Herşey Merkeze Geri Döner!!

"Herşey aslına rücû eder!" diye çok bilinen ancak az kullanılan bir söz vardır.

Herşey Merkeze Geri Döner!!

Bu durum gerek maddesel (fiziksel) gerekse manevi (ruhsal) boyut için de geçerlidir. 'Aslına rücû etmek' özüne dönmektir diyebiliriz. Burada önce dönmek kelimesine bir bakalım. Dönmek bir açıdan devir daim etmek, başka bir açıdan da dönüşüm anlamıma geliyor. Devir daim döngüleri ifade ediyor. Gün, ay ve yıl döngüleri, yani zaman kavramı, tüm hücre, molekül, atom parçacıkları, bedenimizdeki enerji merkezleri vs herşeyin hareketi ve şekli özünde daireseldir. Yaşam yuvarlak bişeydir bence. Yaşamla Birleşmek Bütünleşmek ve Organikleşmek yuvarlaklaşmaktır bana göre. 

Daire şekli sanki bütünlüğü ve sonsuzluğu da ifade eder, başı ve sonu yoktur, batacak köşeleri de yoktur. Hayata karşı dirençli olanı "köşeli" ve "katı" diye tabir ederiz, bilirsiniz.İnsan Fizyolojisin'de ise tüm sistemler kendi içinde ve birbirleriyle bağlantılı olarak dairesel olarak hareket ederler. Hücre organizmanın en küçük parçasıdır ve bu hücrelerin binlercesi birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları, organlar birleşerek sistemleri, sistemler ise birleşerek insan fizyolojisini meydana getirir.

İnsan vücudunda binlerce hareket  aynı anda ve birlikte oluşur, bu insan fizyolojisinin mükemmel çalışan ahengini ortaya koyar.İnsan vücudu milyonlarca küçük hücreden oluşmuş, karmaşık bir organizmadır.  Kalp ise içinde yaşadığımız bu müthiş sistemin merkezi'dir. Hem fiziksel hem ruhsal boyutta da kalp merkezdir. Fiziksel boyutta Kalp, vücuda kan pompalar. Bedenin bütün bölümleri kılcal damarlar ile birbirine bağlıdır. Damarların en kalını Aort kalpten çıkarak ince atardamarlara (temiz kan taşıyan damarlar) bölünür. Bu damarlarda tekrar tekrar bölünerek kılcal damarları oluşturup vücudun tüm hücrelerine yayılırlar. Dokulara Oksijen taşımış ve atık madde ile dolan kirli kan, toplardamarlar ile tekrar kalbe döner.

Yani İnsan kalbi yan yana iki pompadan oluşur. Sağdaki pompa ana toplardamardan gelen kirli kanı akciğerlere pompalar, akciğerlerde temizlenen kan kalbin sol pompasına gelir ve buradan aort kanalıyla vücuda pompalanır. Kan böylece vücutta sürekli dolaşıp, devir daim eder.  Bana bu bir çeşit doğum-ölüm döngüsünü de hatırlatır. Her an doğup ölmekte, yani her an bir yenilenme ve değişim içerisinde olduğumuzun kanıtıdır sanki.  Dolayısıyla hayatı anlamak için bedenimizin çalışma şeklini yakından incelemek belki de yetecektir. Bir konuda uzmanlaşmanın kalp değerini geliştirip inancı beslediğini de düşünürüm. Çünkü bir konuya ne kadar vakıf olursak olalım her zaman bilinmeyen ve açıklanamayan bir kısım kalacaktır. Burası da Allah'ın sırrı olduğumuzun bir kanıtıdır adeta.

Kan ayrıca, ateş elementidir. Bu da kalbin de ateş özelliğini vurgulamış olur. Ateş dönüştürücü elementdir. Dönüşüm sindirmektir. Yani sindirim sistemi ateş elementi ile çalışır.  Sindirim Sistemi Kalp ile doğrudan bağlantılıdır. Beden ve Zihin'de sindirilmeyen ve biriken fazlalıklar fizyoloji'de ağırlık oluşturarak kalbi de yorar. Sindirimin rahat çalışabilmesi de beden'de atıkların fazla birikmemesi ile olur. Bu da dolaşım ve boşaltımın iyi çalışması demektir. Bunlar da sinir sisteminin gücü ve hafifliği ile bağlantılıdır. Yani yaşam enerjimizin ana taşıyıcısı olan sinir sistemini arındırmak hem tüm diğer sistemleri hafifletip güçlendirir hem de sonuç tekrar kendisine geri dönerek kendisinin de gücü ve akışkanlığının (iletkenlik) artmasına destek verir. 

Bu tabloya bakarsak 3 ana merkez belirlenmiş oldu. 
  • Kalp veya Dolaşım sistemi - Sindirim sistemi - Sinir sistemi.
  • Mide - Kalp - Beyin.
Bu üç merkez gerçekten de çok önemlidir.

Ateş kaba olanı inceltir. Kirleri temizler. Ağır olanı hafifletir. Kalbin sağlıklı olduğunun belirtisi ise hafiflik, dinamizm, dengeli metabolizma, cildin sağlıklı ve parlak rengi, dengeli vücut ısısıdır. Kalp sağlıklı ve güçlü olunca fiziksel dayanıklılık da artıyor. Ve fizyolonin dengeli ve sağlam olması zihnin dinginleşmesine destek verir. Zihin dinginleştiği zaman da ruhsal kalb ile bağlantıya geçeriz.
Bu sebeple kalbi rahatlatıp güçlendirmenin yollarından biri de düzenli olarak hem iç hem dış olarak temizlenmektir. 5000 yıllık Yoga ve Ayurveda sisteminde ateş elementi merkezi bir konuma sahiptir. Ve AGNİ olarak isimlendirilir.

Ayurveda, özünde hastalılkları önleme ve koruma sistemidir. En iyi korunma yöntemi yaşam ateşi dediğimiz "AGNİ"'nin güçlendirilmesi ile olur. Agni, fiziksel-zihinsel ve duygusal tüm "besin"leri enerjiye dönüştüren, sistemi dengeden çıkaran tüm toksin (zehir) leri ısıtarak incelten ve boşaltımı kolaylaştıran sindirim sisitemi ateşidir.İnsan ateşin yanma ve ışıma özelliğine sahip bir varlıktır. Tedavi'nin arınmadan sonraki en önemli diğer ayağı, Agni'yi, yani sindirimi dengeye sokmaktır. Çok arttıysa biraz azaltamak, zayıfladıysa da güçlendirmek. 

Agni sağlığın ve gücün temelidir. 
Agni yeterli olduğunda toksin birikmez, tüm iç organlar fonksyonlarını yerine getirebilir, enerji seviyesi yüksek olur, algı, zihin, duyular ve bilinç canlı, açık ve keskin olur. Agni, hafiflik sağlar ve bozulduğunda ise donuk, hantal, isteksiz, yorgun ve bulanık oluruz. Agni yaşam kalitesini belirler. Zekâ, anlayış, algılama ve anlama, cildin rengi, metabolizma ve enzimler de Agniye bağlıdır.
Agni aynı zamanda bilincin ve ruhun ateşine de yansır. Yani bilinç ve ruhsal tekâmüle destek verir. Hatta Aşk ateşi Agnidir diyebiliriz. Hayata ve Yaradana duyulan aşk en yüksek titreşime sahiptir. Bu da dönüşümün hızı ve kalitesini de yükseltir.

Gözlerin içinin parlaması tam da bu yüzdendir. Aşık olan kişiyi gözlerinden tanırsın. Gözlerinde ki alevi görürsün o kişinin. O alev aydınlatır ışıl ışıl yapar bakışları. "Gözler kalbin aynasıdır!" sözünü bilirsiniz. Göz ve bakışlara ışık kalbteki aşk ateşten yansır. Bu ateş sağlık ateşidir. Ruh sağlığının ateşi. Fiziksel olarak gözler mide, karaciğer ve sindirim sistemiyle bağlantılıdır. Bu da Agni- kalb ve bakışı birbirine bağlar.

İyi bir sindirimle yenilen, içilen, öğrenilen, yaşanan ve hissedilen herşey arınır, ayrışır ve gerekmeyen kısmı sistemden atılır. Gereken kısım da incelerek yerine yerleşir ve kullanılır hale gelir. Agni ne kadar güçlüyse arınma işlemi de o kadar yerinde olacaktır. Burada ateşin beslenme ve zaman faktörü önemlidir.Bunun için de iyi bir "ateşi kullanma kılavuzu" ve sabır duygusuna ihtiyaç vardır.Bünyemize aldığımız, yaşadığımız ve öğrendiğimiz herşey, karşılaştığımız her insan ve durum ruhsal tekâmülümüz için bir araçtır. Bunlar amaç haline geldiği vakit arınma zorlaşıyor, sistemde birikme oluyor ve Agni de bastırılmış oluyor.Bunlar insanın fiziksel boyutu idi. Bir de manevi boyutumuz var ki bu manevi kalb ile ifade edilir ve iç huzur buna bağlıdır. Manevi kalbi arındıran da aşk/sevgi ateşidir.

AGNİyi keşfetmek, kendi bünyenizde ki seviyesini öğrenmek, geliştirmek veya korumak için size birkaç uygulama tavsiye edebilirim.
  1. Ayurveda'nın kendine has dengelenme ve uyumlanma yöntemi Panchakarma ile tanış! Panchakarma sende ilk etap gereken değişim ve dönüşümleri oluşturacak. Sindirim ve diğer fiziksel fonksyonlar gözle görülür derecede rahatlayıp güçlenecek. Panchakarma zihinsel ve ruhsal gelişim için de nefiss bir zemin oluşturan çok güçlü bir teknik!! 
  2. Yoga uygulamalarına başlaman bu süreci hızlandırır ve kalıcı hale getirir. Yoga'nın beden ve nefes çalışması ve güç ve esnekliğini arttırır. Beden hafiflediği zaman hantallıktan kurtulur! Bu da zihnine yansır, düşünce sürecin de özgürleşir ve genişler. An'da yaşama kabiliyeti artar. Meditasyon kendiliğinden gelişir.
  3. Kalbin gıdası da dua ve sevgi-aşk.........
  4. Panchakarma için en uygun yer bence Doğa Arınma Merkezi.  www.dogaarinma.com'dan ulaşabilirsiniz. Yoga için bana da ulaşabilirsiniz ya da en yakında ki Yoga merkezi veya hocasına. Yeter ki konusunda iyi eğitimli ve tecrübeli olmasına dikkat edin. 
Öz'de olmak sadeliktir... 
Öz'e yapılan yolculuk arınmadır. Süsten, fazlalıktan ve ağırlıklardan kurtulma sürecidir.
Öz'e giden araç ateştir. Aşkın ve sindirimin dönüştürücü ateşi.
Öz ile buluşmak kavuşmaktır.
Öz merkezdir ve yuvadır.
Öz Kalbtir ve Ruhtur.
Öz sınırsız aşktır.

Hepimize Merkeze doğru açık ve güzellikler içinde geçen hayırlı bir yolculuk diliyorum......
Sevgiyle.....
Yazan: Özlem ÖZÜLKER
1974 Afrika Etyopya doğumluyum.  Tasavvuf kökenli ve Diplomat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Biyolojik köküm anne tarafından Girit baba tarafından Üsküp, Makedonya, Manevi köküm ise annemin baba tarafından Merkez Efendi  ve Abdülkadir Geylani Hz. (ks)'ne dayanıyor. 
30 yaşıma kadar 7 kez taşındım ve 5 ayrı ülkede, Afrika, Almanya, Belçika, Fransa ve Türkiye'de yaşadım. 18 yaşıma kadar ailemle, sonra kendi başıma 4 kıta gezdim. 
Lise'ye kadar Alman okullarında okudum ve 3 dil öğrendim (Almanca-Ingilizce-Fransızca). TED Ankara Koleji'nden de mezun oldum.
Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisinden mezun olup Manajans/Thompson Reklam ajansı Medya bölümünde 2 yıl, Medya Araştırma ve Stratejik Planlamacı olarak çalıştım. 
Iki yıl sonra bu görevden ayrılarak yeni bir yöne gitme kararı alıp arayışa çıktım. 
TM Transandantal ve Vipassana Meditasyonları, Reiki, Art of Living Su Darshan Kriya,  Siddhi Teknikleri, Ayurveda ve Yoga öğretmenlik eğitimi aldım. Nepal'de yaşayan bir ustadan nefes teknikleri öğrendim.
Istanbul'un neredeyse bütün Beden-Zihin sağlığı merkezlerinde çalıştım. 
2003'den itibaren özel seanslar ile kendi müşteri portföyümü oluşturmaya başladım. 
Bu süreçte Yoga'nın fiziksel ve zihinsel tedavi yönü ağırlık kazandığından Refleksoloji, Ayurvedik, Marma noktası,  Derin Doku ve Bowen Masaj tekniklerini öğrendim. 
10 yıldır birçok fiziksel ve psikolojik vaka üzerine çalıştım. Bunlardan bazısı Skolyoz, MS (Multiple Sclerosis), Karaciğer-Safrakesesi-Mide ve Bağırsak problemleri, hormon dengesizlikleri, içsel sistemlerin dengesi, spor yaralanmaları, burkulma, incinme, doğuştan gelen veya sonrada oluşan fiziksel engeller, kanser, panik atak, depresyon, bağımlılıklar, doğum öncesi ve sonrası anneler.
12 yıldır Ayurveda  sayesinde bedenim, zihnim ve hayatımda yaşadığım olumlu dönüşümler, bu Kadim ve Eşsiz Yaşam Bilgisine merakımı uyandırdı. Ve Maharishi Ayurvda'da Nabız Teşhisi , Dr. David Frawley'den Ayurveda Yaşam Danışmanlığı ve Uygulayıcısı eğitimlerini aldım. Giritli ve Manevi aile kökenim ise bitkiler ve beden-zihin tedavisi sürecime büyük katkı sağlıyor. 
2005 yılında ise Sufi Ustamla tanışarak Tasavvuf yoluna girdim. Bu yönde aldığım eğitim, hayatımın her alanına yayılıp dönüşüm sağlıyarak eğitimimi sürekli kılıyor. Genetik mirasım ile aldığım eğitimler birleşip uygulama tarzımı oluşturuyorlar. Bilgim ve tecrübem hergün gelişmeye devam ediyor.
Şimdi ise, bir yandan Maharishi Ayurveda  Doğa Arınma Merkezi'ni işletip bir yandan da özel ve grup senaslarına devam ediyor, edindiğim bilgi ve tecrübeyi mümkün olduğunca yayarak, ihtiyaç sahiplerinin faydalanmasını sağlamak ve bu beden-zihin sağlığı ve bilinci konusunda ki bilgi açığını da biraz olsun kapama konusunda katkı sağlayarak, bir hizmet vermiş olmayı da amaçlıyorum.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye