Kanser Sebebi Olarak Rafine Şeker, Demir, Alkol ve Kafein

Şeker ve beyaz un mamullerinin kanser büyümesine doğrudan etki yaptığı düşünülmektedir.

İşlenmiş Karbonhidrat veya Şekerin Aşırı Tüketimi
Şeker ve beyaz un mamullerinin kanser büyümesine doğrudan etki yaptığı düşünülmektedir. Ayrıca lif gibi koruyucu gıdaların olumlu etkisini de nötrleştirirler. Meme kanseri riskini önemli miktarda artırabilirler. Kişi şeker yediğinde vücut insülin salgılar ve insülin tıpkı östrojenin yaptığı gibi meme kanserini destekleyebilir. Şeker bağışıklık sisteminin görevlerini yerine düzgün getirememesi konusunda çok etkilidir. Bir oturuşta 100 gram şeker tüketimi beyaz kan hücrelerinin bakteri öldürme yeteneğini önemli miktarda düşürür. Şekerin bağışıklık sistemini baskılayan etkisi yedikten 30 dakika sonra başlar ve 5 saate kadar sürebilir. Ortalama bir Amerikalı günde 150 gram sükroz (işlenmiş gıdalarda bulunan bir şeker) tükettiğinden çoğu kişinin bağışıklık sisteminin kronik olarak baskı altında olduğu söylenebilir.

Aşırı Demir Tüketimi
Danimarka’da yapılan bir araştırma aşırı demirin kanser geliştirme riskini artırdığını göstermiştir. İki daha güncel araştırma da vücuttaki düşük miktarda demir birikme oranlarının bile kanser riskini artırabileceğini göstermiştir. Günümüzde Amerika’daki kanserlerin çoğu kırmızı et tüketimiyle ilişkili olabilir ve kırmızı et zengin bir demir kaynağıdır. Bir başka güncel araştırma yüksek kırmızı et tüketimi ve kolon kanseri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Kırmızı etteki demirin, kanseri teşvik etmede yağdan daha etkili olup olmadığı bilinmese de serbest radikal üretimini artırdığı kesindir ve bu da kanser riskini yükseltir. Demir tavalarda ve tencerelerde yemek pişirmek, ekmeğin, pirincin demir ile güçlendirilmesi ve demir içeren multivitaminler diğer demir kaynaklarıdır. Adet gören kadınlar haricinde Amerika’da demir eksikliği nadir görüldüğü için gıdaların demirle güçlendirilmesi aslında gereksizdir.

Aşırı Alkol Tüketimi
Bira dahil, düzenli ve aşırı alkol tüketimi kanser riskinin yükselmesiyle alakalıdır. Alkol alışkanlığı meme, boğaz (yutak, gırtlak ve yemek borusu), pankreas, karaciğer, baş ve boyun kanserlerinin riskini büyük miktarda artırabilir. Alkol doğal öldürücü hücrelerin etkisini bastırarak var olan kanserin yayılmasına yardımcı olabilir. Öldürücü hücreler, normal koşullarda kanser hücrelerini öldüren bağışıklık sistemi hücreleridir.

Aşırı Kafein Tüketimi
Kahve, çay, gazlı içecekler ve çikolatada bulunan kafeinin, idrar kanalının aşağısında ve mesanede görülen kanserin gelişiminde etkili olduğu düşünülmektedir. Araştırmalara göre günde üç fincan kahve içenlerin kanser oranları önemli derecede yükselmektedir. Kafein genetik materyalde hasara yol açabilir ve normal DNA tamiri mekanizmalarına zarar verebilir. Bu da potansiyel kanser riskini artırır. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye