Mesane Kanseri - Sebepleri

Mesane kanseri, idrar kesesi çeperindeki hücrelerin büyümelerini düzenleme kabiliyetini kaybetmesiyle oluşan bir hastalıktır.

Mesane Kanseri

Mesane kanseri, böbreklerden gelen idrarı vücuttan atılana kadar depolayan içi boş, kaslı bir organ olan mesaneye saldırır. Mesane kanseri ABD'de en yaygın beşinci kanserdir ve yeni vakaların oluşumu yükseliştedir. Hastalık erkekler arasında, kadınlar arasında olduğundan neredeyse üç kat daha yaygındır ve riski yaşla birlikte artar. Mesane kanseri vakalarının çoğu 60’lı yaşlarındaki kişilerde görülür.

Sigara içmek, mesane kanserinin en önemli risk faktörlerinden biri olarak görülür. Risk, muhtemelen tütünde bulunan kanserojen maddelerin idrarda birikmesinden ve sonra vücuttan atılana kadar beklerken mesanenin içinde yoğunlaşmasından kaynaklanmaktadır. Anilin boyalar, beta-naftilamin, benzidin tuzları ve aromatik hidrokarbon karışımları dahil diğer kimyasalların da kansere yol açan ajanlar olduğuna inanılır. Bu kimyasallar yaygın olarak kauçuk, deri, tekstil, kimya, plastik, petrol, ahşap ve boya endüstrisinde kullanılmaktadır. Mesane kanserinin gelişmesi ilk kimyasala maruz kalmanın ardından 50 yılı bulabilir. 2003’te yapılan araştırmalar, menopoz sonrası dönemde olan pek çok kadın tarafından kullanılan hormon replasman terapisinin (HRT) mesane ve diğer kanserlerin riskini önemli derecede artırdığını göstermiştir.

Kanserin mesanede başladığı bölgedeki hücre türleri kanser türünü belirler. Mesanedeki farklı hücre türleri kanserli hücrelere dönüşebilir. Mesane kanserinin türü tedavi şeklini de etkiler. Mesane kanseri türleri şunlardır:
  • Geçişkenhücreli mesane kanseri: Geçişken hücreli mesane kanseri mesanenin iç kısmında sıralanan hücrelerde görülür. Geçişken hücreler, mesane dolduğunda genişler ve mesane boşken daralır. Bu tür hücreler idrar yolunun iç kısmında da sıralanır ve bu alanlarda da tümör oluşabilir. Geçişken hücreli mesane kanseri, gelişmiş ülkelerde en yaygın mesane kanseri türüdür.
  • Yassı hücreli mesane kanseri: Yassı hücreler enfeksiyonlar ve tahriş nedeniyle mesanede oluşur. Zaman içerisinde bu hücreler kanserli hücrelere dönüşebilir. Yassı hücreli mesane kanseri gelişmiş ülkelerde nadiren gözlemlenir. Bu tür mesane kanseri, parazit enfeksiyonlarının (sistozomyas) mesane enfeksiyonlarının genel nedeni olduğu ülkelerde daha yaygındır.
  • Beze uru: Mesanede mukoza salgılayan bezleri üreten hücrelerde başlar. Beze uru gelişmiş ülkelerde nadiren gözlemlenir.
Bazı mesane kanserleri birden fazla tür hücreyi içerebilir.

Risk Faktörleri
  • İlerleyen yaş: Mesane kanseri her yaşta gözlemlenmekle beraber 40 yaş altı kişilerde nadir olarak görülür.
  • Beyaz ırk: Mesane kanseri riski beyazlarda diğer ırklarda olduğundan daha yüksektir.
  • Erkek olmak: Mesane kanseri riski erkeklerde kadınlara oranla daha yüksektir.
  • Sigara içmek: Sigara, puro gibi tütün ürünleri idrarda zararlı kimyasalların birikmesine neden olarak mesane kanseri riskini artırır. 
  • Bazı kimyasallara maruz kalmak: Böbrekler kandaki zararlı kimyasalların temizlenmesinde ve bu kimyasalların idrarla dışarı atılmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle bazı kimyasallara maruz kalmanın mesane kanseri riskini artırabileceği düşünülmektedir. Mesane kanseri riskiyle ilişkilendirilen kimyasallar arasında arsenik ve saç boyası, lastik, deri, dokuma ve boya ürünlerinin üretiminde kullanılan kimyasallar yer alır. Toksik kimyasallara maruz kalan sigara bağımlılarında mesane riski daha da yüksektir.
  • Daha önceki kanser tedavileri: Anti kanser ilaci sislifosfamit kullanılarak yapılan kanser tedavileri mesane kanseri riskini artırır. Daha önce alt karın bölgesinden radyasyon tedavisi gören kişilerde de mesane kanseri riski artış gösterir.
  • Kronik mesane iltihaplanmaları: Uzun süreli idrar sondası kullanımı nedeniyle ortaya çıkan kronik veya sürekli olarak tekrarlanan idrar yolu enfeksiyonları ve iltihaplanmaları (sistit) yassı hücreli mesane kanseri riskini artırır.
  • Kişisel veya ailesel kanser geçmişi: Daha önce mesane kanserine yakalanan kişilerde kanserin tekrar oluşma riski yüksektir. Eğer yakın aile çevresinde mesane kanseri geçmişi olan birisi varsa mesane kanserine yakalanma riski artabilir. Bununla birlikte mesane kanseri genellikle kalıtsal değildir. Aile bireylerinde Lynch sendromu diye bilinen kalıtsal polip dışı kalın bağırsak kanserinin bulunması da idrar sistemi, bağırsak, rahim, yumurtalık ve diğer organlardaki kanserlerin riskini artırabilir. 
Sık sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmek, böbrek taşları ve mesanede uzun süreli iritasyona neden olan diğer rahatsızlıklar mesane kanseri riskini artırabilir. Eğer geçmişte mesane tümörleri öyküsü varsa, bunların tekrarlama olasılığı güçlüdür. Mesane kanserinin ilk uyarıcı sinyallerinden biri, idrarda kandır. Bazen, idrarın rengini sarı-kırmızı ya da koyu kırmızı bir renge dönüştürmeye yetecek kadar kan olur. Bununla birlikte meme kanserinin erken evrelerinde genellikle hastalığın hiç gözlemlenebilir belirtisi olmaz. Ağrılı idrar yapma, idrara çıkma sıklığında artış ve idrara çıkma ihtiyacında artan aciliyet gibi mesane alışkanlıklarındaki değişiklikler mesane kanserinin belirtilerindendir, ancak bunlar aynı zamanda daha az ciddi olan idrar yolu ve prostat bezi hastalıklarının da yaygın belirtileridir.

Testler
Mesane kanserinin teşhisinde kullanılan test ve yöntemler şunlardır:
  • Sistoskopi: Sistoskopi esnasında doktor idrar yolundan yukarı ince bir boru (sistoskop) uzatır. Sistoskop üzerinde bir mercek ve fiber optik ışıklandırma sistemi bulunur. Bu sayede doktor idrar yolunun ve mesanenin iç bölümünü görebilir. Genellikle sistoskopi esnasında hastanın rahat hissetmesini sağlamak için lokal aneztezi uygulanır. 
  • Biyopsi: Sistoskopi esnasında doktor idrar yolundan mesaneye doğru özel bir alet uzatır ve bu aletle mesaneden test etmek üzere ufak hücre örnekleri (biyopsi) alır. Bu yönteme mesane tümöründen transüretnal parça alımı adı verilir. Bu yöntem mesane kanserinin tedavisinde de kullanılır ve genellikle genel anezteziyle uygulanır.   
  • İdrar sistoskopisi: İdrar örneği kanser hücrelerini saptamak amacıyla mikroskop altında test edilir. Bu yönteme idrar sistolojisi adı verilir.
  • Görüntüleme testleri: Görüntüleme testleri doktorun idrar yolunu incelemesine izin verir. Damar içi kasık röntgeni bir tür röntgen görüntüleme testidir ve böbrekleri, idrar yolunu ve mesaneyi aydınlatmak amacıyla bir tür boya kullanır. Bilgisayarlı tomografi taraması doktorun idrar yolunu ve çevredeki dokuları daha iyi görmesine yardımcı olacak bir röntgen testidir. 
Teşhis 
Mesane kanserini teşhis etmek için pek çok test vardır. İlk adım olarak herhangi bir risk faktörü olup olmadığını kontrol etmek için kişinin tam bir tıbbi geçmişi alınır. Bütün belirti ve bulguları değerlendirmek için tam bir fiziksel muayene gerçekleştirilir. İdrar örneğinin laboratuvarda test edilmesi, bakteriyel enfeksiyonun varlığını elemeye yardım eder. Kesin bir tanı koyabilmek için daha ileri testler kullanılır. 

İntravenöz piyelogram (damar içi piyelogram, IVP) kan dolaşımına boyanın enjekte edilmesinin ardından gerçekleştirilen bir röntgen incelemesidir. Bu işlem böbrekleri, üreterleri (idrar yolları), mesaneyi ve üretranın hatlarını, bu organların çeperlerindeki anormallikleri saptamak amacıyla, net olarak görüntülenmeyi sağlar.

Sistoskopide şüpheli herhangi bir kitle görülürse, bir çift biyopsi forsepsi kullanılarak küçük bir doku örneği çıkarılır. Bu doku daha sonra kanserin olup olmadığını saptamak için mikroskobik olarak incelenir. Kanserin başka organlara yayılıp yayılmadığını saptamak için göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme testleri de yapılabilir.

Mesane kanserinin aşamaları şunlardır:
  1. Aşama I: Bu aşamadaki kanser mesanenin iç kısmında oluşur ve henüz mesane duvarı kaslarına ilerlememiştir.
  2. Aşama II: Bu aşamada kanser mesane duvarını sarar; fakat mesane dışına çıkmamıştır.   
  3. Aşama III: Kanser hücreleri mesane duvarına ve mesane duvarını çevreleyen hücrelere yayılmıştır. Bazen kanser erkeklerde prostata ve kadınlarda vajina veya rahme yayılabilir. 
  4. Aşama IV: Bu aşamada kanser hücreleri lenf bezlerine ve akciğer, kemik ve karaciğer gibi diğer organlara yayılabilir.
Alopatik tedavilerin yanı sıra, kanser için alternatif tedavilerin pek çoğu kullanılabilir. Kanser için iyi geliştirilmiş bir tedavi planı bir onkolog ya da diğer hekimler ile tartışılmalıdır. Araştırmalar sarımsağın mesane kanserinin yayılmasını durdurmak için kullanabileceğine işaret eder. Sarımsak aynı zamanda kanserle ilişkili bedensel zayıflığı ve yorgunluğu azaltmaya, ayrıca radyasyon ve kemoterapinin yan etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Her gün bir ila iki diş tüketilmesi önerilir.

Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kanser hücrelerini öldürmek için ise Avrupa kökenli ökseotu önerilir. Aynı zamanda tümörün boyutunu küçülttüğü de bildirilmiştir. Piyasada en yaygın bulunan ökseotu özütü, Iscador ismi altında satılmaktadır. Iscador sadece Avrupa’da, özellikle de İsviçre’de bulunur. Ökseotu genellikle enjekte edilebilir bir formdur ve bir hekim denetiminde uygulanmalıdır.

Yüksek dozlarda multivitaminlerin mesane kanserinin nüksetme olasılığını azaltmada faydası olduğu bildirilmiştir. Tedavi, eğitimli bir sağlık uzmanı tarafından takip edilmelidir. Diğer tamamlayıcı ve alternatif tedaviler arasında yönlendirilmiş imajinasyon, lokal ve general hipertermi ve Çin bitkileri yer alır. Kontrollü deneme çalışmalarında, özellikle de kemoterapiye tamamlayıcı olarak kullanıldığında bu bitkilerin etkinliği kanıtlanmıştır.
Mesane kanseri tedavisi tümörün evresine bağlıdır. Mevcut olan standart tedavi yöntemleri ameliyat, immünoterapi, radyasyon terapi ve kemoterapidir. Ameliyat sadece hastalık erken evrede ise önerilir. Eğer tümör küçükse ve mesanenin iç katmanlarına yayılmadıysa ameliyat karın kesilmeden yapılabilir. Mesaneye üretra yoluyla sistoskop sokulur ve tümör bunun içinden çıkarılır. Kalan kanseri yakmak için yüksek enerjili lazer ışını ya da diğer koter aletler sistoskopun içinden sokulabilir.

Eğer kanser mesane duvarının derinlerini istila etmişse, ameliyat karında açılan bir kesi aracılığıyla gerçekleştirilir. Mesanenin bir bölümü ya da bütünü ile çevredeki prostat ya da rahim, yumurtalıklar ve follap tüpleri gibi organlar da alınabilir. Eğer tüm mesane alınırsa, idrarın vücuttan atılmadan önce depolanabilmesi için yeni bir alan yaratılmalıdır. Bunu yapmak için üreterler cerrahi olarak deride yaratılan ve stoma denilen deliğe bağlanır. Bu işleme ürostomi denir. Bu işlem ile hastanın bağırsağı kullanılarak yeni bir mesane (neo-mesane denir) oluşturulabilir.

Radyasyon terapi kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerji ışınları kullanır. Genellikle ameliyattan sonra cerrahi yolla alınamayan kanser hücrelerini yok etmek için kullanılır. Bunun yanı sıra eğer tümör büyükse veya ameliyatı zorlaştıran bir bölgedeyse, radyasyon ameliyattan önce tümörü küçültmek için de kullanılabilir. Radyasyon bazen kemoterapi ile ameliyat yerine de kullanılabilir. Radyasyon tedavisi ilerlemiş mesane kanseri vakalarında ağrıyı, kanamayı ve tıkanmaları yatıştırmak için kullanılır. 

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için ilaç kullanır. Genel olarak mesane kanserini iyileştirmede ilaç kombinasyonları tek bir ilaçtan daha etkindir. İlaçlar kan dolaşımına koldaki damardan enjekte edilerek ya da oral yoldan verilebilir. Yüzeysel tümörleri tedavi etmek için doğrudan mesaneye de verilebilirler. Ameliyatın ardından kalabilecek kanser hücrelerini öldürmek için kemoterapi uygulanabilir. 2003 yılına ait bir rapor mesane kanseri hastalarına ameliyat sonrası verilen kemoterapinin, sonuçları iyileştirdiğini göstermiştir. 307 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, bu tedavi kombinasyonunu alan hastalar, sadece ameliyat olan hastalardan iki yıl daha uzun yaşamıştır. İmmünoterapi ya da biyolojik terapi hastalıkla mücadele etmek için vücudun kendi bağışıklık sistemini kullanır. Erken evre mesane kanserinde,  tüberkülozun zayıflatılmış bir biçimi olan bacille Calmette- Guerin (BCG) doğrudan mesanenin içine verilebilir. Bağışıklık sistemi tüberkülozla mücadele etmek için harekete geçerken aynı zamanda kanser hücrelerine de saldırır ve onları da öldürür. Bu tedavinin yüzeysel mesane kanserinin kontrol altına alınmasında etkili olduğu görülmüştür.

Yeni tedaviler üzerine hala çalışılmaktadır. Bilim adamları gen haritası ve yirmi birinci yüzyıldaki araştırmalardan faydalanmıştır. 2003’te mesane kanseri alanında yapılan bir gen terapisi türü üzerine denemeler başarılı olmuştur ancak tedavinin geliştirilmesi için daha fazla çalışma gerekmektedir.
Eğer kanser erken saptanırsa ve mesane çeperinde sınırlı ise, tedaviye iyi yanıt verir. Çoğu mesane kanseri ilk bu evrede görülür. İlk teşhisin ardından hastaların %90’ı en az beş yıl yaşar. Ancak hastalık yakın dokulara yayılmışsa sağ kalım oranı %49’a kadar düşer ve eğer kanser daha uzak organlara metastaz yapmışsa, hastaların yalnız %6’sı beş yıl ya da daha fazla hayatta kalabilir. Mesane kanserinin tekrar oranı çok yüksektir. Tümörlerin bütünü alındıktan sonra dahi, yeni tümörlerin gelişme ihtimali yüksektir. Bu nedenle, mesane kanseri olan kişilerin sık sık ve eksiksiz takip muayenelerini yaptırmaları gerekir. 

Komplikasyonlar
Mesane kanseri tekrar ortaya çıkabilir. Bu nedenle mesane kanserini yenen kişiler çoğu kez başarılı bir tedavinin ardından düzenli olarak takip testleri yaptırırlar. Hangi testlerin ne sıklıkta yaptırılacağı mesane kanseri türüne, tedaviye ve bazı diğer faktörlere bağlıdır. 

Genellikle doktorlar mesane kanseri tedavisinin ardından dört sene boyunda her üç veya altı ayda bir idrar yolu ve mesaneyi incelemek isterler (sistoskopi). Daha sonra sistoskopi her yıl düzenli olarak uygulanır. Doktor düzenli aralıklarla bazı diğer testlerin uygulanmasını da isteyebilir. Agresif kanserle baş etmiş kişilerde incelemeler daha sık aralıklarla uygulanır. Daha az agresif kanser türlerini atlatan kişilerin inceleme testleri daha seyrek aralıklarla gerçekleştirilir.
Mesane kanseri öyküsü olan, sık sık kanser yapıcı kanserojenlere maruz kalan ya da mesanede uzun süreli iritasyona neden olan durumları olan kişiler mesane kanseri için düzenli tarama testlerini yaptırmalıdır. Bu, hastalığın erken evrede tespit edilmesini ve uygun biçimde tedavi edilmesini sağlar. Risk faktörlerinden, özellikle de tütünden mümkün olduğunca kaçınmak en iyi alternatiftir. Kansere yol açan kanserojenlerle çalışılırken, uygun güvenlik önlemlerinin alınması gerekir. Böylesi kimyasallarla çalışmaktan bütünüyle kaçınılmalıdır. Kadınlar hormon replasman terapisinin fayda ve risklerini hekimleri ile tartışmalıdır.

Mesane üzerinde baskı ve iritasyon da mesane kanserine katkı sağlayabilir, mesanenin ve idrar yolunun sağlığı dikkatle korunmalıdır. Kahve, çay, kola ve çikolatada bulunan kafeinin mesane de dahil olmak üzere alt idrar yolu kanserlerinde bir etmen olduğu düşünülmektedir ve uzak durulmalıdır. Ayrıca idrar yolunun olası toksinlerden temizlenebilmesi için sıvı alımının iyi olması gerekir. Günde altı ila sekiz bardak ya da daha fazla su, bitki çayı, seyreltilmiş meyve ya da sebze suyu gibi sıvılar tüketilmelidir. Bir damlalık dolusu (25-30 damla) dulavrat otu tohumu tentürü tüm sindirim sistemini yıkamaya, mesane iritasyonu ve iltihaplanmasını yatıştırmaya ve mesaneyi güçlendirmeye yardımcı olur. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye