Bağışıklık güçlendirici terapiler alternatif doktorlar tarafından sıkça kansere karşı kullanılırlar. Güçlü bir bağışıklık sistemi kanseri önlemek veya ertelemek için çok önemlidir ancak zayıf beslenme ve çevresel toksinlere maruz kalmak veya timüs bezinin yaşlanması bağışıklık sistemini engelleyebilir. Bağışıklık güçlendirici terapiler bağışıklık sistemini ideal işlevine geri getirmeyi hedefler, böylece vücut, kanseri zapt edebilir. Alternatif tıpta bu, modern tıp tedavilerinin yan etkilerini içermeden yapılır.
İmmünomodülatörler
İmmünomodülatörler hastalığı geri çevirmek için bağışıklık sistemini ayarlayan, düzenleyen veya odaklayan maddelerdir.
Transfer Faktörü
Bağışıklık sisteminin ilk görevlerinden biri, neyin bizim olduğunu, neyin yabancı madde olduğunu, neyin vücudumuzda olması gerektiğini, neyin olmaması gerektiğini anlamak, sonra zararlı şeyleri yok etmek veya nötrleştirmektir. En çok bilinen bağışıklık sistemi tepkisi salgısal tepkidir. Bu süreçte antikorların üretilmesi yer alır. Antikorlar vücut antijenlerin varlığını sezdiğinde onlara karşı savaşan bağışıklık sistemi hücreleridir. Bağışıklık sistemi mikrobiyal antijenleri erken fark edemediğinde ve bunlar çoğaldıklarında hasta oluruz.
Araştırmalar Transfer Faktörlerin (TF) bağışıklık sisteminin yabancı maddelere yavaş salgısal tepkisinden dolayı evrimleştiğini iddia ediyorlar. Tranfer Faktörler küçük protein molekülleridir. Antikorlardan çok daha küçüktürler ve bağışıklık sisteminin bir diğer tepkisi olan hücre ortamlı tepkinin elçileri olarak çalışırlar. Hücre ortamlı tepkide diğer beyaz kan hücreleri, özellikle T lenfositler kullanılır.
H. S. Lawrence adında bir araştırmacı beyaz kan hücresi özütlerini kullanarak 1949 yılında bağışıklık tepkisinin Transfer Faktör kullanılarak belirli bir antijene maruz kalmada pozitif sonuç veren bir konaktan, negatif sonuç veren bir alıcıya aktarılabileceğini kanıtladı. İlk araştırmacılar antijen spesifik TF’leri alan kişi, daha önceden negatif test sonuçlarına sahipken, sonradan o antijen için pozitif test sonucuna sahip olunca bağışıklık tepkisinin transfer edildiğini anlamaktaydı.
Peki ne tür bağışıklık bilgisi tranfer edilmekteydi? TF’ler kişinin bağışıklık sistemini eğitebilir veya modüle edebilirler. Böylece bazı antijenleri fark edebilir ve vücudu varlıklarından haberdar edebilirler. TF’ler kandan süzülen lökositlerden veya ilk sütten elde edilebilirler. Bebeğin transfer edilmiş bağışıklık sistemi tepkisine ilk maruz kalışı kolostrumdan (ilk sütten) gelir. Bu sütü anneler doğum yaptıktan hemen sonra oluştururlar. İlk sütten alınan TF’ler takviye olarak alındığında enfeksiyon ve hastalığa karşı direnç sağlarlar.