Anoreksiya Nevrosa - Belirtileri

Anoreksi olarak da bilinen bu rahatsızlık, iştahsızlık anlamına gelen bir tür yeme bozukluğudur.

Anoreksiya Nevrosa

Anoreksi, tam adıyla anoreksiya nevrosa iştahsızlık anlamına gelen bir tür yeme bozukluğudur. Anoreksiya nevrosa olan insanlar, kilo almaktan çok korkar. Yedikleri yiyecek miktarını ciddi bir biçimde azaltabilir ve tehlikeli ölçüde zayıflayabilirler. Anoreksiya nevrosa, hem bedeni hem de zihni etkiler. Bir diyet olarak başlayabilir, daha sonra kontrolden çıkabilir. Tüm vakit yiyecek, beslenme ve kilo üzerine düşünerek geçirilir. Çarpık bir beden imgesi oluşur. Başka insanlar fazla zayıf olduğunu söylese de kişi aynaya baktığında şişman birini görür.

Anoreksiya nevrosa, genellikle 10'lu yaşlarda başlar. Erken tedavi çok etkili olabilir. Fakat erkenden tedavi edilmezse, hayat boyu süren bir sorun haline dönüşebilir. Tedavi edilmeyen anoreksiya nevrosa, açlıktan ölüme ve kemik incelmesi (osteoporoz), böbrek ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Bazı insanlar, bu sorunlardan dolayı ölür.

Anoreksisi olan insanlar, genelde sorunları olduklarını kabul etmez. Sorun olduğunu görmez veya buna inanmazlar. Genellikle, onları yardım almaya ikna edenler yakınlarıdır. Şüphelenilen kişilerde şu belirtilere dikkat edilmelidir: 
  • Sağlıklı, normal kilonun çok altındadırlar.
  • Kilo almaktan çok korkarlar.
  • Normal kiloda kalmayı reddederler.
  • Çok zayıf olduklarında bile, aşırı kilolu olduklarını düşünürler.
Anoreksiya nevrosa olan kişilerin hayattaki en önemli dertleri kilolarını kontrol etmektir. Bu yüzden:
  • Yemek, kilo ve diyet konusunda saplantılı olabilirler.
  • Yediklerini ciddi bir biçimde sınırlandırırlar. Örneğin, yediklerini günde yalnızca birkaç yüz kaloriyle sınırlandırabilir, belli yiyecekleri, mesela içinde şeker ve yağ olan yiyecekleri yemeyi reddedebilirler.
  • Hastayken bile çok egzersiz yaparlar.
  • Kilo kaybını engellemek için kusabilir, ishal hapları kullanabilirler.
  • Yiyecekleri küçük parçalara ayırmak ve onları uzun uzun çiğnemek gibi garip alışkanlıklar geliştirirler.
  • Ketum olurlar. Ailelerinden, arkadaşlarından uzaklaşır, başka insanlarla birlikte yememek için mazeretler uydurabilir ve yeme alışkanlıkları konusunda yalan söyleyebilirler.
  • Açlığın olumsuz etkileri belirginleşince vücutlarında ciddi sağlık sorunlarının işaretlerini gösterebilirler. 
Anoreksiya nervosa sorunu yaşayan bireyler şu sorunları yaşar: 
  • Zayıf, yorgun hissedebilir ve bayılabilirler.
  • Saçlar incelebilir, ten kuruyabilir ve tırnaklar kırılganlaşabilir.
  • Adet kanamaları durabilir.
  • Sürekli üşüyebilirler.
  • Tansiyonları ve nabızları düşük olabilir.
  • Kötü kan dolaşımından dolayı kollarında ve bacaklarında morumsu bir ten rengi olabilir.
  • Ayaklar veya eller şişebilir.
  • Vücutlarının her yerinde ince bebek tüyü çıkabilir.
Yeme bozuklukları karmaşıktır ve uzmanlar, bunlara neyin neden olduğunu tam bilemez. Fakat bunlar ailenin geçmişi, sosyal etkenler ve kişilik özelliklerinin bir karışımından kaynaklanıyor olabilir. Aşağıdaki özelliklere sahip kişilerde anoreksi riski daha fazladır.
  • Ailede, anoreksi ve anoreksi bulimiya gibi yeme bozukluğu olan başka insanların bulunması.
  • Baletlik, modellik veya jimnastik gibi vücut ölçülerinin önemli olduğu bir iş veya spor yapmak.
  • Her zaman kusursuz olmaya çalışan, asla yeterince iyi olmadığını düşünen veya çok endişeli bir kişiliğe sahip olmak. 
  • Boşanma, yeni bir şehre veya kasabaya taşınmak veya sevilen birini yitirmek gibi zor şeyler yaşanıyorsa.
Anoreksiya nevrosa, nüfusun yüzde 1’inden daha azını etkiler. En yaygın olduğu gruplar şunlardır:
  • Onlu yaşlar: Diğer yeme bozuklukları gibi anoreksi de katı diyet ve aşırı kilo kaybıyla birlikte, onlu yaşlarda başlar. Fakat daha erken bir yaşta veya yetişkinlikte de başlayabilir.
  • Kadınlar: Anoreksi hastası 10 kişiden 9'u kadındır. Fakat bazı genç ve hatta yetişkin erkeklerde de görülebilir. Anoreksisi olan birçok insan, üst sosyal sınıf ve varlıklı ailelerden gelir. Fakat herkesin başına gelebilir.
Teşhis
Doktor bir yeme bozukluğu olabileceğini düşünürse, kişinin kilosunu, onun boyunda ve yaşında bir insanın kilosuyla karşılaştıracaktır. Kalbini ve ciğerlerini kontrol edecek, tansiyonunu ölçecek ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan sorunlar için tenine ve saçına bakacaktır. Kan testi veya röntgen de isteyebilir. Kendini nasıl hissettiği konusunda sorular sorabilir. Yeme bozukluğunda depresyon veya kaygı gibi tedavi edilebilir bir ruh hastalığı rol oynadığı sık görülür.
Anoreksisi olan bütün insanların tedaviye ihtiyacı vardır. Sadece birkaç yeme bozukluğu belirtisi gösteren kişiler bile hemen yardım almalıdır. Erken tedavi, anoreksinin üstesinden gelme ihtimalini çok yükseltir.

Tedavi, tekrar sağlıklı bir kiloya dönüp orada kalmaya yardımcı olabilir. İyi yeme alışkanlıkları kazanılmasına ve iyi hissetmeye de yardımcı olabilir. Anoreksi, hem ruhsal hem de fiziksel bir sorun olduğu için bir doktor, diyetisyen ve danışmanla birlikte çalışılabilir. Anoreksiyi tedavi eden bir ilaç yoktur. Fakat eğer depresyon veya kaygı bozukluğu görülüyorsa, doktor antidepresan ilaçlar verebilir.

Eğer kilo çok düşükse, hastanede tedavi görülmesi gerekir. Kilolarının büyük bir kısmını kaybetmiş insanların, yeme bozukluğu olan insanlar için bir yatılı tedavi programına katılması gerekir. Böyle bir tedavi pahalı olabilir, ama en iyi iyileşme şansını sunar. Anoreksinin tedavisi uzun sürebilir. Tekrar, sağlıksız alışkanlıkların nüksetmesi çok yaygın görülen bir şeydir. Sorunları olan kişilerin mutlaka yardım alması gerekmektedir.
Alternatif tedaviler, geleneksel bir tedavi programına tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Anoreksi için alternatif tedaviler arasında diyet ve beslenme, bitkisel tedavi, hidroterapi, aromaterapi, ayurveda ve zihin/beden tıbbı yer alır.

Besin Tedavisi
Natüropat veya besin uzmanı aşağıdakileri önerebilir:
  • Hamur işlerinden kaçınmak.
  • Besleyici ve dengeli bir diyet (Hasta yeniden normal yemeye başladığında).
  • Günlük multivitamin ve mineral takviyesi.
  • Çinko takviyeleri. Çinko, normal hormonal aktivite ve enzimatik fonksiyonlar için vücudun ihtiyaç duyduğu önemli bir mineraldir.
Bitkisel Tedavi
Aşağıdaki bitkiler, genellikle bu bozukluğa eşlik eden anksiyete ve depresyonun azaltılmasına yardımcı olabilir:
  • Alman Papatyası (Matricaria recutita)
  • Oğulotu (Melissa officinalis)
  • Ihlamur (Tilia spp.) çiçekleri
Aromaterapi
Bergamot, fesleğen, Alman papatyası, misk adaçayı ve lavanta gibi otların esansiyel (uçucu) yağları iştahı teşvik etmeye, vücudu rahatlatmaya ve depresyonla mücadele etmeye yardımcı olabilir. Bu yağlar havaya difüze edilebilir (yayarak), masajla uygulanabilir, solunabilir ve banyo suyuna katılabilir.

Gevşeme Teknikleri
Yoga, meditasyon ve t’ai chi gibi gevşeme teknikleri vücudu gevşetebilir ve stresi, anksiyeteyi, depresyonu azaltabilir.

Hipnoterapi
Hipnoterapi aneroksik davranışa katkıda bulunan bilinçdışı sorunları çözebilir.

Diğer ler
Yardımcı olabilecek diğer alternatif tedaviler arasında hidroterapi, manyetik alan terapisi, akupunktur, biofeedback, Ayurveda ve Çin bitkisel tedavisi yer alır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye