Uygun bir diyet ve egzersiz zayıflama için en etkili yollardandır. Ancak, kişinin ne kadar yediğinden ziyade, ne yediği daha önemlidir ve kişinin diyeti kompleks karbonhidratlardan bolca içermelidir. Obezite tedavisindeki diğer yaklaşımlar detoksifikasyon, termojenez uyarımı ve insülin dengesizliği veya hipotiroid gibi kişinin kilosunu etkileyen altta yatan koşulları düzeltmeyi içerir. Bitkiler ve besin takviyeleri de bazı durumlarda yararlı olabilir.
Diyet
Tipik Amerikan beslenmesi, diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında daha rafine ve işlenmiş gıdaları içerir. Gıda rafine ve işlenmiş olduğunda, sadece lif yok olmaz, aynı zamanda basit şekerler genellikle kompleks karbonhidratların yerini alır. Lifi düşük ve basit şekeri yüksek bir beslenme aşırı kilo alımı için önemli bir etken olabilir. Yüksek oranda lif tüketilen ve obezitenin neredeyse hiç görülmediği kültürler, lifin zayıflamadaki etkisinde bir kanıttır. Lifin sadece kolesterolü azalttığı değil aynı zamanda vücuttan beslenmeyle alınan yağı dışkı olarak attığı gösterilmiştir. Lifin diğer yararları arasında, çiğneme zamanını arttırması yer alır, böylece yeme süreci yavaşlar ve tokluk hissi gelişir, kabızlık önlenir ve kan glikoz seviyeleri sabitlenir.
Dr. Birdsall tarafından işlenmemiş gıdalar, tam tahıl, kompleks karbonhidrat, düşük yağ, yüksek lif içeren bir beslenme tavsiye edilir. Günlük gıda alımının en fazla %25’inin yağ şeklinde olmasını önerilir ve bunun tümü fındık, tohum ve zeytin gibi sağlıklı bitkisel yağlar olmalıdır. Bu miktar genel olarak günde 45-50 gram demektir, bu da yaklaşık 450 kaloriye tekabül eder.
Dr. Haas bazı insanların, farklı diyet türleriyle daha başarılı olduğunu ama hepsinde ortak tek faktörün diyetin az yağ içermesi olduğunu belirtiyor. Örneğin, bazı insanlara yüksek karbonhidrat içeriği yerine düşük karbonhidratlı beslenme daha iyi gelebiliyor. Beslenmede yağ içeriği düşük kaldığı sürece, kilolu kişiler başarılı sonuçlar alabilir. Bu Cornell Üniversitesi’nin bir çalışması tarafından doğrulandı. Bu çalışmada kadınların istedikleri kadar yemelerine izin verildiğinde, sadece düşük yağlı gıdalar tüketilmesi şartı ile (kalorilerin sadece %20’si - %25’i yağ), kilo verdikleri tespit edildi. Bunun sebebi, yağın gram başına protein ve karbonhidrattan iki kat daha fazla kalori içermesidir. İsviçreli bir araştırmada, karbonhidrattan farklı olarak, yemek sırasında alınan aşırı yağın yaklaşık %90’ının vücut yağına dönüştüğü ortaya koyuldu. Çok yağlı gıdalar aşırı yemeye teşvik edebilir çünkü vücudun ihtiyacı olan glikozu sağlamak için, daha fazla tüketilmesi gerekiyor. Bu nedenle zayıflarken diyetten ziyade beslenme alışkanlıklarında bir değişikliğe doğru yönlenilmelidir.
Şeker görevi gördüğü, vücutta yağa dönüştüğü, yağ deposuyla karaciğeri etkilediği ve kilo alımına teşvik ettiği tespit edildiğinden, alkol tüketimi de önlenmeli veya azaltılmalıdır. 30 gram alkol, diyetteki 15 gram yağa karşılık gelir. Birçok kişi tarafından, iştah yönetimi için kullanılan sigara, karın bölgesine ekstra yağ yönlendiriyor. Ayrıca, bu maddelerin her ikisinden de, özellikle glikoz intoleransına yatkın kişiler tarafından kaçınılmalıdır.
Alternatif tıp hekimleri, bireylerin farklı besin gereksinimleri olduğunun farkındadır. Başarılı bir zayıflama rejimi, bireysel ihtiyaçlara uygun bir diyet gerektirir. Bazıları yüksek protein, düşük karbonhidrat diyetiyle zayıflarken, diğerleri de yüksek-kompleks karbonhidrat, düşük protein diyetleri ile sonuçlar alabilir. Kilit nokta, diyeti bireysel fizyolojik ihtiyaçlara göre uyarlamaktır.