Skolyoz - Sebepleri

Normalda düz olan omurgadaki yana doğru meydana kıvrılmadır.

Skolyoz

Skolyoz, omurganın normalde düz olan dikey çizgisindeki lateral (yana doğru meydana gelen) kıvrılmadır. Yandan bakıldığında omurga, sırtın üst tarafında hafif bir yuvarlaklık, sırtın alt kısmındaysa içe doğru hafif bir kıvrım şeklinde görülmelidir. Önden veya arkadan bakıldığındaysa omurga, normalde düz bir görünüm arz etmelidir. Skolyozlu bir kişiye önden ya da arkadan bakıldığında, omurgası eğrilmiş görünür.

Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle meydana gelen medikal bir durumdur.  Genellikle röntgen çekildiğinde açıkça görülebilen, omurganın üç boyutlu bir hastalığıdır. Omurganın "S” veya "C” şeklinde eğrilmesiyle meydana gelen bir durumdur.

Skolyoz bazı bilim adamları tarafından üç ayrı tür olarak değerlendirilmektedir: 

1)Konjenital Skolyoz: Doğumsal skolyoz olarak bilinen bu durumda, bebeğin doğmasıyla beraber hastalık hemen teşhis edilebilir.

2)İdiyopatik Skolyoz: Nedini tam olarak bilinmeyen skolyoz türüdür. Bu tür ise teşhisin konulduğu zamana göre yeni doğan skolyozu, çocuk skolyozu, ergenlik skolyozu ya da yetişkin skolyozu şeklinde adlandırılabilir.

3)İkincil skolyoz: Bu tür skolyoz, spina bifida, serebral palsi ve nöromusküler bir rahatsızlığın  ya da Chiari malformasyonu sonucu olarak meydana gelebilir. 

Genellikle skolyoz hafif seyreden bir rahatsızlık olmasına rağmen, çocukluk çağından itibaren görülmeye başlayan skolyoz, yıllar içerisinde ilerledikçe daha şiddetli bir hal alabilir. Şiddetli skolyoz ise engelliliğe bile neden olabilir. Özellikle omurgadaki eğim çok belirginse, bu eğim göğüs bölgesinde yeterli boşluğun kalmamasına ve akciğerlerin görevini yeterince yapamamasına neden olabilir.

Skolyoz türlerinin en temel nedeninin kalıtımsal olduğu sanılmaktadır. Bunun haricinde aşağıdaki nedenler de skolyozun meydana gelmesine katkıda bulunabilir:
  • Serebral palsi gibi nöromüksüler durumlar ya da kasların yeterli beslenememesi,
  • Omurga kemiklerini etkileyebilecek doğum kusurları,
  • Omurgaya alınan darbeler ya da omurga enfeksiyonları

Skolyozun başlıca belirtileri:
  • İki omuzun eşit hizada olmaması,
  • Bir omuz başının diğerine göre daha yukarıda olması,
  • Gövdenin orta kısmının dengeli olmaması,
  • Bir kalçanın, diğerinden daha yukarıda olması olarak sayabiliriz.
Eğer skolyoz kıvrımı daha da belirginleşirse, omurga belirgin şekilde kendi etrafında döner ya da eğilir. Bu nedenle vücudun bir kısmındaki kaburga kemikleri diğerine oranla daha belirgin olarak görülebilir ya da dışarıya doğru çıkıntı yapabilir. 

Şiddetli skolyoz sırt ağrılarına ve zor nefes almaya neden olabilir.

Hafif skolyozun tedavisi için genellikle sırtı desteklemek için kullanılacak bir atele ya da cerrahi operasyona gereksinim duyulmaz. Ancak hastalığın gelişiminin seyri ve ilerlemesinin önlenmesi açısından 4-6 ayda bir düzenli takibinin yapılması tavsiye edilmektedir.

Hafif, orta şiddetli ya da şiddetli skolyozun tedavisi için farklı seçenekler mevcuttur. Ancak tedavinin başlayıp başlamayacağına genellikle hasta karar vermelidir.  Tedavinin gerekliliğine karar vermek için genellikle aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulmalıdır:

Cinsiyet: Kadınlarda hastalığın ilerleme şiddeti, erkeklere oranla daha hızlıdır.

Omurga Eğiminin Açısı: Eğimin açısı arttıkça, hastalığın ilerleme şiddeti de artmaktadır.

Eğim Şekli: Çifte eğim olarak bilinen "S” şekli omurga eğimleri, "C” şekli omurga eğimlerine göre daha hızlı ilerleme göstermektedirler.

Eğimin Lokasyonu (Meydana Geldiği Bölge):  
Omurganın merkezinde oluşan eğimler, altında ya da üst kısmında oluşan eğimlere göre daha hızlı ilerleme ve kötüleşme eğilimi göstermektedir.

Yaş: Kemik gelişiminin olduğu dönemler, eğim açısının artmasına ve hastalığın daha hızlı ilerlemesine müsait olan dönemlerdir.  Bu çağlarda genellikle sırtı destekleyen atellerin kullanılması tavsiye edilir. Ancak kemik gelişimi durduktan sonra hastalığın ilerlemesi daha yavaş seyreder.

Sırt Destekleri ya da Atelleri:  
Eğer skolyoz hastası çocuk, büyüme dönemindeyse, kemiklerin şekillendiği bu evrede sırtı destekleyici ortopedik araç-gereçlerin kullanımı tavsiye edilir. Bu malzemelerin kullanımı skolyozu tedavi etmeyecektir, ancak ilerlemesini önleyecektir. Üstelik bu malzemeler hareketi büyük ölçüde kısıtlamazlar ve hareketlerin büyük çoğunluğunu yapmaya olanak verirler. Ayrıca istenildiği zaman takılıp çıkarılabilirler. Fakat, ne kadar uzun süre kullanılırlarsa, hastalığın gelişimini o oranda yavaşlatacakları düşünülmektedir.

Yukarıda bahsedilen sırt desteklerinin kullanımı, boy uzamasının durduğu ya da oldukça azaldığı dönemlerde bırakılabilir. Sırt desteklerinin kullanılmasının bırakılabileceği dönemler: 
  • Kızlarda menstürasyonun başlamasını takiben 2 yıl sonra,
  • Erkeklerin düzenli tıraş olmaya başladıkları yıllar,
  • Boy uzamasının tamamen durduğunun düşünüldüğü dönem
Cerrahi Operasyon: Eğer omurga eğriliği hastaya rahatsızlık veriyorsa, hekimin de önerisi sonucu cerrahi operasyonla eğimin açısı azaltılabilir ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir.

Skolyoz ile ilgili modern yaklaşımlar pek çok sağlıksız ve riskli prosedür içerebilir. İlk olarak önleyici uygulamalar pek bilinmemektedir. Protokol, hastanın (genellikle ergenlik öncesi veya ergenlik çağındaki kadınlar) skolyozun ilerleyip ilerlemediğini anlamak için her birkaç ayda bir izlenmesini gerektirir. İlerleme varsa, elektrostimülasyon tedavisi, egzersiz, sırt desteklerinin kullanımı ve cerrahi yöntemler uygulanabilir (spinal füzyon, omurga boyunca rod yerleştirilmesi gibi).

Kiropraktörler skolyozu, omurga hizasının bozulmasının, vertebra arasından geçen sinirler üzerinde baskı yapmasının sonucu olarak görür. Bu durum sonunda omurga tarafında kaslar değişim geçirir; bir tarafta daha fazla büzülürler, vertebra o tarafa çekilir ve skolyoz oluşur.

Kiropraktik Biyofizik (Chiropractic Bio Physics - CBP) olarak tanımlanan bir yöntem mevcuttur. Bu yöntemle omurga duruş bozuklukları analiz edilir, spinal manipülasyonlar ile düzeltilir ve tetkik edilen belirli yapı bozuklukları tedavi egzersizleri bulunmaktadır. Pettibon tekniği olarak tanımlanan benzer bir biyo-mekanik yöntem (icat eden Burl Pettibon’un adı verilmiştir) skolyozun farklı türleri dahil spesifik bozuklukların tedavisinde kullanılır. Bütün kiropraktik yöntemlerin genel amacı, vertebral yapı bozukluklarını, sinir baskılarını tedavi etmek ve normal kas işlevlerini restore ederek daha uygun spinal yapı kazandırmaktır. Pek çok skolyoz tedavisinde, anormal spinal kıvrımları düzeltme amaçlanır ancak genellikle sonuç eğriliğin ilerlemesinin kontrol altına alınmasıdır.

Skolyoz akupunktur ile tedavi edilebilir. Geleneksel Çin tıbbı omurga eğriliğini, qi (kasları canlandıran ve kan akışını sağlayan vücudun yaşamsal enerjisi) gerilemesi veya kesilmesi sonucu olarak görmektedir. Bu durum omurganın karşıt taraflarında dengesizlik yaratır, kasların sertleşmesiyle vertebranın çekilmesine yol açar. Akupunktur iğnelerinin kullanımı (genellikle omurganın her iki tarafındaki noktalarda) qi’yi dengeye getirir ve spinal kasların daha düzgün çalışmasını ve omurga yapısının daha düzleşmesini sağlar. Bazen iğne boyunca elektrik akımı gönderilir bu şekilde stimülasyon ve tedavinin verimi artar.     

Biyomanyetik egzersizler, kiropraktik ve akupunktur tedavileri ile bir arada uygulanabilir. Mıknatısların pozitif kutuplarını eğriliğin bir ucuna yerleştirerek ve negatif kutupları diğer uca yerleştirerek kas gerilimi dengelenmektedir. Bu şekilde skolyoz ortadan kaldırılır veya kontrol altına alınır. (Bu uygulama sadece vasıflı bir uzman kontrolünde yapılır.)

Hangi tedavi uygulanırsa uygulansın erken teşhis önemlidir. Küçük yaştaki hastalarda bu yöntemlerle iyi sonuçlar elde edilmektedir. Küçük kıvrımların daha kötü olması beklenmemeli ve hemen harekete geçilmelidir.

Kraniosakral terapi ve proloterapi de skolyoz tedavisinde başarılı sonuçlar vermektedir. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye