Hipertermi - Kökeni

Tümörlere karşı etkili olması amacıyla vücut sıcaklığının yükseltildiği yöntemdir.

Hipertermi

Hipertermi tümörlerden kurtulmak için vücudun ana sıcaklığını yükseltmek anlamına gelir. Tedavi, yüksek ateşe neden olur. Bazı terapiler, ateşe neden olan organizmalar yoluyla ateşi yükseltirken diğerleri ise doğrudan vücudu ısıtarak vücut sıcaklığını yükseltir. Hipertermi terapisi, kişinin iç vücut ısısını arttırmayı içerir. Bu birkaç farklı yöntem ile yapılabilir. Hipertermi tüm vücuda veya sadece vücudun belirli bir bölgesine uygulanabilir. Doktorlar, büyük bir prostatı küçültmek için 1996 yılında Gıda ve İlaç Dairesi tarafından onaylanan bir alet kullanırlar. Bu alet, çevre dokuların yanmasını engellemek için, kullanılırken prostata mikrodalgalar iletir. Bütün vücut hipertermisi için, Avrupa’da kullanılan bir yöntem olarak, vücuda kızılötesi ışınlar ulaştıran, şekliyle çadırı andıran bir alet kullanılır. Hastaya hafif yüksek ateşi tetiklemek için toksin enjekte edilir ve ardından kişi, ışınlar altında gözlemlenir. Işınlar ateşte hafif bir yükselmeye yol açar. Bu yükselme ideal olarak 42°C’dir. Hipertermi uygulayan Meksikalı ünlü bir pratisyen, hastanın kanını doğrudan ısıtır. Doktor sakinleştirilen hastaya her bir bacağının kasık bölgesinden sonda uygular. İki sonda borusu da ısı değiştiriciye bağlıdır. Isı değiştirici hastanın kanını ısıtır ve genel vücut ısısını arttırır. Hastanın durumu yemek borusu ve rektuma yerleştirilen termometreler ile gözlemlenir. Vücut ısısı bir saat içerisinde 42°C’ye yükseltilir.

Hipertermi 1883 yılında New York Memorial Hastanesi’nde çalışan genel bir cerrah olan William B. Coley’in yaptığı araştırmalara dayanır. Coley, 1868 yılında Amerikalı aile hekimi Busch’un yayımladığı bir makaleden etkilendi. Busch’un makalesi yüzünde tedavi edilemeyen bir sarkoma (ur) bulunan bir hastayı tanımlıyordu. Busch, hastaya kanseri yenmesinde yardımcı olamasa da, hastanın durumu, yılancık adı verilen bir cilt enfeksiyonu atağından sonra kendiliğinden bir duraklama sürecine girdi. Yılancık, 40°C - 41°C ateşe neden oldu. Gelecek 20 yıl içerisinde Coley yükseltilen ateşin farklı kanser türleri üzerindeki etkilerini çalışmak için bir dizi deney yaptı. Coley kanserli hastalara yüksek ateşe neden olan bakteriler enjekte ederek tedavi etmeye başladı. Kullandığı bakteriler Coley toksinleri olarak bilinir. Coley yöntemi özellikle yumuşak doku sarkoması (ur) ve kemik sarkomasına yönelik başarılı sonuçlar elde etti. Buna karşılık Coley’in tedavisi vücuda verdiği enfeksiyonlar nedeni ile ciddi yan etkilere de neden oldu.  

Dezavantajlara rağmen Coley’in çalışması başka birkaç çalışmaya da ışık tuttu. 1957 yılında Kanser Araştırma (Cancer Research) dergisinde yayımlanan bir çalışma, 450 rastgele gerileme vakası üzerinde yapılan incelemelerde, 150 hastanın vücutta ısı artışına neden olan akut enfeksiyonlara yakalandığını gösterdi. 1960’lı yıllarda Cleveland’dan cerrah ve göğüs kanseri uzmanı George Crile Jr. tümörlerin ısı yolu ile yok edilmesi konusunda yaptığı deneylere ilişkin birçok çalışma yayımladı. Güney Carolina’dan diğer bir doktor, Harry Leveen, tüm vücudu veya vücudun belirli bir bölgesini ısıtmak için radyo dalgaları kullanan makineler yapmaya başladı. Buna karşın Leveen’in makineleri, Gıda ve İlaç Dairesi tarafından onay görmedi. Bunun üzerine Leveen, icadını Galler’deki Bangor Üniversitesi’ne götürdü. Hipertermi bu noktadan sonra Amerika’da fazla ilgi görmedi fakat özellikle Almanya, İtalya ve Meksika olmak üzere diğer ülkelerdeki pratisyenler bu yönteme ilişkin iyi sonuçlar elde etmektedirler. 1997 yılından itibaren hipertermi üzerine uluslararası bir dizi kongre yapılmaya başlandı.
Birçok çalışma hiperterminin tek başına veya kemoterapi ile birlikte uygulandığında kötü huylu tümörleri azalttığını göstermektedir. 1998 yılında göğüs ve rahim kanseri hastaları üzerinde yapılan bir çalışma, hipertermi terapisinin kemoterapinin etkilerini güçlendirdiğini gösterdi. Bu çalışma, hipertermi terapisi gören hastaların düşük doz kemoterapi ilaçları ile başarılı bir şekilde tedavi edilebileceğini ileri sürdü. 

2003 yılında yapılan bir çalışma, göğüs kanseri olan kadınların tüm vücut hipertermisi ve kemoterapiyi birlikte uygulamaları halinde kanserin uzaktaki lenf düğümlerine veya akciğerlere yayılma ihtimalinin daha düşük olduğunu gösterdi. İyi huylu olarak büyüyen prostat bezlerini tedavide etmede kullanılan lokal bir hipertermi türü, doktorun muayenehanesinde bir saat içerisinde uygulanabilir ve bu yöntem, geleneksel prostat ameliyatının neden olduğu cinsel iktidarsızlık ve idrarını tutamama gibi yan etkilere neden olmaz. 

İnvazif olmayan (cilde işlemeyen) mikrodalga teknolojisi gibi daha yeni hipertermi yöntemleri, diğer ülkelerde kullanılmaya başlandı ve 2002 yılının başlarında da Amerika’ya geldi. Bu teknoloji diğer kanser terapi yöntemleri ile birlikte kullanıldığında agresif kanser türünde, yaşam süresini beş sene daha uzatarak bazı kanser hastaları için harika sonuçlar verdi. 
Hiperterminin yan etkileri uygulanış şekline bağlıdır. Kardiyak problemler muhtemeldir. Hastanın durumu prosedür esnasında ve prosedürün ardından yakından takip edilmelidir. Prostat tedavisinde lokal hiperterminin geleneksel prostat ameliyatına oranla yan etkisi yoktur.   
Amerika’da bir kanser tedavisi olarak hipertermi üzerine araştırmalar başlatılsa da, 2004 yılı itibariyle aktif pratisyenlerin çoğu Avrupa ve Meksika’dadır. Bununla birlikte prostat büyümesine karşı sıcak terapisi Amerika’da 1996 yılında onaylanmıştır. Menoraji (ağır adet kanamaları) ve karaciğer ve rektum bölgesindeki kötü huylu tümörler gibi diğer sağlık sorunlarının tedavisi için lokal hipertermi, 1990’lı yıllarda çalışılmaya başlanmıştır.   

Kanser tedavisine karşı tüm vücut hipertermisi üzerindeki çalışma ve testler devam etmektedir ve 1999 yılında Teksas’ta yürütülmeye başlanan bir test, terapinin AIDS hastaları üzerindeki etkilerini incelemiştir. 2003 yılında yapılan birçok çalışma, özellikle kemoterapi ile birlikte uygulandığında hiperterminin kanser hastalarının hücresel bağışıklık reaksiyonu üzerindeki olumlu etkilerini göstermiştir. Bir çalışma, lösemi hastalarına uygulanan bazı kemoterapi ilaçlarının etkilerinin, tedaviye hipertermi eklenerek artırılabileceğini iddia etmektedir. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye