Gebeliğe ilişkin bütün planlar, hazırlıklar ve uygulamalar doğumla sona erer. Ebeveynler doğumun nerede olacağına, hangi hekimin ve hangi yöntemlerle doğumu yaptıracağına dair kararları hassasiyetle vermelidir.
Mümkün olduğunda erken hatta gebe kalmadan önce, çocuğun doğumu ile ilgili hazırlıklara başlamak gerekir. Clinton, New York’da doğum danışmanı ve doğum eğitmeni olan Heather Allen ”Annelerin isabetli karar verebilmeleri için sahip oldukları tüm seçenekleri bilmeleri gerekir” demektedir. Ailelerin konu ile ilgili kitapları okumalarının, sağlık çalışanları ile görüşmelerinin, hastaneleri gezerek bilgi edinmelerinin, doğum merkezlerine gitmelerinin ve doğum uygulamaları, sezaryen uygulamaları ve diğer hizmetleri hakkında bilgi almalarının faydalı olacağını belirtmiştir.
Allen "Hamile kadınların sağlıklı beslenme ve egzersiz programlarına katılarak doğum öncesi dersler almalarını önermekteyim” demektedir. Ayrıca bir bakıcı veya ebe ile çalışmayı düşünmeyi tavsiye eder ve normal uygulamaların dışında bir hizmet almak isterlerse bilgili olmaları için hastanelerinin doğumla ilgili süreçlerini öğrenmeyi önerir. "Bunun bir yöntemi hem sizin hem de hekiminizin imzaladığı bir doğum planıdır. En önemlisi kendinize, vücudunuza ve doğum sürecine inanmanızdır.”
Tıbbi Müdahale
Tıbbi teknoloji, doğumlarda devreye girer. Ancak ağrı kesici, sezaryen ve epizyotomi gibi birçok standart müdahalenin rutin kullanımı tekrar değerlendirilmektedir. Susanne Houd’a göre evde yapılan doğumlara getirilen eleştiriler haksızdır, özellikle de bu eleştiriler hastane bilgisine dayandırıldığında. Bu durumu elma ve armutu kıyaslamaya benzetir.
Bir Kanada araştırmasında yüksek riskli durumlarda uzmanlaşmış hastanelerde doğum yapan düşük risk grubundaki annelere müdahale seviyesinin arttığı görülmüştür. Bu etkinin katlanarak arttığı düşünülür, normal bir duruma yapılan medikal müdahale, başka bir komplikasyona neden olarak daha fazla tıbbi müdahaleye gereksinim doğurur. Örneğin, fetal kalp monitörüne bağlanan bir kadınının inaktif olması gerekir. Sonuç olarak, gerilim ve faaliyetsizlik sonucu doğum yavaşlar. Doğumu hızlandırmak için hekim zarların parçalanmasını gerekli görür. Bu ağrıya sebep olur ve ağrı medikasyonu veya anestezi uygulanır. En son sezaryene başvurulur.
Son zamanlarda, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çoğu alternatif hekimlerin kanaat getirdiği bir fikri onaylamıştır: gebelikte daha az hastane ziyareti doğumdaki sonuçları kötü etkilememektedir. WHO araştırmacıları, çok merkezli, tesadüfi, kontrollü bir deney gerçekleştirerek güncel standart prenatal bakım ile daha az doktor ziyareti ile sonuçları iyileştirdiği bilinen eylemlere odaklanan yeni bir modeli kıyaslamışlardır. Arjantin’de, Küba’da, Suudi Arabistan’da ve Tayland’da 12.500 kadın yeni modeli uygulayan kliniklere sevk edilmişlerdir, 12.000 kadın standart modeli uygulamışlardır. Her iki grup düşük doğum kilosu, preeklampsi, doğum sonrası şiddetli anemi ve idrar yolu enfeksiyonu gibi sorunlar için gözlemlenmişlerdir. Her iki tedavi modelindeki maliyet hesap edilmiştir.
Çalışmanın sonuçlarına göre yeni modeli uygulayan kadınlar ortalama 5 doktor ziyareti yaparken, güncel modeli uygulayan kadınlar 8 doktor ziyareti yapmışlardır. Yeni modeldeki kadınların düşük kilolu bir çocuk doğurma, hamilelik sırasında anemi yaşama, doğum sırasında hastanede daha çok vakit geçirme riskleri artmamıştır. WHO araştırmacılarının yaptığı diğer değerlendirmeler de 57,000 kadının incelendiği araştırmalarda benzer sonuçlara ulaşıldığını göstermiş ve yeni modelin daha az masraf doğurduğu belirtilmiştir.