Allium sativum
- Türkçe Adı: Sarımsak
- İngilizce Adı: Garlic
- En Sık Bulunduğu Bölgeler ve Genel Özellikleri: Anavatanı güney Asya olan bitki, sonradan hemen hemen tüm Akdeniz ve Avrupa bölgelerinde yetiştirilmeye başlanmıştır.
Kullanılabilir Kısımlar: Soğan kısmı (toprakaltı gövde) kurutularak veya taze olarak kullanılır. Bu kısımdan elde edilen uçucu yağ da çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır.
Etkin Maddeler: Allicin, ajoen, oligosülfidler, vinil dithiin ve polisakkaritler başta olmak üzere birçok bileşen içermektedir.
Etkileri ve Kullanıldığı Durumlar: Sarımsak birçok hastalığın tedavisinde kullanılmakta olup oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Özellikle antihipertansif (tansiyon düşürücü), antihiperlipidemik (aşırı lipit seviyelerini ve kolesterolü düşürücü), antifungal (mantar öldürücü), antiparazitik (parazit öldürücü), antibakteriyel (bakteri öldürücü) ve antiviral (virüsleri etkisizleştirici) etkileri sebebiyle kullanılmaktadır. Bunlar haricinde antispazmodik (spazm giderici), diyaforetik (gaz giderici), ekspektoran (balgam söktürücü), immunostimulan (bağışıklık sistemini uyarıcı) vs.. birçok etkisi vardır.
- Sarımsak hipertansiyon, hiperlipidemi, koroner kalp hastalıkları, yaşa bağlı damar hastalıkları, ateroskleroz, miyokard enfarktüsü gibi kalp ve damarlarla ilgili rahatsızlıklarda,
- Kolorektal kanser (barsak kanseri), gastrik kanser, göğüs kanseri, prostat kanseri, idrar kesesi kanseri gibi kanser hastalıklarının tedavisine yardımcı amaçlı,
- Grip, nezle, soğuk algınlığı, yüksek ateş, öksürük gibi rahatsızlıkların tedavisinde ve bağışıklık sistemini güçlendirme amaçlı,
- Vajinal trikomonas, vajinal mantar gibi kadın hastalıklarının tedavisinde,
- Diyare, amip veya bakteriyel dizanterinin tedavisinde,
- Difteri, boğmaca, tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıkların tedavisine yardımcı olarak,
- Astım, bronşit, sinüs tıkanıklıkları, üst solunum yolu hastalıkları gibi solunum sistemi hastalıklarında,
- Başağrısı, yorgunluk, kronik yorgunluk ve stres durumlarıyla mücadelede,
- Helicobacter pylorii nedeniyle oluşan mide rahatsızlıklarında ve mide ağırısında,
- Barsak kurt ve solucanlarını düşürmek amaçlı,
- Diyabet, hiperglisemi ve hipoglisemi hastalıklarının tedavisinde yardımcı olarak,
- Kanamalı idrar ve çeşitli idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde, ayrıca idrar söktürücü olarak,
- Dolaşımı hızlandırmak amaçlı ve afrodizyak olarak,
- Kulak ağrısı, menstural problemler, atlet ayağı, gut, romatizma, hemoroid, böcek ısırıkları gibi çok çeşitli durumların tedavisinde, kullanılır.
- Ayrıca topikal olarak uygulandığında tinea pedis, tinea corporis, tinea cruris gibi mantar enfeksiyonlarının iyileşmesinde, yaraların dezenfeksiyonunda , siğil ve nasırların tedavisinde kullanılır.
- İntravajinal olarak ise sarımsak tek başına veya yoğurt ile karıştırılarak uygulanabilir. Vajinal trikomonas, vajinal mantar gibi kadın hastalıklarının tedavisinde sarımsak tek başına veya yoğurt ile karıştırılarak ve intravajinal olarak (vajina içerisine) uygulanabilir,
Gıdalarda ise sarımsak yağı, taze veya kurutulmuş sarımsak, tat verme amaçlı olarak kullanılabilir.
Etkili Olduğu Durumlar:
- Ateroskleroz: Ateroskleroz, atardamarları (arterleri) etkileyen bir hastalıktır. Yaygın olarak "damar sertleşmesi" olarak adlandırılan arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen "aterom" veya "plak" olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. Günde 300 mg gibi düşük dozlarda alınan sarımsak tozu, yaşa bağlı aort damarındaki elastisite kaybını önlemek için etkili bulunmuştur. 900 mg gibi daha yüksek dozların 4 yıl gibi uzun süreli kullanımları ise aortik ve femoral arterlerdeki ateroskleroz oluşumunu yavaşlatmaktadır.
- Kolon Kanseri: Çeşitli popülasyonlarda yapılan birçok araştırma sonucu, düzenli olarak günlük diyetle beraber tüketilen sarımsağın kolon kanseri görülme oranlarını azalttığı görülmüştür. Ancak gıda takviyesi olarak alınan sarımsağın böyle bir etkisi olmadığı saptanmıştır.
- Gastrik Kanser: Birçok araştırma sonucu, düzenli olarak günlük diyetle beraber tüketilen sarımsağın mide kanseri olarak da bilinen gastrik kanser görülme oranını düşürdüğü görülmüştür. Bununla beraber yapılan bir araştırma sonucu 7 yıl boyunca günde 400mg sarımsak ekstresi ile beraber 2 mg sarımsak yağı kullanan hastalarda mide kanseri görülme oranlarının düşmediği gözlenmiştir.
- Hipertansiyon: Yapılan klinik çalışmalarda düzenli sarımsak kullanımının tansiyonu düşürücü etkisi olduğu saptanmıştır ancak bu etki çok belirgin değildir. Plasebo kontrollü bir çalışmada sarımsak kullanan grubun, plasebo grubuna kıyasla sistolik kan basıncının ortalama %8, diastolik kan basıncının ise ortalama %7 oranında düştüğü görülmüştür.
- Saçkıran: Tinea corporis adlı mantarın neden olduğu bir enfeksiyondur. Saçlı bölgelerde saç dökülmesine neden olur. %0,6 ajoene (sarımsağın içindeki bir etkin madde) içeren sarımsak jelinin klasik tedavide kullanılan %1 terbinafine krem ile aynı etkinlikte olduğu saptanmıştır.
- Kasık Mantarı: Tinea cruris isimli mantarın neden olduğu bir enfeksiyondur. %0,6 ajoene (sarımsağın içindeki bir etkin madde) içeren sarımsak jelinin klasik tedavide kullanılan %1 terbinafine krem ile aynı etkinlikte olduğu saptanmıştır.
- Atlet Ayağı:Tinea pedis isimli mantarın neden olduğu bir enfeksiyondur. %1 ajoene içeren sarımsak jelinin %0,6 ajoene içeren sarımsak jelinden daha etkili olduğu tesbit edilmiştir. Yapılan klinik araştırmalar sonucu %1 ajoene içeren sarımsak jelinin %1 terbinafine içeren kremden daha etkili olduğu görülmüştür. 1 haftalık tedavi sürecini takiben 60 gün sonra yapılan mikrobiyolojik çalışma sonucu %1’lik ajoene jelin mantar enfeksiyonunu %100 ortadan kaldırdığı, %1’lik Terbinafine’in ise mantarı %94 oranında ortadan kaldırdığı tesbit edilmiştir.
Bunlarla beraber sarımsağın göğüs kanseri, diyabet, hiperkolesterol, Helicobacter pylorii’den kaynaklanan mide rahatsızlıkları, hiperlipidemi, akciğer kanseri ve arteriyel hastalıklar ile ilişkisi çeşitli klinik araştırmalar sayesinde araştırılmıştır. Fakat sarımsağın bu hastalıkların tedavisinde çok belirgin bir rolü olmadığı saptanmıştır.
Kullanım Şekli ve Dozaj: Hiperlipidemi için yapılan klinik çalışmalar için 300 mg sarımsak ekstresi (günde 3 kez) ve sarımsak yağı kullanılmıştır. Bunun yerine günde 1 kez taze sarımsak kullanılabilir. Hipertansiyon için yapılan klinik çalışmalarda ise günlük 600-900 mg sarımsak ekstresi kullanılmıştır. Diğer durumlar için ortalama günlük 6 gr. kullanılabilir.
Güvenlik ve Yan etkileri: Oral olarak kullanıldığında 7 yıl gibi uzun süre kullanan kişilerde bile herhangi bir toksik veya zararlı etki gözlenmemiştir. Çocuklardaki kullanımı da güvenlidir. Hamilelerde ise gıdalarda bulunan miktarlar güvenli olup, gıda takviyesi formundaki sarımsak ekstrelerini kullanmaları kontrendikedir (kullanmamalıdırlar). Topikal kullanımında ise kullanılan bölgede kızarma, yanma gibi reaksiyonlar oluşabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Diğer Bitkilerle / Gıdalarla/ Besin Takviyeleriyle Etkileşim:
- Antikoagülan / Antiplatelet Bitkilerle Beraber Kullanımı: Antikoagülan/antiplatelet bitkiler kanın pıhtılaşmasını engelleyici etkiler gösteren bitkilerdir. Sarımsağın bu bitkilerle beraber kullanımı teorik olarak bazı insanlarda kanama riskini arttırabilir. Bu bitkilerden bazıları: melekotu, karanfil, zencefil, ginko, zerdeçal, aksöğüt ve kızılyonca
- Balık Yağı: Sarımsağın balık yağıyla beraber kullanımı antitrombotik etkisini (tromboz, yani kan pıhtısı oluşumunu önleyici etki) güçlendirebilir.
İlaçlarla Etkileşim: - Antikoagülan / Antiplatelet İlaçlar: Sarımsak INR birimiyle ölçüldüğünde Warfarin’in (Coumadin) etkinliğini arttırabileceği düşünülmektedir. Teorik olarak sarımsak, aspirin, clopidogrel (Plavix), enoksaparin (Lovenox) vs.. gibi antikoagülan ve antiplatelet ilaçların da etkinliğini ve yan etkilerini arttırmaktadır.
- Kontraseptif İlaçlar (Doğum Kontrol İlaçları): Sarımsak preparatlarının doğum kontrol haplarının metabolizmasını etkileyebildiği düşünülmektedir. Sarımsağın içeriğinde bulunan ‘allicin’ etkin maddesi karaciğerdeki sitokrom P450 3A4 izoenzimlerinin üretimini arttırabilmekte ve böylelikle doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltabilmektedir. Bu nedenle doğum kontrol hapı ve sarımsak preparatlarını beraber kullanan kadınların, ilave bir doğum kontrol yöntemi daha uygulaması tavsiye edilmektedir.
- Siklosporin (Neoral, Sandimmune): Sarımsak preparatlarının siklosporin’in metabolizmasını etkileyebildiği düşünülmektedir. Sarımsağın içeriğinde bulunan ‘allicin’ etkin maddesi karaciğerdeki sitokrom P450 3A4 izoenzimlerinin üretimini arttırmakta ve böylelikle siklosporin’in etkinliğini azaltabilmektedir. Bu nedenle siklosporin kullanan kişilerin bir süreliğine sarımsak preparatları kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
- Sitokrom P450 2E1 Substratları: Yapılan klinik çalışmalar sonucunda sarımsak yağı kullananlarda CYP2E1 enzimi aktivitesinin %39 oranında azaldığı tesbit edilmiştir. Bu nedenle, işte bu enzim tarafından metabolize olan ilaçların etkileri ve yan etkileri artabilmektedir. CYP2E1 enzimi tarafından metabolize edilen ilaçlar arasında asetaminofen, klorzoxazon (Parafon forte), etanol, teofilin, enfluran (Ethrane), halotran (Fluothrane), isoflurane (Forane) ve metoxifluran (Penthrane) sayılabilir.
- Sitokrom P450 3A4 Substratları: Yapılan çalışmalar sonucu sarımsağın içerdiği etkin maddelerden biri olan ‘allicin’in CYP3A4 enzimi üretimini arttırabildiği görülmüştür. Ancak bu durum kesin olarak kanıtlanamamakla beraber, sarımsağın böyle bir etkisi olabileceği düşünülmektedir. Bahsedilen konuda daha fazla araştırma yapılarak kanıtlanana kadar sarımsakla beraber P450 3A4 enzimi tarafından metabolize edilen ilaçların beraber kullanılmaması tavsiye edilir. Bahsedilen ilaçlardan bazıları: kalsiyum kanal blokörleri (diltiazem, nicardipin), bazı kematerapötik ilaçlar (etoposid, paklitaxel, vinblastin, vinkristin, vindesin), antifungal ilaçlardan bazıları (ketokonazol, itrakonazol), glukokortikoidler, losartan (Cozaar) ve diğerleri…
- Izoniazid (Nydrazid, INH): Hayvanlarda yapılan klinik çalışmalarda, sarımsağın sulu ekstreleriyle beraber izoniazid kullanıldığında izoniazid saviyelerinin %65’e kadar düştüğü tesbit edilmiştir. Bu nedenle izoniazid kullanılırken sarımsak ekstreleri kullanılmaması gerekmektedir.
- Saquinavir (Fortovase, Invirase): Saquinavir (Fortovase), amprenavir (Agenerase), nelfinavir (Viracept) ve ritonavir (Norvir) adlı ilaçların sarımsak ekstreleriyle beraber kullanılması durumunda bahsedilen ilaçların etkinliği azalarak istenen terapötik doza erişilemez. Bu nedenle bu ilaçlar kullanılırken sarımsak ekstrelerinin kullanılmaması gerekmektedir.
- Warfarin (Coumadin): Sarımsak ekstreleri ve Warfarin’in beraber kullanımının kanama riskini arttırabileceği düşünülmekle beraber, bununla ilgili kesin kanıtlar mevcut değildir. Konu hakkında daha fazla araştırma yapılarak kanıt sağlanana kadar Warfarin kullanan hastaların düzenli olarak sarımsak ekstreleri almamaları önerilir. Eğer her ikisini beraber kullanmakta ısrarcı iseler Warfarin dozu ayarlaması gerekebilir.
Hastalıklar veya Durumlarla Etkileşimi:
- Kanama Bozuklukları: Teorik olarak sarımsak kullanımı kanama riskini arttırabileceğinden kanama bozuklukları görülen kişiler, düzenli olarak sarımsak ekstrelerini kullanmaktan kaçınmalıdırlar.
- Gastrointestinal Bozukluklar: Sarımsak kullanımı mide va barsak sistemini tahriş edebileceği için inflamatuar veya enfeksiyöz gastrointestinal problemleri olan kişiler sarımsağı dikkatli bir şekilde tüketmelidirler.
- Cerrahi Operasyon: Düzenli sarımsak kullanımının kanamayı arttırıcı riskleri olabileceği düşünüldüğünden ameliyat öncesi 2 hafta sarımsak kullanımının kesilmesi önerilir.
Bilimsel Araştırmalar:
- Ateroskleroz: Ateroskleroz, atardamarları (arterleri) etkileyen bir hastalıktır. Yaygın olarak "damar sertleşmesi" olarak adlandırılan arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen "aterom" veya "plak" olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. 280 hastanın (ateroskleroz plakları görülen) katıldığı bir klinik araştırmada gönüllülerin yarısına 4 yıl süreyle günde 900 mg sarımsak tozu ekstresi, geri kalanına da plasebo verilmiştir. Sarımsak ekstresi alanlarda plak yüzdesinin %2,6 oranında azaldığı, plasebo grubunda ise plak yüzdesinin %15,3 oranında arttığı tesbit edilmiştir. Kısacası sarımsak ekstresi alanlarda almayanlara oranla iyi anlamda %18,3’lük bir farklılık görülmüştür.
- Kanser: 1966 ve 1999 yılları arasında yapılan çalışmalarda taze veya pişmiş sarımsak tüketiminin mide ve kolon kanserine yakalanma riskini düşürdüğü görülmüştür. Haftada ortalama 10 diş sarımsak tüketen grupta kolon kanseri görülme oranlarının %40, mide kanseri görülme oranlarının ise %47 seviyesinde düştüğü tesbit edilmiştir.
- Soğuk algınlığı: 146 sağlıklı gönüllünün katıldığı 3 ay süren bir klinik çalışmada gönüllülerin bir kısmına sarımsak ekstreleri diğer kısmına ise plasebo verilmiştir. Sarımsak ekstresi kullanan gruptaki kişilerin plasebo grubuna oranla daha ender soğuk algınlığına yakalandığı, yakalansa bile iyileşme oranlarının 1,52 gün daha kısa olduğu tesbit edilmiştir.
German Commission E: Alman Komisyon E monografları (German Commission E monografları), 1983 ve 1993 yılları arasında 300 ‘den fazla bitki ve bitkisel karışımın medikal kullanımını, etkilerini ve yan etkilerini birçok klinik araştırmalar yaparak, objektif ve çok sıkı bilimsel kriterlere göre değerlendirek yazılmış olan bitkilerle ilgili bir bilgi kaynağıdır. Alman komisyon E monografları, Alman hükümeti tarafından finanse edilen komisyon E’nin titiz çalışmalar sonucu yayımladığı, tüm dünyadaki herbalistler, eczacılar ve tıp doktorları tarafından ciddiye alınan bir kaynak olarak değerlendirilmektedir.
Sarımsağın German Commission E tarafından onaylanan kullanım durumları:
- Arteriyoskleroz
- Hipertansiyon
- Yüksek kolestrol seviyesi
Ayurveda’da Kullanılan İsmi: Lasuna
Tadı: Acı-tatlı-buruk-kekremsi-tuzlu (Ekşi hariç tüm tatlar)
Kullanılan Kısımları: Soğan kısmı (toprakaltı gövde) kurutularak veya taze olarak kullanılır. Bu kısımdan elde edilen uçucu yağ da çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır.
Enerjetiği: Isıtıcı
Sindirim sonrası Etkisi: Acı
Doshalar Üzerindeki Etkileri: Vata ve Kapha’yı azaltır, Pitta’yı arttırır
Genel Nitelikleri: Uyarıcı, gaz giderici (karminatif), balgam söktürücü, alteratif,spazm giderici, afrodizyak, dezenfektan, kurt düşürücü, yenileyici (rejuvenatif)
Özellikle Etkilediği Sistemler: Sarımsak oral olarak alındığında özellikle sindirim, solunum, sinir, üreme ve dolaşım sistemlerine etki etmektedir.
Kullanım Alanları: Özellikle soğuk algınlığı, öksürük, astım, kalp rahatsızlıkları, hipertansiyon, kolesterol, arteriyoskleroz (damar sertliği), kalp çarpıntısı, deri hastalıkları, cilt enfeksiyonları, parazitik enfeksiyonlar, romatizma, hemoroid, ödem, kısırlık ve histeri gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır.
Sarımsak Ayurveda’da güçlü bir rejuvenatiftir (yenileyici). Özellikle kemik ve sinir dokuları için ve Vata tipi kişilere uygun (ikincil olarak da Kapha tipindekiler için kullanılan) bir Rasayana’dır. Güçlü detoks özelliğine sahiptir. Kandaki ve lenf sistemindeki "ama”yı ve fazla Kapha’yı temizleyerek düşürür. Ancak ısıtıcı özelliği ile kanı da ısıtarak kanamayı arttırabilir.
Özellikle çocuklardaki kuvvetli öksürük krizlerinde yarım çorba kaşığı sarımsak suyu içirilmesi önerilir. Ancak sarımsak suyunun miktarı, hastanın yaşına göre ayarlanarak yetişkinlerde de kullanılabilir. Sarımsak suyu ayrıca balgam birikimini dışarı atmak için de faydalıdır ve astım gibi rahatsızlıklar için de kullanılır.
Sarımsak, ürogenital sistem sağlığı açısından da faydalı bir bitkidir. İdrara çıkma zorluklarında ve sancılı regl gibi durumlarda sarımsak suyu içilebilir. Hatta sancılı regl durumlarında dövülmüş sarımsak ağrıyan bölgenin üzerine hafif masaj yaparak uygulanırsa ağrıyı azaltacaktır. Ancak sarımsağın kullanımı hamileler için kontrendikedir (kullanılmamalıdır).
Sarımsağın düzenli olarak kullanılırsa yüksek tansiyonu düşürücü etkileri olduğu da bilinmektedir.
Amip kaynaklı dizanteri, barsak kurtları ve kılkurdu tedavisi için bol miktarda zeytinyağı ile sarımsak yağı karıştırılarak lavman olarak uygulanılabilir. Bu gibi hastalıklarda sarımsak yutularak kullanılırsa da etki gösterebilir.
Siyatik, felç,romatizma ağrıları ve eklem ağrıları gibi nörolojik veya hormonal kaynaklı hastalıklarda ağrılı bölgelere hafif bir masaj yaparak sarımsak yağı uygulanması oldukça faydalıdır ve ağrıların rahatlamasına yardımcı olur.
Birinci dünya savaşı sırasında orduda görevli doktorlar, sarımsağın antiseptik (mikrop öldürücü) etkisinden yararlanmışlardır. Kaynattıktan sonra soğuttukları suyun içine bir miktar sarımsak suyu ekleyerek elde ettikleri antiseptik losyonu, yaralanan askerlerin yaralarının temizlenmesinde kullanmışlardır.
Soğuk algınlığından kaynaklanan kulak ağrıları için birkaç damla ısıtılmış sarımsak suyunu kulağa uygulamak ağrının hafiflemesi için yardımcı olabilir. Ayrıca soğuk algınlığı nedeniyle meydana gelen ses kısıklıkları için sarımsak sirke ile ıslatılır ve çiğnenilir. Bu yöntemin hem boğaz ağrısını hafifletici özelliği olduğu hem de ses kısıklığına iyi geldiği bilinmektedir.
Kaşıntı ve egzama tedavisinde bir miktar sarımsak suyu ile hardal tohumu yağı karıştırılarak problemli bölgeye hafif masajla yedirilir ve bu bölgenin yaklaşık 1 saat kadar güneş görmesi sağlanır. Daha sonra ılık suyla yıkanılarak temizlenir. Hint herbalizminde bu yöntemin özellikle kabuklanmalar için iyi geldiği belirtilmektedir.
Ayurvedada sarımsak, vata kaynaklı hastalıkların tedavisi için ghee ile karıştırılarak, pitta kaynaklı hastalıkların tedavisi için şeker ile karıştırılarak, kapha kaynaklı hastalıkların tedavisi için ise bal ile karıştırılarak hastaya verilir.
Ayurvedada sarımsak birçok hastalığın tedavisi için kullanılmakta olsa bile fazla miktarda kullanımı kusma, ishal ve başağrısı gibi şikayetlere neden olur. Zihnin durgunluğunu ve bir konuya takılı kalması durumunu şiddetlendirebilir. Semen üretimini arttırır ancak diğer yandan da üreme sistemi üzerinde tahriş edici etki gösterebilir. Özellikle yoga yapanların sıklıkla kullanması tavsiye edilmez.
Çince İsmi: Da Suan
Genel Nitelikleri : Antihelmintik (kurt düşürücü), besleyici, antibakteriyal (bakteri öldürücü), antifungal (mantar öldürücü)
Kullanım Alanları: Çin tıbbına göre bu bitki özellikle barsaklardaki parazitleri temizlemek için kullanılır. Ayrıca soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların ilk dönemlerinde alınarak bu hastalıklarla mücadele etmek için kullanılır. Diyare (ishal) ve dizanteri gibi barsak hastalıkları için de faydalı olduğu bilinmektedir.
Sarımsak "yin” eksikliği olan kişilerde kullanılmamalıdır. Uzun süreli olarak cilde uygulanması cildin tahriş olmasına neden olabileceği için tavsiye edilmez. Günlük kullanım miktarı olarak 6-15 gr. tavsiye edilir.