Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA), "Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM)” adlı tanılama rehberinin beşinci versiyonu Mayıs 2013’te hazır olacak. DSM-5 sürekli genişleyen bir akıl hastalıkları listesini ve profesyonellerin teşhis koymak için kullandığı detaylı kriterleri içerir. Fakat kılavuzun yayınlanmasını istemeyen veya buna şüpheyle yaklaşılması gerektiğini düşünen gruplar da mevcut.
Bu gruplara göre kılavuzun yeni versiyonu sağlıklı insanları hastaymış gibi göstererek antidepresan ve antipsikotik ilaçların kullanıcısı haline getirecek. Bir önceki versiyon DSM-4’ü hazırlayan ekipte bulunan Dr. Allen Frances, aşırı ilaç kullanımına ve gerekenden fazla teşhise sebep olduklarını düşünüyor.
Yakında yayınlanacak olan DSM-5 normal insan duyguları hisseden birçok kişiyi hastaya çeviren şüpheli yeni hastalık tanımlarıyla dolu. Bunlardan biri olan "somatik belirti bozukluğu” 6 ay veya daha fazla süredir tıbbi sorunları hakkında endişelenen kişileri anlatıyor. Bu yanlış bir şekilde kronik ağrısı veya irritabl bağırsak sendromu olan kişilere de uyan bir tanım.
Daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulduğu söylenen bir diğer hastalık ise "internet kullanım bozukluğu”. İnternet kullanım bozukluğu, maddeye tolerans geliştirmek, kullanımı kontrol edememek, kullanım hakkında yalan söylemek gibi genel bağımlılığın birçok özelliğini taşıyor. Fakat bu durumda internet resmi bir hastalığın objesi ilan edilerek ilaç kullanımının önü açılmış oluyor. Milyonlarca kişi günlük olarak interneti saatler boyunca kullanmakta ve bu sayede "internet kullanım bozukluğu” tedavisinin potansiyel pazarı devasa boyutlarda oluyor.
DSM-5’e göre eğer şu belirtileri gösterirseniz, ölümle alakalı bir kaybın ardından uyum bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz: "Yakın bir aile üyesi veya arkadaşın kaybının ardından birey en az 12 ay (çocuklarda 6 ay) boyunca şiddetli özlem, üzüntü, duygusal acı, ölüyle veya ölüm koşullarıyla ilgili meşguliyet yaşar. Kişi ayrıca ölümü kabullenmekte zorluk çekebilir, kaybı üzerine asabiyet geliştirebilir, benlik duygusu azalabilir, hayatın boş olduğunu düşünebilir ve geleceği planlamakta zorlanabilir.” Bunların tümü sevilen birinin ölümünün ardından normal tepkilerdir ancak DSM-5’e göre tedavi edilmesi söz konusudur. Yılda yaklaşık 2.5 Amerikan ölmekte ve elbette ardından yas tutanlar bu sayıdan fazla olmaktadır. Bu da APA’nın normal duyguları hastalık olarak etiketlendirmesi yoluyla ilaç sektörüne büyük katkı sağlayacaktır.
Günümüzde bir psikiyatriste görünüp, bir hastalık teşhisi almamak imkansız gibidir. Çok alışveriş yapmak, çok fazla spor yapmak hatta 13 sayısından korkmak bile tanımlı hastalıklar haline gelmiştir. Akıl sağlığını korumak ve gereksiz ilaç kullanımından kaçınabilmek için çeşitli öneriler mevcuttur:
1- Egzersiz
Depresyon geçiriyorsanız veya zaman zaman bile mutsuz oluyorsanız egzersiz yapmanız şarttır. Bu alanda araştırmalar son derece destekleyici sonuçlar vermiştir. Fiziksel egzersiz antidepresanlar kadar etkilidir. Bunun sebebi ise beyinde "kendini iyi hisset” hormonları olan endorfin seviyesini yükseltmesidir.
2- Stresinize Hitap Edin
Depresyon vücudunuzun ve hayatınızın dengesini kaybettiğinin işaretidir. Düzeltmek için ilk yapmanız gereken hayatınızı tekrar dengeye sokmaktır ve bunun ilk yöntemi stres kaynağına müdahale etmektir. Meditasyon ve yoga yardımcı olabilir. Aile, arkadaşlar ve gerekirse profesyonel danışmanlardan oluşan bir grup da duygusal stresi aşmanızda yardımcı olabilir.
3- Sağlıklı Yiyin
Yiyeceklerin ruh hali üzerinde ciddi etkisi vardır. Fruktoz, şeker ve tahıldan kaçınarak insülin ve leptin seviyeleri normale çekilebilir, bu da akıl sağlığını iyileştirmede yardımcıdır.
4- Esansiyel Yağlarla Düzgün Beyin Fonksiyonunu Destekleyin
Diyete yüksek kaliteli, hayvansal omega-3 yağı eklemek tavsiye edilir. Omega-3 yağ asitleri ruh halini düzenlemek ve depresyonla savaşmak gibi beyin faaliyetleri için gereklidir. Araştırmalarla kanıtlanan bu etki sebebiyle akıl sağlığı uzmanları depresyon hastalarına mutlaka yeterli omega-3 almalarını söyler.
5- Bolca Güneş Işığı
Yeterince güneş ışığı alarak sağlıklı D vitamini seviyelerine sahip olmak depresyonu iyileştirmek veya uzakta tutmak için çok önemlidir. D vitamini eksikliği bu vakalarda sıkça görülür ve hem psikiyatrik hem de nörolojik hastalıklarla ilişkilidir.