Kullanılabilir kısımlar: Bitkinin taze yaprak ve çiçek kısımları kullanılabileceği gibi yaprak kısımları kurutulup saklanabilir ve daha sonra tüketilebilir. Ayrıca bitkinin toprak üstü kısmından elde edilen uçucu yağ da sıklıkla kullanılmaktadır.
Etkin Maddeler: Uçucu yağ (Alfa thujone, beta thujone, 1,8-sineol, kamfor, borneol, izobütil asetat, kamfen, linalol, alfa ve beta pinen, viridiflorol, alfa ve beta karyofilen), kafeik asit deriveleri (rozmarinik asit, klorogenik asit), diterpenler (karnosolik asit, rosmanol, saffisinolid), flavonoidler (apigenin, luteolin, genkwanin vs..), ursolik asit başta olmak üzere birçok bileşen içermektedir.
Etkileri ve Kullanıldığı Durumlar: Adaçayının içeriğinde bulunan rozmarinik asit, karvakrol ve luteolin maddelerinin antioksidan özellikleri vardır. Geraniol ise östrojenik aktivite göstermektedir. İçeriğindeki bazı bileşenlerin ise anti enflamatuar etkinlikleri vardır. Adaçayının hayvan denekler üzerinde antikolinesteraz aktivite göstermesi ve içindeki bileşenlerin birbirleriyle sinerjik çalışması (birbirlerinin etkilerini destekleyerek arttırırlar) Alzeimmer hastalığının tedavisinde destek olarak kullanılabileceğini akla getirmiştir. Yapılan ilk çalışmalar adaçayının ayrıca hipoglisemik etki gösterebileceğini de ortaya koymuştur. Fakat adaçayı kamfor adlı bir bileşen de içermektedir ki, çok yüksek dozlarda kullanımı sonucu bu bileşen nedeniyle hepatoksisite (karaciğer toksisitesi) ve nörotoksisite (sinir sistemi toksisitesi) görülme riski olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca adaçayının içerdiği yüksek miktarlardaki thujone maddesi konvülsan bir maddedir (kasılma ve spazma neden olabilen madde). Adaçayının uçucu yağ kısmında bulunan thujone adlı bu madde, adaçayının yetiştiği iklime ve yetişme şartlarına bağlı olarak %17 ile %58 oranları arasında değişmektedir. Fakat adaçayının bir türü olan Salvia lavandulaefolia, çok az miktarlarda thujone maddesi içermektedir.
Bunların yanı sıra adaçayının antibakteriyel (bakteri öldürücü), fungistatik (mantarların çoğalmasını durdurucu), virostatik (virüslerin çoğalmasını durdurucu), salgı maddelerini azaltıcı ve bu sayede terlemeyi de azaltıcı etkileri vardır. Yapılan hayvan deneyleri sonucunda adaçayının koloretik (safra üretimini arttırıcı) ve antihipertansif (hipertansiyonu düşürücü) etkiler göstermiştir.
Sadece yapılan bir deneysel çalışma sonucu adaçayının antidiyabetik etkileri olduğu sonucu ortaya çıksa da, bu konuda kesin yorum yapabilmek için daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç vardır.
- İştah kaybı, diyare (ishal), gastrit, flatulans (midede gaz birikimi), hazımsızlık ve mide şişkinliği gibi sindirim sistemi problemlerinde,
- Aşırı terleme, aşırı salya gibi vücut salgılarının azaltılmasında,
- Dismenore (ağrılı adet görme) ve galaktore (memelerden gebelik ve emzirme dönemi dışında süt gibi bir sıvının gelmesi durumu) gibi kadınları ilgilendiren sıkıntılarda,
- Depresyon, serebral iskemi (beynin az kanlanması), Alzeimmer hastalığı gibi ruhsal ve zihinsel problemlerin tedavisine destek amaçlı, ayrıca hafızayı güçlendirmek için adaçayı oral olarak (ağızdan alınarak) kullanılmaktadır. Bunun haricinde,
- Herpes virüsünün yol açtığı uçuğun tedavisinde, larenjit ve faranjit gibi boğaz ve bademcik iltihaplanmalarında, stomatitis tedavisinde (ağız mukozasının iltihabı), gingivit ve glossit gibi dişeti ve dil iltihaplanmalarında, ağız ve burun bölgesindeki mukoza hasar görerek zedelendiğinde, adaçayı topikal olarak (ilgili bölgenin direk üzerine) uygulanabilir. Bunun dışında adaçayı yaprakları çiğnendiğinde ağız kokusunu gidermede yardımcıdır.
Adaçayı solunarak kullanıldığında astım için faydalı olabilir. Bunun dışında yemeklerde baharat olarak da kullanılan adaçayı, kozmetikte hoş kokusu, dezenfektan özelliği ve iltihaplanmayı giderici etkileri nedeniyle de sıklıkla kullanılır.