Terapistlerin çocukları ve aileleri zor zamanlarda destekleme yollarından biri de oyun terapisidir. Oyun terapisi 9 aylıktan 11 yaşına kadar olan çocuklar üzerinde kullanılabilir. Yetişkinler için terapi ne işe yarıyorsa oyun terapisi de çocuklar için o işe yarar; fakat burada çocuklar oturup problemleri üzerine konuşmak yerine problemlerini oynayarak canlandırırlar. Bir konuşma patoloğu ve oyun terapisti olan Ros Osling’e göre, "Terapi eğlenmek demektir, eğer çocuk eğlenmiyorsa, onlara terapi sürecini sevdirmek zordur.” Çocuklar tecrübelerini ve duygularını kelimelerle ifade edemiyorlarsa geriye kalan yollardan biri de oyun terapisidir. Çocuklar oyun aracılığıyla ilişkileri keşfeder, sosyal yetenekler geliştirir, isteklerini dile getirirler. Bazı durumlarda sıkıcı olma ihtimali varsa çocukların sürece katılımlarını artırmak için ödül sistemi kullanılabilir. Bir oyun terapisti çocuğun oyun oynayışını gözlemleyerek bozuk davranışının sebebini bulabilir. Terapist çocukların oyun içindeki hedeflerine, oyun oynama biçimlerine, çocuğun terapistle iletişime girme istekliliğine bakarak onun seans içinde ve dışında nasıl davrandığını tahlil edebilir.
Otistik Spektrum Bozukluğu teşhisi konmuş olan üç yaşındaki Malie terapiye başladığında 16 aylıktı. Annesi Fiona Chadwick, "Terapiden beri büyük sıçramalar yaptı. On iki ay önce tanımadığı hiç kimseye bakmazdı. Ne anne babayla ne de başkasıyla oynardı. Sadece oturup kendi dünyasında, kendi kendine bir şeyler yapmak istiyordu. Malie ikiz kardeşiyle bile oynamıyordu. Neyse ki artık onunla oynamaya, hatta bazı şeyleri sırayla yapmaya başladı. Malie oyun oynamayı çok seviyor, artık mutlu, neşeli küçük bir kız oldu" demiştir. Çocuklar anne baba arasında ayrılık veya boşanma, arkadaş edinme, kızgınlık, korku, üzüntü, endişe, utangaçlık, okul zorlukları, istismar, ihmal, sosyal uyum, uyku düzeni, yeme bozuklukları, hatta otistik spektrum bozukluğu gibi zorluklarla mücadele ederken oyun terapisi onlara destek olur. Araştırmalar gelişmiş ülkelerde her 160 çocuktan birinde OSB (Otistik Spektrum Bozukluğu) olduğunu, erken teşhis ve oyun terapisi gibi doğru müdahale yöntemleriyle bu rahatsızlığın etkisinin asgariye indirilebileceğini gösteriyor. Oyun terapisti onlara diğer insanlarla ilişki kurmayı öğretir ve bunu oyunla ve eğlenerek yapar.
Oyun çocuğun oyununa rehberlik edip onu yorumlayan bir terapistle veya çocuğun terapiyi yönlendirmesiyle yapılabilir. Bu ikinci yaklaşımda terapist çocuğun dünyasına girer, çocuğun liderliğini takip eder, onun dünyasında güvenli bir yer edinir. Bu iki oyun terapi türüne sırasıyla Filial (Evladi) oyun terapisi ve Seyret, Bekle ve Hayret Et (Watch, Wait and Wonder; WWW) terapisi denir.
Filial terapi Bernard ve Louise Guerney tarafından geliştirilmiştir ve 1960’lı yıllarda oyun terapisinde bir yenilik yaratmıştır. Bir seansa ebeveyn, çocuk ve terapist katılır ve ailenin daha iyi hale getirebileceği üç şey bulmaya çalışırlar. Bu üç şeye örneğin "vurmak yok”, "küfür yok” ve "evdeki işleri yerine getirmek” olabilir. Ayrıca herkesin hoşuna gidecek bir şeye, örneğin altı ay içinde ailece tatile çıkmaya karar verilebilir. Aile iki hafta boyunca alınan bu kararlara uymaya çalışır ve ikinci bir seansta durum gözden geçirilir.
WWW terapisinde çocuk en önemli kişidir ve durum tamamen onun kontrolü altındadır. Seansta anne çocuğunun kendi kendine başlattığı aktiviteleri gözlemlemek için onunla birlikte yere oturur ve ancak çocuk başlatırsa etkileşime girecek şekilde yakında bekler. Dr. Zilibowitz çocukların oyun içinde iletişime geçtiklerini, anne babanın hiçbir şey yapmadan beklemelerinin çocuğun içsel temalar geliştirmesine fırsat yarattığını dile getiriyor. Bu ortam çocukların kendilerini tümüyle ifade etmeleri için harika bir olanak sunuyor. Eğer rehberliği çocuğa bırakmak yeni bir şeyse, anneler genelde endişeli oluyorlar. Ayrıca çocukların geliştirdikleri temaların çoğu tipik olarak anne babayla ilişkilere dair konuları içeriyor, bu yüzden anne babanın çocuğun oyunla ortaya koyduğu temayı kabul edebilmesi gerekiyor. Çocuğun faaliyeti önemli bir katalizör olmakla birlikte WWW terapisinde gerçek çalışma anne ile terapist arasında olmaktadır. Anne gözlemcilik yaptıktan sonra ona gözlemleri ve yaşadıkları sorulur. Terapist hiçbir noktada şunu yap demez, nasihat vermez veya çocuğun oyununu yorumlamaz. Sadece annenin gözlemlediklerini dile getirip bunun ilişkilerinde ne anlama geldiğini yorumlayabileceği güvenli bir ortam yaratır. Çocuklarıyla etkileşime girmekte zorlanan, onlarla etkileşimi zor bulan veya uzun, yorucu çalışma gününden sonra çok yorgun olan anne babalar için bu program çocuklarının ne hissettiğini anlamaya ve aralarındaki ilişki konusunda anlayış geliştirmelerine yardımcı oluyor.
Oyun terapisi seansı dikkatle seçilmiş oyuncaklar ve malzemelerden oluşan bir oyun odasında yapılabilir, evde ve hatta hastanede de olabilir. Bir otizm uzmanı ve konuşma patoloğu olan ve özellikle Bağlanma Terapisi (Connect Therapy) konusunda uzmanlaşmış Monique Simpson "Terapi seanslarını müşterilerimin evinde yapmayı daha çok seviyorum, çünkü aile dinamiklerini daha kolay çözüyor ve terapiyi ailenin öz değerleriyle bağlantı içinde günlük aktivitelerle birleştirebiliyorum” diyor. Seans ailenin yaşadığı yerde yapılırsa oyun terapi seansları genelde bir odada gerçekleştirilir. Yatak odaları hem yumuşak ve rahat bir zemin sağladığı hem de çok fazla dikkat dağıtıcı şeyin olmaması dolayısıyla iyi bir seçim olabilir. Başka insanlarla bağ kurma sorunu çeken bir çocukla yapılan seansta dikkat dağıtıcı nesnelerin azlığı faydalı olmaktadır.