Ayurveda'da Bilinç- Zeka- Akıl- Zihin

Bilinci,"iç zihin" olarak da adlandırıyoruz, çünkü bu alan normal düşünce seviyesinden daha derin bir Farkındalık seviyesidir. Ancak burası yine de zaman ve mekana bağlı olan koşullu bİlinç alanıdır.

Ayurveda'da Bilinç- Zeka- Akıl- Zihin

Öz Benliğimiz (ruh)'e bağlı olan bilinç koşulsuzdur. Bilinçaltı da koşullu bilinç alanına dahildir. Burası anıların ve bağlılıkların alanıdır. Koşulsuz bilinç tüm fikir, duygu ve hislerin ötesinde ki sonsuz ve latif alandır. Ruhsal tekamül ise koşullu bilinçten koşulsuz bilince doğru yapılan hareket veya yolculuktur. Ayurvedik psikoloji, koşullu bilince yerleşmiş, hastalık ve acıya sebep olan, olumsuz düşünce ve inanç kalıplarını temizlemekle ilgilenir. Yalnızca bireysel değil, kolektif (toplumsal) bilinç ve bilinçaltı ile de ilgilenir.

Bilinç Nedir?
Neyin içinden bakıp algılıyoruz dünyayı? Bir şeyin nasıl farkına varıyoruz? Bunu anlayabilmek için bilince yakından bakalım biraz. Bilincin derinliği sınırsızdır. O yüzden bu engin okyanusa hazırlanarak girmek gerekir, yoksa içinde boğulabiliriz. Bazı insanlar o kadar derinlere dalmışlardır ki dış dünya'da sağlıklı ve dengeli bir yaşam süremez hale gelmişlerdir. Her ne kadar bazı içsel gerçekliklere de ulaşmış olsalar bütünlük ve dengeden uzaklaşmışlardır.Bilinç bizim iç dünyamızdır. İç dünyamızın nabzı Evrenin nabzıyla beraber atar. Dış dünya görüşümüzü köreltir. Zihinsel ve ruhsal gelişimin en önemli ayağı bilincin katmanlarını gözlemleyebilmektir. Ayurveda bize, Meditasyon gibi bazı bu amaca yönelik teknikler sunar. Bilinç uyandığında tüm dış kısıtlamalardan kurtulur, özgürleşir. Bu aşamada artık dış dünyaya ihtiyaç kalmaz. Herşeyin zaten içimizde var olduğunu deneyimleriz.

Büyük Bilinç ve Tüm Düşünce Alanı Nedir?
Tüm Düşünce alanı, koşullu bilincin alanıdır. Buna da bilinçüstü, altı, üst bilinç ve Benlik bilinci dahildir.  

Bunlar Nedir?
Bu alana Sanskrtçe'de Chitta denir. Chitta, zihnin özü olan iç duygu ve biliş merkezi'dir. Chitta, kişisel düşünce yapımızın kısıtlı oluşumunun kaynağıdır. Tüm düşünceler Chitta'dan gelir. Ancak tüm bu alanın bilincinde olmak için Benliğin sınırlarını aşmış, tam aydınlanmış veya uyanmış bir farkındalık düzeyinde erişmiş olmalıyız. Çağdaş Psikolojinin bilinçaltı dediği alan Chitta'nın ancak küçük bir köşesini oluşturuyor. Biz bilinç dediğimizde tüm Evren'i kapsayan, hem bireysel hem kolektif, hatta Yaradan'ın bile dahil olduğu Bilinçten bahsetmekteyiz. Bu tüm koşulları aşan , Hakikat'in kendisi olan Saf Bilinç'tir. 

Zeka ve Akıl Nedir?
Zekâ, hayatlarımızı aydınlatan , içinden Hakikat'in yansıdığı alevdir. Zekâ farkındalık veya uyanış demek. Zekâ, Bilincin ışıkla dolarak aydınlanıp Hakikat'i yansıtmasıdır. Zekâ, zihnin herşeyi tarafsız bir tavırla bağımsızca izlemesidir. Somut yönü elle tutulur dış dünyayı, soyut yönü ise fikirleri kavramayı sağlar. Somut yönü ölçüm yapılabilen bilimi doğurur. Soyut yönü ise felsefeyi ve aynı zamanda ruhsallık ile bağlantıya geçmemizi sağlar.

Zekâ'nın ikilemci bir yapısı vardır. Ya içe ya dışa yönlendirilebilir. Bu da insanlığın evrimleşmesini yönünü belirler. Zekâ'nın dışa yönelmesi Akıl'dır, içe yönelmesi ise gerçek Zekâdır. Bu ikisi atasında ki farkı anlamak günümüz dünyasının zihinsel ve bilinç seviyesini anlamayı ve psikolojimizde gerçek anlamda derinleşebilmeyi sağlar.Akıl gerçeğe ulaşabilmek için, duyulara dayanarak sebep sonuç ilişkisini kullanır. Dünyayı anlayabilmek için çeşitli fikirler ve ölçüler belirler. Akıl dış dünyayı gerçek olarak kabul eder ve çeşitli kategori ve hiyerarşiler üretir. Hayata olan materyalist bakış açısı buradan doğar. 
Gerçek Zekâ ise sınırlı dünyanın ötesinde ki sınırsız ve sonsuz alanı gerçek kabul eder ve bakışı içe döndürür. Bunun sayesinde tüm inanç kalıplarının, önyargıların, konseptlerin ve düşüncelerin ötesine geçer herşeyi olduğu gibi algılarız. Özgürleşmiş ve öz doğamız işe buluşmuştur burada.Hayırlı bir amaca yönlendirilmiş bilinç gerçek zekâ haline gelir. 

Farkındalık Nedir?
Herşey tohum halinde bilincin içinde saklıdır. Zekâ ise bilincin içeriğini fark etmemizi sağlar. Farkındalığın işlenmesi ise, ki bu meditasyon'dur, gerçek zekâ sayesinde olur.Saf Farkındalık An'ın içinde yaşanan deneyimleri yargılamadan kabul etmektir. Farkındalıkta dikkat yargısız bir şekilde kendine odaklanmaktadır. Düşünce, duygu ve bedensel duyumlar yargılanmadan ve anlık yaşantının olağan ve geçici parçaları olarak izlenmektedir.

Farkındalık, uyarıcıların değerlendirilmediği, sınıflandırılmadığı ve analiz  edilmediği,  kendine özgü açık ve alıcı bir bilinç formudur. Farkındalıkta anlık yaşantılara yaklaşım açıklık, kabullenme, yansızlık gibi niteliklere sahiptir. Bu aşamada deneyime yönlenme söz konusudur. Deneyime tamamen yargısızca yönlenilir. 

Farkındalık "Şu anda ne yaşıyorum” sorusunu yanıtlamak için, kendi düşüncelerini, duygularını ve bedenini gözlemlenmesi yoluyla elde edilen zihinsel bir durum olarak da tarif edilebilir.
Farkındalıkta, düşünce ve duygular, reddedilmemekte, yargılanmamakta, bastırılmaya ya da onlardan kaçınılmaya çalışılmamaktadır. Olumlu ya da olumsuz bütün anlık yaşantılar kabullenilmekte ve serbest bırakılmaktadır. Böylece endişe, üzüntü, kaygı, öfke gibi olumsuz yaşantılara karşı tolerans kapasitesi de artmaktadır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye