Dikkat! Abur Cubur Bağımlılık Yapıyor!

İşlenmiş gıdaların bağımlılık yaptığı bilimsel olarak kanıtlandı.

Dikkat! Abur Cubur Bağımlılık Yapıyor!

İşlenmiş gıdaların bağımlılık yaptığı bilimsel olarak kanıtlandı… Eğer siz de çikolata, cips, bisküvi, pizza, hamburger vs.. gibi işlenmiş gıdalara karşı aşırı yeme isteği duyuyor ve sık sık tüketiyorsanız, siz de bağımlı olabilirsiniz… 
 
Bilindiği gibi obezite ve yanlış beslenme kaynaklı diyabet gibi bazı rahatsızlıklar, günümüzde eskiye oranla büyük artış göstermiş olmakla beraber halen de artmaya devam etmektedir. Artık hastalıklar listesine girmiş olan obeziteye karşı yapılan uyarılara rağmen neden önlenemeyen bir hızla arttığını hiç düşündüğünüz oldu mu? Peki cevabın bağımlılık yapabilme yeteneğine sahip olan işlenmiş gıdaların olduğunu biliyor muydunuz?

Son dönemlerde yapılan araştırmalarda işlenmiş gıdaların ve özellikle işlenmiş karbonhidratların, beyindeki "ödül-haz merkezi”ni uyararak açlık hissini güçlendirdiği keşfedilmiştir. Bu araştırmanın sonucunda yüksek glisemik indekse sahip bu işlenmiş karbonhidratların tüketiminin kesilmesi ya da en azından azaltılmasının aşırı yeme isteği duyan kişilerin iştahının azalmasına yardımcı olacağı görülmüştür.

Glisemik indeksi yüksek işlenmiş gıdaların beyin üzerindeki etkisini görebilmek için yaşları 18-35 arasında değişen bir çok gönüllü obez hastanın, çeşitli gıdalarla beslendikten 4 saat sonra manyetik rezonans görüntüleme (MRI) yöntemiyle beyin görüntülemesi yapılmıştır ve çalışmanın sonucu "American Journal of Clinical Nutrition” adlı sağlık dergisinde yayınlanmıştır:

Araştırmada obez hastalar iki gruba bölünmüş ve her iki gruba da eşit kalorili yiyecekler verilmesine rağmen bir gruba işlenmiş gıdalar ve yüksek glisemik indekse sahip gıdalar verilmiştir. Diğer gruba ise işlenmemiş doğal besinler verilmiştir. Yüksek glisemik indekse sahip gıdaların verildiği grupta kan şekeri birden yükselerek yine birden düşüş göstermiş, bu nedenle açlık seviyesi artmış ve beyindeki bağımlılığa neden olduğu düşünülen beynin "nukleus akumbens” bölgesindeki "ödül-haz” merkezi aktifleşmiştir. Yüksek glisemik indekse sahip gıdalarla beslenen gruptaki kişilerin bir sonraki öğünde daha çok yemek yedikleri görülmüştür.

Kaliforniya Üniversitesi Endokrinoloji Bölümünde araştırmalar yapan Prof. Dr. Robert Lusting, yapılan araştırma ve konuyla ilgili şunları söylemektedir: "Beynimizde yer alan ve haz merkezi olarak da bilinen nukleus akumbens, tür olarak yaşamımızın devam etmesi için çalışır. Bu merkezin devre dışı bırakılması, hayattan alınan hazların ve dolayısıyla yaşam isteğinin de devre dışı bırakılması anlamına gelecektir. Yüksek glisemik indeksli gıdaların tüketilmesi sonucu bu haz-ödüllendirme merkezi devreye girecektir. Ancak sorun şu ki bu haz veren gıdaların uzun süre ve tekrarlanan tüketimleri sonucu beynin bu bölgesindeki sinyaller azalacak ve aynı hazzın yaşanabilmesi için aynı yiyecekten daha fazla miktarda tüketilmesi gerekecektir. Kısacası tıpkı uyuşturucu madde ya da narkotik ilaç kullananlarda olduğu gibi alınan maddeye "tolerans” gelişecektir. Üstelik size haz veren ve sürekli tükettiğiniz yiyeceği tüketmeyi bıraktığınızda, tıpkı uyuşturucu madde bağımlılarında olduğu gibi "geri çekilme semptomları” görülecek ve o gıdaya karşı yüksek oranda iştah ve arzu meydana gelecektir. Genel olarak bağımlılıkta görülen "tolerans” ve "geri çekilme semptomları”nın meydana gelmesi , işlenmiş gıdaların ve şekerin kesinlikle bağımlılık yapıcı olarak sınıflandırılabileceğini gözler önüne sermektedir.”

Gıda Bağımlılığına Karşı Savaşmak ve Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir?
Öncelikle bilinçli olarak yemeyi tercih etmediğiniz ancak yemeden duramadığınız çikolata, cips, tatlılar, pizza vs.. tüm abur cuburlara karşı duyduğunuz yeme isteğinin bir çeşit bağımlılık olduğunu kabul ederek, kendinizi suçlamaktan vazgeçin.  Bir kez bunu kabul ettiğinizde ve yemeyi kestiğinizde ya da önemli oranda azalttığınızda, bu ürünleri yemeyi eskisi kadar arzulamadığınızı fark edeceksiniz. Bu nedenle şu anda size imkansızmış gibi görünen çikolatadan vazgeçmek, tüketmeyi kestikten 1 ay sonra, eskisi gibi size cazip gelmeyecektir. Fakat bunu başarabilmeniz için öncelikle çok kararlı ve istekli olmalısınız. Aksi takdirde kendinize kısıtlama koyduğunuz anda daha çok çikolata, abur cubur vs.. tüketme isteği duyabilirsiniz.

Gıda bağımlılığının önüne geçmek ve sağlığınızı korumak için uzmanların önerisine kulak verin ve günlük tükettiğiniz besinlerin en az %90’ının tam doğal besinler (işlenmemiş sebze, meyve, et vs.. gibi) olmasına, en fazla %10’unun işlenmiş besinler olmasına (kahvaltılık gevrekler, kurabiye, bisküvi vs..) dikkat ediniz. Unutmayın ki işlenmiş gıdaları sürekli tüketmeniz sonucu, obeziteden diyabete kadar pek çok hastalığın altında yatan "insülin direnci” geliştirme riskiniz artacaktır.

Gıda Bağımlılığı Savaşında Elinizdeki Silahlarınız:
  • Motivasyon: Öncelikle her şeyin beyinde başlayıp beyinde bittiğini unutmayın! Eğer kilo vermek, sağlıklı bir vücut ve yaşama kavuşmak istiyorsanız, amacınıza konsantre olun. Bağımlılığınızdan kurtulduğunuzda, fit ve sağlıklı bir bedene kavuştuğunuzda alacağınız uzun süreli haz ve kendine güven duygusunu düşleyin!
  • Egzersiz: Belki yediğiniz sahte mutluluk verici ve bağımlılık yapan gıdalar sizin kısa bir süre iyi hissetmenize neden olabilir. Ancak bunun yanında geliştirdiği bağımlılık hissiyle yedikçe yeme iştahı oluşturacak ve sağlığınızı bozacaktırlar. Bunun yerine yürüyüş, aerobik, yoga, pilates vs.. gibi sporla yönelebilirsiniz. Bildiğiniz gibi spor sonrası vücudunuzda mutluluk verici hormonların üretimi artacak ve kendinizi çok daha mutlu hissedeceksiniz. Meditasyon çalışmaları da bu konuda size oldukça yardımcı olabilir.
  • Organik Kahve: Kahvede bulunan "kafestrol” gibi maddeler, beynin haz merkezindeki opioid reseptörlerine bağlanarak bu reseptörleri bir dereceye kadar bloke eder ve bu sayede bağımlılık çemberini kırmanızda size yardımcı olabilir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye