Kanser Sebebi Olarak Parazitler, Virüsler ve Serbest Radikaller

Vücutta, özellikle de bağırsaklarda parazitlerin bulunması, az önemsenen ancak önemli bir sağlık problemidir. İnsanlar sadece tropik bölgelere gittiğinde parazit kapacaklarını zannetse de sadece evde kalarak bile parazit alınabilir, hatta çoğu kişide zaten parazitler mevcuttur. Parazitlerin sebep olduğu zarar çok geniş çaplı olabilir, hücreler kendilerini yenilemeye fırsat bulamadan onları öldürebilirler, hasar görmüş dokulardan toksik maddelerin yayılmasına sebep olabilirler ve zaman içinde bağışıklık sistemini baskılayabilir ve hatta güçsüzleştirebilirler. İnsan sağlığına zararlı olduğu bilinen düzinelerce parazitlerin ana grupları mikroskopik Protozoa, yuvarlak kurt, kılkurdu, kancalı kurt (Nematoda), tenya (Cestoda) ve emici kurttur (Trematoda).

Bazı araştırmacılara göre dünyada kanserden ölümlerin %15’i virüslerin ve diğer mikropların aktivitesine dayanmaktadır. Konağın DNA sentezleme ve protein oluşturma mekanizmaları vasıtasıyla çalışan kanser üretici virüslerin arasında cinsel yolla bulaşan human papilloma virüsünün 16. ve 18. türleri rahim ağzı kanseriyle, hepatit B virüsü karaciğer kanseriyle ilişkilidir. Epstein-Barr virüsü mononükleoz oluşturur ve bu da kanserojendir. 

Serbest radikaller eşleşmemiş bir elektrona sahip ve diğer moleküllerden elektron çalan kararsız moleküllerdir. Serbest radikaller havadan, gıdalardan, içeceklerden alınabilir veya vücutta enerji üretimi ya da yağların metabolize edilmesi sırasında, beyaz kan hücrelerinin bağışıklık tepkisinden dolayı veya karaciğerin detoks süreci sayesinde oluşturulabilir. Ancak kontrolsüz serbest radikal üretimi en az 100 dejeneratif hastalığın oluşumunda rol oynar. Bunların arasında kanser de bulunur. Bağışıklık sisteminin serbest radikallerin inaktif edilmesi de dahil normal işlevi ve kanser başlangıcı arasındaki fark vücutta bulunan antioksidanların miktarıyla ilgilidir. Antioksidanlar, oksitlenmeye karşı çalışırlar ve hücreleri serbest radikallerin zararından koruyan doğal biyokimyasal maddelerdir. Çoğu antioksidan C vitamini ve E vitamini gibi besin maddeleriyken, glutatyon gibi bazıları vücudun içinde yapılır. 

Sağlıklı bir kişide vücudun normal detoks sistemleri, özellikle de karaciğer, genellikle toksinleri atarak hastalıkları önleyebilir. Kanseri önlemek için karaciğerin detoks sisteminin çalışıyor olması gerekmektedir. Karaciğer iyi çalışmadığında vücuda giren kanserojenleri işleyemez ve vücuttan atamaz. Kanserojenlere çok maruz kalmak ve detoks enzimlerinin iyi görev yapmaması kansere yatkınlığı önemli oranda artırabilir.