir. İlaçlar, ereksiyona yardımcı olan aletler ve ameliyat, ereksiyon bozukluğu tedavisinde kullanılmaktadır.
Prostat kanserinde tedavi seçenekleri, kanserin hangi hızla ilerlediği, ne kadar yayıldığı, genel sağlık durumu ve tedavinin faydaları ile muhtemel yan etkileri gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterir. Prostat kanserinin çok erken aşamalarında olduğu teşhis edilen erkekler için tedavi hemen gerekmeyebilir. Bazı erkeklerin tedaviye hiç ihtiyacı olmayabilir. Bunun yerine doktorlar bazen, aktif izlem adı verilen dikkatli gözlemi tavsiye etmektedir. Dikkatli gözlemde, düzenli olarak tedavi sonrası takip, rektal muayeneler ve muhtemelen biyopsiler kanserin ilerleme durumunu gözlemlemek için kullanılabilir.

Eğer testler kanserin ilerlemede olduğunu gösterirse, ameliyat veya radyasyon gibi prostat kanseri tedaviler, tercih edilebilir. Fazla semptoma neden olmayan, oldukça yavaş ilerlemesi beklenen ve prostatın çok küçük bir alanıyla sınırlı olan kanser için gözlemleyerek beklemek de bir seçenek olabilir. Gözlemleyerek bekleme seçeneği aynı zamanda başka bir ciddi sağlık problemi olan ve kanser tedavisini zorlaştıracak kadar ilerlemiş yaşlarda olan erkekler için de uygun olabilir. Gözlemleyerek bekleme, kontroller arasında kanserin ilerlemesi ve yayılması sonucu tedaviyi güçleştirme riskine sahiptir.

Radyasyon Terapisi
Radyasyon terapisi kanserli hücreleri öldürmek için yüksek güçte enerji kullanır. Prostat kanseri radyasyon terapisi iki şekilde yapılabilir:
  1. Vücuda dışarıdan gelen radyasyon (Dış huzme radyasyonu): Dış huzme radyasyon terapisi sırasında, hasta bir masaya uzanırken, bir cihaz da prostat kanserine X-ışınları gibi yüksek güçlü enerji ışınları yönelterek vücudun etrafında hareket eder. Genel olarak dış huzme radyasyon terapisine birkaç hafta boyunca haftada beş gün süre ile girilir.
  2. Vücudun içine yerleştirilen radyasyon (Brakiterapi): Brakiterapi, pirinç büyüklüğünde radyoaktif tohumların prostat dokusuna yerleştirilmesini içerir. Radyoaktif tohumlar, uzun bir zaman diliminde küçük dozda radyasyon verirler. Doktor radyoaktif tohumları prostata, ultrason görüntüleri ile yönlendirilen bir iğne yardımıyla yerleştirir. Yerleştirilen tohumlar sonunda radyasyon vermemeye başlarlar; böylece geri alınmalarına gerek kalmaz.
Radyasyon terapisinin yan etkileri arasında, ağrılı idrara çıkma, sürekli idrara çıkma ve idrar tutamamanın yanı sıra, dışkıyı tutamama veya ağrılı dışkı yapma gibi rektal etkiler de olabilir. Aynı zamanda ereksiyon bozukluğu da görülebilir.

Hormon Terapisi
Hormon terapisi, vücudun erkek hormonu olan testosteron üretimini durdurmak için yapılan tedavidir. Prostat kanseri hücrelerinin büyümesine testosteron hormonu yardımcı olmaktadır. Sağlanan hormonun kesilmesi kanserli hücrelerin ölmesine veya daha yavaş büyümesine neden olabilir. Hormon terapisi seçenekleri arasında şunlar yer almaktadır: 
  • Vücudun testosteron üretimini durduran ilaçlar: Luteinize edici hormonu salgılayan hormon (LH-RH) agonistleri olarak bilinen ilaçlar, testislerin testosteron üretmek için mesaj almasını engeller. Bu hormon terapisinde kullanılan ilaçlar arasında genellikle löprolid, goserelin, triptorelin, histrelin ve degarelix yer alır.
  • Testesteronun kanserli hücrelere ulaşmasını engelleyen ilaçlar: Antiandrojenler olarak bilinen ilaçlar, testosteronun kanserli hücrelerinize ulaşmasını engeller. Örnekler arasında bikalutamid, flutamid ve nilutamid yer almaktadır. Bu ilaçlar genellikle bir LH-RH agonistiyle birlikte veya bir LH-RH agonisti alınmadan önce verilir.
  • Testislerin alınması için ameliyat (Orşiektomi): Testislerin alınması, vücuttaki testosteron seviyesini düşürür. Orşiektominin testosteron seviyesini düşürmedeki etkisi hormon terapi ilaçlarınınkiyle benzerdir ancak hızı çok daha fazladır.
Hormon terapisi, kanserin küçülmesi ve tümörlerin büyümesinin yavaşlatılması için ilerlemiş prostat kanseri olan erkeklerde uygulanır. Prostat kanserinin ilk aşamalarında olan erkeklerde, hormon terapisi, radyasyon terapisinden önce tümörü küçültmek için kullanılabilir. Bu işlem, radyasyon terapisinin başarılı olma ihtimalini yükseltir. Hormon terapisi bazen ameliyattan veya radyasyon terapisinden sonra, geride kalan kanserli hücrelerin büyümesini yavaşlatmak için uygulanır. Hormon terapisinin yan etkileri arasında ereksiyon sorunları, sıcak basması, kas kaybı, azalan cinsel dürtü ve kilo kaybı yer alabilir. Hormon terapisi aynı zamanda kalp krizi ve kalp hastalıkları riskini de arttırır. Doktorlar, uzun süreli hormon terapisinin ve oluşan düşük hormon seviyelerinin kalp ve damar problemlerine neden olabileceğine inanmaktadır.

Ameliyat
Prostat kanseri ameliyatı, prostat bezinin (radikal prostatektomi), çevreleyen bazı dokular ve birkaç lenf bezinin alınmasını içerir. Radikal prostatektomi işleminin uygulama yöntemleri arasında şunlar yer almaktadır:
  • Karnın insizyonla açılması: Retropubik ameliyat sırasında, prostat bezi, alt karından açılan bir insizyondan dışarı çıkarılır. Diğer prostat ameliyatlarıyla kıyaslandığında retropubik ameliyat, sinirlerin zarar görmesi konusunda küçük bir risk taşıyabilir ve bu da idrar kesesi kontrolü ve ereksiyonla ilgili problemlere sebep olabilir.
  • Anüs ve testis torbası arasında insizyon açılması: Perineal ameliyat, prostata ulaşmak için anüs ve idrar torbasının arasında bir insizyon açılmasını içermektedir. Ameliyata perineal yaklaşım, daha hızlı iyileşmeye izin verebilir; fakat bu teknik, yakınlardaki lenf bezlerinin alınmasını gerektirerek sinirlerin yıpranmasından kaçınmayı daha zorlu hale getirir.
  • Laparoskopik prostatektomi: Laparoskopik radikal prostatektomi esnasında karına çok sayıda küçük insizyonlar açılır. Doktor bu insizyonlardan içeriye, ucunda küçük bir kamerası olan ince bir tüpün (laparoskop) de dahil olduğu özel tıbbi cihazlar sokar. Laparoskop, ameliyat odasındaki monitöre görüntüler gönderir. Cerrah, cihazları yönlendirirken bir yandan da monitörden izler. Laparoskopik ameliyat, geleneksel ameliyatlarda olduğundan daha kısa süre hastanede kalmayı ve daha hızlı sürede iyileşmeyi sağlar.
  • Ameliyata yardımcı olarak bir robot kullanılması: Robotlu laparoskopik ameliyat sırasında aletler mekanik bir cihaza (robot) bağlanmıştır. Cerrah bir konsolda oturur ve aletleri hareket ettirmek için el kumandasını kullanır. Laparoskopik ameliyat sırasında robot kullanmak, tıbbi aletlerle uygulanan geleneksel laparoskopik ameliyatta olduğundan daha kesin hareketler sağlanmasına neden olabilir.
Prostat Dokusunun Dondurulması
Kriyocerrahi veya dondurarak tedavi, kanser hücrelerini öldürmek için dokunun dondurulmasını kapsar. Prostat kanseri için kriyocerrahi sırasında, ultrason görüntüleri rehberliğinde küçük iğneler prostata yerleştirilir. İğnelere çevredeki dokunun donmasına neden olan çok soğuk bir gaz yerleştirilmiştir. Daha sonra dokuyu tekrar çözmek için iğnelere ikinci bir gaz yerleştirilir. Donma ve çözülme döngüleri kanserli hücreleri ve çevredeki bazı sağlıklı dokuları öldürür. Prostat kanseri için ilk başlardaki kriyocerrahi kullanım girişimleri kabul edilemez yan etkilerle sonuçlanmıştır. Doktorlar yeni teknolojilerin kriyocerrahiyi daha güvenli hale getireceğini umut etmektedir.

Ultrasonla Prostat Dokusunun Isıtılması
Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason tedavisi, prostat dokusunu ısıtmak için güçlü ses dalgaları kullanarak kanserli hücrelerin ölmesine neden olur. Bu tedavi, rektuma küçük bir sonda yerleştirilerek uygulanır. Sonda, prostattaki kesin noktalara ultrason enerjisi odaklar. Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason tedavileri klinik deneylerde çalışılmaktadır. Bu tedavinin fayda ve risklerini anlamak için daha fazla çalışma gerekmektedir.

Kemoterapi
Kemoterapi, kanser hücrelerinin de dahil olduğu hızla büyüyen hücreleri öldürmek için ilaçlar kullanır. Kemoterapi, koldaki bir damar yoluyla, bir tablet formunda veya her iki şekilde sağlanabilir. Kemoterapi, prostat kanseri vücudunun uzak bölgelerine yayılmış olan veya hormon tedavisine cevap vermeyen erkeklerin tedavisinde bir seçenek olabilir. Doktorlar kemoterapinin, radyasyon terapisi veya ameliyatla birleştiğinde faydalı olup olmadığını araştırmaktadır.
Doktor ve hasta tedavi biçimine birçok faktörü göz önünde bulundurduktan sonra karar verecektir.  Bu faktörler arasında hastanın yaşı, tümörün evresi, hastanın genel sağlığı ve eşlik eden herhangi bir hastalığın varlığı bulunur. Bunun yanı sıra, herhangi bir karar verilmeden önce hastanın kişisel tercihleri ve her tedavi biçiminin riskleri ve yararları da dikkate alınır. Kanserli olmayan prostat problemlerini tedavi etmek için kullanılan çeşitli doğal tedaviler önerilen tıbbi bakım ile birlikte bir tıp doktorunun onayı ile uygulanabilir. Prostat büyümesi, prostat kanserinin habercisi olabilir ve iyi huylu prostat büyümesini hafifletmek için birçok alternatif tedavi mevcuttur. Bunlardan biri de, prostat büyümesi tedavisinde son derece etkili olduğu kanıtlanmış bir bitki olan Saw Palmetto’dur. Bunun yanı sıra fizyolojik ve psikolojik terapilerin kullanımıyla kanser hastasının bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine odaklanan tedaviler yararlı olabilir.

Domates ve domates ürünlerinde bulunan bir antioksidan olan likopenin uzun süredir prostat kanserini önlemeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. 2001 yılında prostat kanseri hastaları üzerine yapılan ilk klinik müdahaleli çalışmada, likopen takviyesi prostat kanserinin ilerlemesini yavaşlatmıştır. 

Sağlıklı, kansersiz bir vücudun ve kanser hücrelerinin zayıfladığının zihinde canlandırılmasının şifa verici imgelemeler olduğuna inanılır. Ayrıca olumlu zihinsel tutumun kemoterapi veya radyasyonun istenmeyen yan etkilerini en aza indirgediğini ve geleneksel tıbbi tedaviyi destekleyerek onun daha etkili olmasını sağladığını doğrulayan birçok çalışma vardır. 

Maitake mantarlarındaki bileşenlerin bağışıklık tepkisini arttırarak tümörlerin büyümesini yavaşlattığına inanılmaktadır. Phoenix, Arizona’da bir homeopatik doktor olan Dr. Avram Ber tarafından yürütülen çalışmada, maitake mantarı tableti ile tedavi edilen prostat kanseri hastalarının idrar akımında düzelme ile birlikte idrara çıkma dürtüsünde azalma bildirdiği keşfedilmiştir.

Yakın İzlem 
Yakın izlem acil bir tedavinin önerilmediği ancak doktorların hastayı dikkatli gözlem altında tuttuğu anlamına gelir. Bu seçenek genellikle yaşlı hastalarda, hastaların yaşamını tehdit eden diğer hastalıkları bulunduğunda ve tümör çok agresif olmadığında kullanılır. Yaşlı erkeklerde prostat kanseri yavaş ilerleme eğilimindedir.  Bu nedenle, hastanın prostat kanserinden ölme riski, diğer nedenlere kıyasla, nispeten küçüktür.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye