Akut reçete, homeopati pratisyenlerinin yanı sıra -sınırlamalar olmak şartıyla- kişinin kendisi tarafından evde de uygulanabilir. Çalışma süreçleri, kişisel bakım kılavuzları ve evde hazırlanan homeopatik ilaç kitleri, homeopatik eczaneler ve eğitim servisleri tarafından posta yolu ile ulaştırılır. Akut reçeteli homeopatide danışmalar, konstitüsyonel homeopatik reçetede olduğundan daha kısadır. Tipik bir hasta, pratisyen ile sadece 10-15 dakika geçirir. Konstitüsyonel reçetede bu bir saatten fazla sürebilir.
Homeopatik pratisyenler belirti kelimesini tıpta olduğundan daha kapsayıcı bir şekilde kullanırlar. Homeopatide belirtiler, duygusal ve zihinsel motiflerdeki değişiklikler gibi hastanın hastalık süresince gözlemlediği belirtilerdeki değişiklikleri de içerir. Homeopati uzmanları belirtileri akut reçetenin amacına uygun olarak dört hiyerarşik kategoriye göre sınıflandırır:
- Özgün belirtiler: Bu belirtiler kişinin kendisine özgüdür ve akut hastalıkları bulunan çoğu kişide gözlemlenmez. Homeopati uzmanları özgün belirtileri not eder çünkü bu belirtiler tedavinin belirlenmesine yardımcı olur.
- Zihinsel ve duygusal belirtiler: Bunlar önemli genel belirtilerdir. Bu belirtiler hastanın rahatsızlığının bütünü konusunda homeopati uzmanına bilgi sağlar.
- Diğer genel belirtiler: Bunlar yorgunluk, iştahta değişiklikler veya huzursuzluk gibi kişinin vücudunda hissedilen fiziksel belirtilerdir.
- Belli başlı belirtiler: Bu belirtiler vücuttaki kimi bölgelerde gözlemlenir. Bunlar arasında mide bulantısı, ciltte kızarıklık ve baş ağrısı gibi belirtiler yer alır.
Homeopatik terapide durum incelemesi süresince pratisyen, kişinin belirtilerinin yoğunluğunu değerlendirir, belirtilerin hasta vücudundaki derinliğini inceler, özgün belirtileri not alır, her bir belirtinin karakterini değerlendirir ve uygun tedavinin belirlenmesine yardımcı olması amacıyla anahtar belirtilerin listesini yapar.
Yüzlerce homeopatik tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bitkiler, mineraller, yılan veya böceklerin zehirlerinden elde edilen homeopatik ilaçlar genellikle sulandırılarak veya ezilerek formüle edilir. Bazı tedaviler sprey, merhem veya krem şeklinde uygulanabilir; fakat en yaygın uygulama formları sulandırma, iki katı büyüklükte tabletler veya silindir tabletlerdir (ezilen ilaçlar için). Bir doz bir damladan, 10-20 ufak tabletten veya 1-3 büyük tabletten oluşur. Tedaviler sulu olduğu için dozun boyutu fazla önemli değildir. Dozun sıklığı önemlidir; bununla birlikte hastaya ilk doz etkisini gösterene kadar başka doz almaması önerilir. Homeopatik ilaçlar, doğru bir şekilde saklanmaları halinde sınırsız olarak kullanılabilirler. Doğru saklama ilacın, orijinal şişesinde saklanmasını, 37.8°C üzerinde güneş ışığı veya diğer yoğun ışıklara maruz kalması halinde ve aynı odada açılan kafur, naftalin, parfüm ve diğer homeopatik ilaçlar ile kirlenmesi durumunda atılmasını içerir.