Oksitlenmiş Kolesterol Nasıl Oluşur

Homosistein teorisine göre kalp hastalığı vücutta B vitaminleri eksikliğinden dolayı proteinin anormal işlenmesiyle ilişkilidir.

Oksitlenmiş Kolesterol Nasıl Oluşur

Oksitlenmiş kolesterol kan akışına ya işlenmiş gıdalardan, hayvansal gıdaların metabolize edilmesinden, klor, flor ve böcek öldürücü gibi çevresel zehirlerden veya enfeksiyon, travma duygusal stres gibi stres kaynaklarından girer. Araştırmacı Joseph Hattersley, M.A.’e göre oksitlenmiş kolesterollerin çoğu işlenmiş gıdalarda kullanılan süt tozu ve yumurtadan, fast food gıdalardan alınmaktadır. Patatesleri tekrar tekrar kızartmak için sıcak tutulan yağ oksitlenmiş kolesterolle doludur. Jöleli ürünler de aynı şekildedir.

Oksitlenmiş kolesterolün bir diğer kaynağı da metiyonindir. Bu esansiyel amino asit kırmızı ette, sütte ve süt ürünlerinde bulunur. Metiyonin vücutta homosisteine döndürülür, o da zararsız amino asit sistationine dönüştürülür. Ancak bu son dönüşümü yapan enzimlerin eksikliğini çeken kişilerde homosistein seviyesi anormal derecede yüksek olur. Bu aşırı homosistein oksitlenmiş kolesterolü üreten serbest radikallerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.

1969’da kalp araştırmacısı Dr. Kilmer S. McCully, homosisteinin toksik seviyelere kadar biriktiğinde damarları aşındırabildiğini ve kalp hastalığına yol açtığını önermiştir. Basitçe söylenirse homosistein teorisine göre kalp hastalığı vücutta B vitaminleri eksikliğinden dolayı proteinin anormal işlenmesiyle ilişkilidir. Kısaca protein zehirlenmesi hücrelere ve damarların duvarlarına zarar vermeye başlar bu da elastikiyetlerini kaybetmeleriyle, sertleşmeleriyle, kireçlenmeleriyle ve damar içinde kan pıhtılarının oluşmasıyla sonuçlanan birçok süreci başlatan etken olur. Homosistein seviyeleri yüksek olan erkeklerde kalp krizi görülme riski, homosistein seviyesi düşük olan erkeklere göre üç kat daha fazladır. 

Oksitlenmiş kolesteroller çevresel kirleticilere ve böcek öldürücülere maruz kalındıktan sonra içsel olarak da oluşturulabilir. Kolesterolü oksitleyen kimyasallar arasında klor ve flor bulunur. Bu maddelerin ikisi de musluktan akan içme suyunun içinde bulunmaktadır. Klorun arterler üzerinde olumsuz etkiye sahip olabileceği gösterilmiştir. Flor ise tiroit bezinin fonksiyonunu azaltabilmektedir. Bu da kolesterol ve homosistein seviyelerinin yükselmesiyle sonuçlanır. İçme suyundaki klor ayrıca trihalometan maddesinin oluşmasına sebep olur. Bu madde klorun sudaki organik kimyasallarda bir araya geldiğinde oluşturduğu kanserojen bir maddedir. Hattersley’e göre trihalometan maddesi de oksitlenmiş kolesterolün oluşumunda rol oynayabilir. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye