Grip Aşısı Olmalı mı Olmamalı mı?

Sonbaharın son demlerini yaşadığımız şu günlerde, kış kapımıza dayandı. Dolayısıyla şu son günlerde, hava durumundaki ani değişiklikler nedeniyle, grip ve soğuk algınlığı vakalarının sayısı arttı.

Grip Aşısı Olmalı mı Olmamalı mı?

Bir çoğumuz kış boyunca gribe yakalanmamak için "grip aşısı” oluyoruz. Biz de sizler için "Gribe yakalanmamak adına genellikle başvurulan aşılanma yöntemi ne kadar etkili? Yan etkileri neler? Grip aşıları ne oranda işe yarıyor? Grip aşılarının etkinliğini etkileyen faktörler neler?” gibi pek çok soruyu cevaplayabilmek adına, bilimsel verileri inceleyerek bilgilendirici bir yazı hazırladık.

Grip Aşısı Sağlıklı Bireylerde Ne Oranda Etkilidir?
Bu konuda yapılan pek çok klinik araştırmanın sonucu gösteriyor ki, grip aşısı genç ve orta yaşlı, sağlıklı bireylerde ortalama %70-90 oranında koruyuculuk sağlamaktadır. Fakat aşının etkinliği çok çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

Hangi Mekanizmayla Etki Gösterir?
Grip aşısında canlı ya da ölü grip virüsü partikülleri vücuda enjekte edilerek, bağışıklık sisteminin bu patojenleri tanıması ve bağışıklık geliştirmesi hedeflenir. Vücudun aşı sayesinde tanıdığı virüs, sonradan doğal yollarla vücuda girdiğinde, bağışıklık sistemi bu virüsü hemen tanır ve çok daha güçlü bir şekilde bağışıklık oluşturarak kendini savunur. Bu sayede, virüs vücudu istila edip hastalık ortaya çıkaramaz.Grip aşısının etkinliğinin kişiden kişiye göre değişmesinin nedenlerinden biri de, her kişinin bağışıklık sisteminin gücünün farklı olmasındandır.

Grip Aşısının Etkinliğini Değiştiren Faktörler Nelerdir?
  • Yaş:
Aşı, sağlıklı yetişkinlerde en etkin sonucu göstermekte ve yüksek koruyuculuk sağlamaktadır. Aşının küçük çocuklardaki etkinliği yetişkinlere göre daha düşük olup, %66 oranlarındadır. Aşı 55-60 yaşın üzerinde de koruyucu olmasına rağmen etkinlik oranı, orta yaşlı bireylere nazaran bir miktar daha düşüş göstermektedir.  Çocuklar ve yaşlılarda koruyuculuk oranının düşmesinin nedeni, bu yaş aralıklarındaki bireylerde, bağışıklık sisteminin işlevinin genç ve orta yaşlı bireylere göre daha düşük olmasıdır. 

  • Bireyin Genel Sağlık Durumu:
Önceden de bahsedildiği gibi aşı, sağlıklı ve bağışıklık sistemi gelişkin kişilerde maksimum etki göstermektedir. Fakat AIDS hastaları, immun supresan ilaç kullananlar (bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç), kronik bir hastalığı olan kişiler, yoğun ve uzun şekilde antibiyotik tedavisi gören kişiler, ameliyat sonrası nekahat döneminde  olan kişiler gibi bireylerin bağışıklık sistemi yeterince güçlü olmadığı için aşı aynı oranda etki gösteremeyebilir. Fakat bazı hekimler, yine de kronik hastalığı olan kişilerin aşılanmasının onların gribe karşı korunmasında etkili olduğunu savunmaktadırlar. Yapılan klinik araştırmalar da kronik hastalığı olanların aşılanmasının, grip nedeniyle hastaneye yatış oranlarını %30-70 oranında azalttığını göstermektedir.

  • Aşılanma Zamanı:
Aşılanma için uygun olan en iyi zaman aralığı ekim ortası ile kasım sonudur. Fakat bu tarihler kaçırıldığında aralık ya da ocak aylarında da aşılanmanın yapılmasının etkili olduğu bilinmektedir. Eğer siz de aşı olmayı düşünüyorsanız, bu zamanlar aşılanma için oldukça idealdir.

  • Aşının İçeriği ve Dominant Virüs Suşunun Uygunluğu:
Bazı virüsler zaman içerisinde mutasyon geçirerek kendilerini yenilerler, güçlenirler ve bağışıklık sisteminin kendilerini yok etmesinden korunmuş olurlar. Grip virüsü de son derece hızlı mutasyon geçirerek kendini yenileyen bir virüstür. 

Grip virüslerinin türleri birbirinden farklı olabileceği gibi mutasyon geçirdiklerinde farklı virüs suşları meydana gelir. Bu nedenle her yıl grip aşılarının içeriği de yenilenir. Yeni üretilen aşılar, o yılki dominant (baskın) grip virüsü suşlarına karşı hazırlanır ve aşının yapıldığı virüs suşlarına karşı bağışıklık sağlanmış olur. Fakat aynı yıl içerisinde virüs yeniden mutasyon geçirdiğinde ya da kişi farklı bir suşla enfekte olduğunda, aşı yeni virüs suşuna karşı koruma sağlayamaz ve gribal hastalık ortaya çıkar.

İşin en karmaşık kısmı şudur: Grip aşıları, gribin en sık görüldüğü kış mevsiminden önce hazırlanır. Dolayısıyla o yıl hangi suşun baskın olacağı ya da virüsün ne şekilde mutasyon geçirip geçirmeyeceği tam olarak bilinmemektedir. Fakat bilim adamları her yıl için tahminlerde bulunmakta ve ellerindeki verilerden yola çıkarak aşı hazırlamaktadırlar. Bu nedenle o yıl hazırlanan aşının başarılı ve etkili olması, bilim adamlarının doğru tahminde bulunmasıyla direk olarak orantılıdır. Mesela hazırlanılan aşının içerisinde A, B, C, D grip virüsü suşlarına ait partiküller bulunmaktaysa, fakat virüs mutasyon geçirdikten sonra yeni bir X suşu ortaya çıkmışsa, aşı bu yeni suşa karşı koruyuculuk sağlayamaz.

  • Grip Aşısı, Tüm Solunum Yolları Enfeksiyonlarına Karşı Koruyuculuk Sağlamaz:
Bazen insanlar grip aşısı olmalarına rağmen, yıl içerisinde çok fazla hastalandıklarını ve aşının hiçbir işe yaramadığını söylerler. Bu söylem doğru olabilmesinin yanı sıra kişinin yakalandığı enfeksiyon türü farklı olabileceği için doğru olmayabilir de… Mesela pek çok boğaz enfeksiyonu bakteriler nedeniyle ortaya çıkar. Kişi bakteriyel bir üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalandığında, bu rahatsızlığı griple karıştırabilir. Dolayısıyla aşının işe yaramadığını söyler. Fakat bu doğru değildir. Grip aşıları sadece grip virüslerine karşı hazırlanır ve etki gösterir. Bakteriler nedeniyle meydana gelen solunum yolları enfeksiyonlarına karşı etkinlikleri yoktur.

Aşı Uygulandıktan Sonra Ne Zaman Etkinlik Göstermeye Başlar?
Aşı uygulandıktan sonra hemen etki göstermez. Vücuda verilen virüsün tanınıp, bağışıklık sisteminin ona karşı bağışıklık geliştirmesi için belli bir süre geçmesi gerekmektedir. Bu süre ortalama 15-23 gün kadardır.

Özellikle Kimler Aşılanmalıdır?

Aşılanma kişinin seçimine bağlı olmakla beraber, hekimlerin bir çoğu aşağıdaki grupta yer alan kişilerin aşılanmasını önermektedir.
  • Her yıl sık sık gribe yakalanan kişiler
  • Hastane gibi kurumlarda ya da çok kalabalık kurumlarda çalışıp, gribe yakalanma riski yüksek olan kişiler
  • Astım, bronşit gibi solunum yolları hastalığı olanlar
  • Bazı kronik hastalığı olan kişiler
  • Çok stresli çalışma temposu olanlar 
  • İhtiyaç duyan kişiler de aşılama yaptırabilirler. Kısacası tercihe bağlıdır…
Kimlere Aşılama Yapılmamalıdır?
  • Grip aşısına alerjisi olan kişiler
  • Bazı otoimmün sinir sistemi hastalığına sahip kişiler (örneğin Guillian barre sendromu gibi)
  • Yumurta alerjisi olanlar
  • Halihazırda gribal enfeksiyona geçiren kişiler, enfeksiyonu atlatmadan aşılanmamalıdırlar
  • Ateşli bir hastalık geçiren kişiler, hastalığı atlatmadan aşılanmamalıdırlar
  • 18 yaş altı ve 65 yaş üzeri kişilere aşı olmaları pek tavsiye edilmemelidir
Not: Aşılanmadan, önce uzman bir hekime danışarak, engel teşkil eden bir rahatsızlığınız olup olmadığını tartışınız.

Grip aşılarının En Sık Görülen Yan Etkileri Nelerdir?
Her yıl üretilen aşının içeriği yenilendiğinden yan etkilerin şiddeti ve çeşidi bazı değişkenlikler gösterebilmektedir. Fakat en sık görülen yan etkilerin arasında
  • Enjeksiyonun yapıldığı bölgede ağrı ve yanma
  • Halsizlik ve güçsüzlük hissi
  • Kas ağrıları
  • Yüksek ateş
  • Ciddi alerjik reaksiyonlar 
  • Çok nadir de olsa Guillian Barre Sendromuna yakalanma riskini arttırabileceği düşünülmektedir (ciddi bir otoimmün nörolojik hastalıktır)
  • Nasal sprey şeklinde uygulanan aşılar için burun akıntısı, baş ağrısı, öksürük ve boğaz ağrısı
Grip Aşısı, Gribe Neden Olur mu?
Grip aşıları genellikle inaktive virüs veya virüs partikülleri taşıdıkları için gribe neden olmazlar. Çünkü bu aşılarda canlı virüs yerine, virüsün inaktif formu bulunur. Fakat bazı grip aşıları zayıflatılmış, canlı virüs içerirler (genellikle burun spreyi şeklinde olanlar). Bu nedenle baş ağrısı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, halsizlik, öksürük, yüksek ateş gibi semptomlara neden olabilirler.

Bir çok kişi grip aşısı olduktan sonra gribe yakalandığını iddia etmektedir. Eğer inaktif virüs içeren bir aşıyla aşılanmışsa, bu durum mümkün değildir. Fakat aşı hemen etki göstermeyip etkisi ortalama 15-21 gün sonra başlayacağından, kişi bu süre içerisinde dışarıdan aldığı bir grip virüsüyle enfekte olmuş olabilir. Dolayısıyla bu durum, aşının gribe yol açtığı gibi bir yanılgı oluşturmuş olabilir.

Grip Aşısı Olmalı mı Olmamalı mı?
Her yıl grip virüsü suşu değiştiği için her yıl uygulanan grip aşıları aynı etkinliği göstermez. Eğer bilim adamları dominant virüs suşunun hangisi olacağı konusunda hatalı tahminler yapmışlarsa, o yıl uygulanan grip aşıları, gribe karşı koruyucu olmaz. Bunun yanısıra olunan aşı soğuk algınlığı ve boğaz enfeksiyonlarına değil, sadece gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu olacağı için bütün bir kışı hastalanmadan geçirmenizi garantilemez. Fakat aşı olmak yerine doğal yöntemler kullanarak bağışıklık sisteminizi güçlendirdiğinizde, hem tüm gribal enfeksiyonlar ve soğuk algınlığına karşı korunmuş olursunuz, hem de aşının yan etkilerine maruz kalmamış olursunuz. Ayrıca hatırlatmak isteriz ki son yıllarda özellikle aşıların içerisinde bulunan "adjuvan" adlı aşının etkisini güçlendirici maddelerin içeriği ve sağlık üzerindeki etkileri büyük bir tartışma konusu yaratmıştır. Bunun nedenlerinden biri de bir çok "adjuvan"ın içeriğinde bulunan ve zehirli bir ağır metal olan "cıva"dır. 

Eğer aşı olmadan tüm gribal enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı etkin bir şekilde korunmak istiyorsanız, gelin ünlü eczacı ve fitoterapist Prof. Dr. Erdem Yeşilada'nın önerilerine kulak verin ve bağışıklığınızı doğal yollardan güçlendirecek bitkilerden yararlanın.

1)Ekinezya: Prof. Yeşilada bağışıklığı güçlendirmek denilince akla gelen bitkilerin başında ekinezya olduğunu vurguluyor. Yapılan pek çok araştırmada bu bitkinin kullanımının hem bağışıklık sistemini güçlendirdiği, hem de grip virüsü üzerinde öldürücü etki gösterdiği görülmüştür.

2)Ihlamur: Bağışıklığı güçlendirmesinin haricinde, antienflamatuar (iltihap giderici), yatıştırıcı ve ağrı kesici özellikleriyle hem hastalanmadan önce hem de hastalık esnasında kullanıldığında etki gösteren bir bitkidir.

3)Adaçayı: Yüksek antiviral ve antibakteriyel özelliklere sahip olduğu için hem çayı yapılarak içilebilir, hem de boğaz enfeksiyonları durumunda gargara yapılarak kullanılabilir.

4)Zencefil: Bu bitki için her derde deva dersek abartmış olmayız. Bağışıklığı güçlendirici, vücuda zindelik verici, ağrı kesici ve antimikrobiyal özellikleri olan zencefili baharat olarak kullanabilir ya da çayını demleyerek tüketebilirsiniz. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye