Terapötik Temas - Nedir

Uygulayıcının hastaya elleri yoluyla enerji transferi yaptığı bir yöntemdir.

Terapötik Temas

Terapötik temas ya da TT, ellerin kullanıldığı kadim bir teknikten geliştirilmiş, invazif olmayan bir şifa yöntemdir.  TT’de, uygulayıcı hastaya elleri yoluyla enerji transferi yaparak hastanın enerji alanını değiştirir. Teröpatik temas insanın bütününü tedavi eder: Zihni gevşetir, vücudu iyileştirir ve ruhu yatıştırır. Arkasındaki prensip, bu terapinin deriyi aşıp geçeceğidir. İnsan vücudunun, vücuttan birkaç santimetre ila birkaç metreye kadar yayılan, aura da denilen bir enerji alanı vardır. Hastalıklar gerçekleştiğinde, yaşam enerjisi alanında bir tıkanma ya da düzensizlik olur. TT uygulayıcılar ellerini tıkanıklığı ya da düzensizliği hissetmek için kullanır. Şifacı yeniden sıhhati sağlamak amacıyla, bir dizi nazik hareketlerle bu düzensizliği yok eder ve enerjiyi yeniden dengeler.

TT seansı genellikle 20-30 dakika sürer. Her ne kadar tekniğin adı "terapötik temas” olsa da, genellikle hastanın fiziksel bedeni ile değil, sadece enerjik vücudu ya da enerji alanı ile temas gerçekleşir. TT çoğunlukla hasta tam giyinikken ve düz bir zeminde uzanır ya da bir koltukta oturur pozisyondayken gerekleşir.
 
Her seans beş adımdan oluşur. Seans başlamadan önce uygulayıcı meditasyon haline geçer, şifa seansını gerçekleştirmek ve şifa için gerekli olan şefkate ulaşabilmek için yoğunlaşır.
 
İkinci adım kişinin yaşam enerjisi alanının değerlendirilmesidir. Bu adım esnasında uygulayıcı ellerini avuç içleri hastanın vücudundan 5–8 cm uzak olacak şekilde tutar ve enerji alanı üzerinde elini yavaşa gezdirir, baş üzerinde başlayan nazik hareketler ayaklara doğru ilerler. Uygulayıcı sıcaklık, serinlik, yoğunluk, basınç ya da batma veya karıncalanma hissedebilir. Bunlar, uygulayıcıların söylemiyle, enerji alanındaki tıkanıklıkların ya da düzensizliklerin ipuçlarıdır.
 
Bu tıkanıklıkları ortadan kaldırmak ve vücuda yeniden denge kazandırmak amacıyla, enerji tıkanıklığını temizlemek ve enerji alanını normale çevirmek için uygulayıcı ellerini kullanarak aşağı doğru süpürme benzeri hareketler yapar. Bu temizleme ve düzeltme süreci olarak bilinir ve genellikle tepeden tırnağa kadar uygulanır. Enerjinin kendisinde kalmasını önlemek için uygulayıcı her hareketin ardından ellerini sallar.
 
Bir sonraki safhada, uygulayıcı enerjiyi hastaya aktarmak için bir kanal görevi görür. Kullanılan enerji sadece uygulayıcının enerjisi değildir. Uygulayıcı evrensel enerji kaynağını kullandığına inanır, yani sadece kendi enerjisini tüketmez. Kısacası şifacı, hastanın bağışıklık sistemi idareyi devralana kadar enerji destek sistemi vazifesi görür.
 
Uygulayıcı daha sonra enerjiyi dengelemek ve simetrik bir enerji akışı sağlamak için enerji alanını düzeltir. Seans bittiğinde, enerjinin sabitlenmesi için hastanın 10-15 dakika dinlenmesi önerilir. 
Terapötik dokunma ruhsal şifacı olan Dora Kunz ve New York Üniversitesi’nde hemşire ve hemşirelik profesörü olan Dolores Krieger, P.H.D., RN, tarafından 1972 yılında geliştirildi. 1971’de, Krieger bir hastanede kayıtlı bir hemşire olarak çalışırken, 30 yaşındaki bir kadın hastası, safra kesesi hastalığı sonucu ölme noktasına geldiğinde, büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Çaresizlik içinde, Kunz’tan öğrendiklerini uygulamayı çalıştı. Bir tedaviden sonra, hastanın durumu değişmeye başladı ve hasta, diğer hastane çalışanlarını da şaşırtarak hayatta kalmayı başardı. 
 
Krieger ve Kunz, dünyaca ünlü şifacı olan Oskar Estebany’nin bir çalışması sırasında bir araya geldi. Estebany’nin, hastalarıyla yaptığı çalışmalarını üç yıl boyunca gözlemlemek amacıyla bir çalışma grubu oluşturdular. Bu çalışmada, Estebany çeşitli hastalara elle şifa tekniğini uyguladı. Psişik ve sezgisel yeteneklerini kullanarak Kunz gözlemleyecek ve şifaya yardımcı olacakken, Krieger şifa seansı faaliyetlerini kaydedecek ve hasta profillerini derleyecekti.
 
Çalışma ilerledikçe Kunz, Estebany’nin teknikleri ile kendi sezgilerine dayanan şifa verme yöntemlerini Krieger’a öğretmeye başladı. Krieger bir TT seansı esnasında şifacı ve alıcı arasında aktarılan enerjinin, kadim Hintlilerce bilinen ve enerji, yaşam, zindelik anlamına gelen prana olduğu sonucuna vardı. Krieger daha sonra TT’yi geliştirmek için kendi araştırmaları ile Kunz’un tekniklerini birleştirdi.
 
TT başlangıçta sağlık çalışanlarının kullanımı için geliştirilmiştir, ancak şu an, dünyanın her yerinde öğrenmek isteyen herkese bu teknik öğretilmektedir. 1998 yılı itibariyle dünyada yaklaşık 100.000 kişi TT eğitimi görmüştür; bu kişilerin 43.000’i, çoğu tekniği geleneksel tıpla, ya da osteopatik, kiropraktik, natüropatik ve homeopatik terapilerle birlikte uygulamakta olan sağlık uzmanlarıdır. TT, 100'den fazla kolejde, üniversitede ve tıp fakültesinde öğretilmektedir.
TT’nin başlıca etkileri arasında gevşeme, ağrıda azalma, hızlı iyileşme ve psikosomatik belirtilerde azalma yer alır. Araştırmalar, TT’nin hemoglobin değerlerini artırma kabiliyeti sayesinde kan üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu da ispatlamıştır. Aynı zamanda beyin dalgalarını etkileyerek gevşeme durumuna neden olur. TT gevşeme tepkisini genellikle 5 dakika içinde başlatabilir.
 
Krieger, TT’nin faydalarını kanıtlayan ayrı ayrı hastalıklar olmadığını, daha çok TT’ye karşı duyarlı olan vücut sistemleri olduğunu söylemiştir. O ve diğerleri, en duyarlı vücut sisteminin, idrar yapma gibi işlevleri kontrol eden otonom sinir sistemi olduğunu bulmuştur. Duyarlılık sırasında sonraki sistemler lenf, dolaşım sistemi ve son olarak kas-iskelet sistemleridir.
 
Bunun yanı sıra kadın endokrin sistemi TT’ye, erkek endokrin sisteminden daha duyarlıdır. Bu sebeple TT dismenore, amenore, gebe kalma ve gebelik sorunlarına destek olur. TT'nin bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkisi vardır, bu etki sayesinde yaraların iyileşmesini hızlandırır. Hemşireler, hastaları ameliyat öncesi sakinleştirmek için ameliyathanelerde, ameliyattan sonra iyileşme hızını artırmak için ise iyileşme odalarında teröpatik teması kullanır.
 
TT kanser, AIDS gibi ölümcül hastalıkları olan kişilerde anksiyete ve stresi azaltmak, huzur ve dinginlik sağlamak ve ağrıyı yatıştırmak için kullanılır.
 
Çoğu hemşire TT’yi bebek ve çocuk servisinde kullanmaktadır. TT gören prematüre bebeklerdeki sorunların hızla iyileştiği bildirilmiştir. TT kolik bebekleri sakinleştirmek, doğumda kadınlara destek olmak ve emziren annelerde sütü artırmak için kullanılır.
 
Bazıları da TT’nin akut ağrı, bulantı, ishal, gerilim ve migren baş ağrıları, ateş, eklem ve doku şişmeleri için yararlı olduğunu ileri sürer. TT tiroid dengesizlikleri, ülserler, psikosomatik hastalıklar, premenstrüel sendrom, Alzheimer hastalığı, inme ve koma, multipl skleroz, kızamık, enfeksiyonlar, astım ve kemik – kas yaralanmalarının tedavisinde de kullanılmıştır.
 
Teröpatik temas, şifa merkezi, doğum odası, hastane, kaza yeri, ev ve okullar dahil pek çok farklı yerde uygulanabilir.
Vücuda aşırı enerji girdiğinde uzun süre huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, artan kaygı ve ağrı gibi yan etkiler gerçekleştiği bildirilmiştir. Yanıklar terapötik temasa karşı duyarlıdır. Bu nedenle TT’nin yanık dokuya, genellikle bir seferde 2-3 dakikayı geçmeyecek şekilde kısa süre uygulanması önerilir.
Terapötik temas genellikle Batılı tıp uzmanları tarafından kabul edilmez, buna rağmen Ulusal Sağlık Enstitüsü Alternatif Tıp Ofisi araştırmacıları bu alanda araştırmalar yapmıştır. 1972’de geliştirilmesinden bu yana TT üzerine başka araştırmalar da yapılmıştır ancak gerçekleştirilen nicel araştırmaların sayısı çok azdır.
 
1998 Nisan ayında, bir ilkokul öğrencisinin bir bilim projesi için TT’nin iddialarını sorguladığı bir araştırma yaptığında terapötik temas ABD’de haber olmuştur. Bu çalışmada 1 ila 27 yıllık deneyime sahip olan 21 TT uygulayıcısının gözleri bağlanmış ve araştırmacının sağ ellerine mi yoksa sol ellerine mi yakın olduğunu tespit etmeleri istenmiştir. Araştırmacının hangi ele yakın duracağı yazı tura atılarak saptanmıştır. TT uygulayıcıları 280 denemenin yalnızda 123'ünde (44%) doğru eli tespit edebilmişlerdir, bu sadece rastlantısal şanstan kaynaklanabilecek bir orandır.
 
Tartışmanın diğer tarafında ise, TT’nin üst kola biyopsi yapılması sonucu oluşan yaralar üzerindeki TT etkisini değerlendirmek için yapılan bir araştırmadan sıklıkla bahsedilir. Bu çalışmada 44 hasta, yaralı kollarını bir kapıdaki deliğe yerleştirmiştir. 22’sinin kollarına TT tekniği uygulanmıştır. Diğer yarısına hiçbir tedavi verilmemiştir. TT ile tedavi edilen yaralar, hiçbir tedavi almayanlardan çok daha hızlı iyileşmiştir. 1998’de en az bir dizinde osteoarterit olan 27 hasta üzerinde de bir çalışma yapılmıştır. 6 hafta boyunca hastalar terapötik temas, sahte terapötik temas ya da standart bakım ile tedavi edilmiştir. The Journal of Family Practice’e göre, plasebo ya da kontrol grupları ile karşılaştırıldıklarında TT tedavisi alan hastaların "ağrılarında önemli ölçüde azalma ve işlevselliklerinde de artış olduğu” gözlenmiştir.
 
Terapötik temas akupresür, masaj, zihinsel imgeleme, fiziksel terapi ve yoga da dahil, birkaç farklı terapi ile birlikte uygulanabilir. Masaj ve fizyoterapi ile birleştirildiğinde TT gerilim baş ağrılarını, sırt ağrılarını, stresle ilişkili sorunları, dolaşım problemlerini ve kabızlığı azaltabilir. Shiatsu ve TT sinüzit, sindirim bozuklukları, kas krampları, menstrüel sıkıntılar ve insomnia için faydalı olabilir.Yoga ve TT bronşit, astım, kan basıncı, yorgunluk ve anksiyete tedavisinde yarar sağlayabilir. TT dünyada 70’den fazla ülkede uygulanmaktadır: Gazze Şeridi’ndeki savaş esnasında Mısırlılar ve İsrailliler tarafından, Güney Afrika’da ırk çatışmalarını azaltmak için; ayrıca Polonya, Tayland ve eski Sovyetler Birliğinde de kullanılmıştır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye