Holistik Diş Hekimliği - Yan Etkileri

Diş sağlığını vücudun geri kalanıyla beraber ele alan ve toksin içermeyen malzemelerle sağlayan tedavidir.

Holistik Diş Hekimliği

Biyolojik diş hekimliği olarak da anılan holistik diş hekimliği, diş hekimliği çalışmalarında toksin içermeyen güçlendirici malzemelerin kullanılmasına odaklanan ve dental toksin ve enfeksiyonların kişinin sağlığı üzerindeki fark edilmeyen etkilerine dikkat çeken alternatif bir yaklaşımdır. Geleneksel diş hekimliği sadece boynun üzerindeki alanlar ile ilgilenirken, holistik diş hekimliği hastayı bütün bir sistem olarak görür ve ağzın vücudun geri kalanı ile ilişkili olduğuna inanır. Biyolojik diş hekimliğinin temel endişesi diş hekimliğinde kullanılan metallerdeki toksin oranı ve bu toksinlerin ağızdaki dolgu ve protez malzemeler yoluyla (metal parçalar ve nikel kaplamalar) açığa çıkmasıdır. Holistik diş hekimliğini destekleyenlere göre, metal iyonlar orijinal yapıdan ayrılır ve vücut dokuları tarafından emilirler. Bu durum da bağışıklık sisteminin genel bütünlüğünü etkiler. Diğer bir endişe ise "oral galvanizm” veya metallerin ayrışması sonucu ağız içerisindeki sıvı ve dokulara temas ederek doğrudan elektrik akımı üretmesidir.

Saklı veya artık enfeksiyonların ya da işlenemeyen diş malzemeleri içeren yumuşak bağ dokularındaki anormal değişikliklerin, vücudu kronik hastalıklara yol açacak şekilde, devamlı aktif çatışma içerisine soktuğuna inanılır.  

Holistik diş hekimliği uygulayan hekimlere göre, vücutta hastalıklara veya fonksiyon bozukluklarına neden olabilecek birçok temel diş sorunu türü vardır:
  • %50 merkür gümüş içeren gümüş (amalgam) dolgular
  • Kanal tedavileri
  • Oyuklar veya nöralji içeren oyuk kemik nektozu (Bu terim 1980’li yıllarda oral patoloji uzmanı J.E. Bouguot tarafından bulunmuştur)
  • Farklı metallerin neden olduğu elektro-oral galvanizm
  • Çene ve destekleyici kaslarda görülen ağrılı bir durum olan alt çene eklem sendromu
Holistik bir diş hekiminin ana hedefleri, tedavi gerektiren alanları belirlemek ve hastada strese neden olmayacak bir tedavi uygulamaktır. Holistik diş hekimleri, dişlerden kaynaklanan gizli bir enfeksiyonun olup olmadığını belirlemede ve bu sorunun genel sağlık sorunlarına katkıda bulunup bulunmadığını saptamada diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları ile birlikte çalışır. Diş hekimliğine karşı biyolojik bir yaklaşım, bağışıklık sistemine daha az zarar veren tedavi ve terapilerin kullanımını sağlar. Holistik diş hekimi uygun tedavi yöntemini belirlemek için hastanın medikal ve dental geçmişini detaylı bir şekilde değerlendirmelidir. 
Diş hekimliğine biyolojik bir anlayış kazandırma eğilimi 1800’lü yıllarda Ulusal Diş Birliği’nin merkür (amalgam) dolguların zararlı etkilerini fark etmesi ve birliğin üyelerini hastalarında bu yöntemi kullanmamaları konusunda uyarması ile başladı. 1997 yılı itibariyle bu uyarı kabul gördü ve birçok yabancı ülke dolgularda merkür kullanımını yasakladı veya yasaklama sürecine girdi. Holistik diş hekimliğinin destekçileri, amalgam dolguların vücuda yerleştirildiğinde olumsuz etkilere neden olduğunu belirtti.    

Holistik diş hekimliğinin başlangıcı diş hekimi Weston A. Price’ın (1870-1948) 1925 yılında yazdığı bir makale ile ilişkilendirildi. Amerikan Diş Birliği’nin eski araştırma başkanı olan Price, Amerikan Tıp Birliği Dergisi’ndeki bir makalede kalp rahatsızlıkları, böbrek ve mesane sorunları, arterit, romatizma, zihinsel sorunlar, akciğer sorunları ve birçok bakteriyel enfeksiyon türü gibi birçok dejeneratif hastalığın kanal terapisi veya endodonti nedeniyle ortaya çıktığını iddia etti. Price, bu sonuca ulaşabilmek için kanal tedavisi olan kalp ve böbrek hastası bir kişiye ait bir dişi sağlıklı tavşanların derisinin altına yerleştirdi. Aynı sağlık durumları tavşanlarda da ortaya çıktı ve tavşanlar üç gün sonra öldü. 

Price, ardından aynı dişi başka bir tavşanın derisinin altına yerleştirdi ve aynı tepkiyi aldı; fakat normal şartlarda çekilen bir dişin tavşanları aynı şekilde etkilemediğini gördü. Price’ın kanal tedavisi araştırması "odaksal bulaşma” teorisi olarak bilindi ve popülerliği nedeniyle endodontik olarak tedavi edilen milyonlarca diş çekildi. 1930 yıllarında uygulanan daha ileri seviyelerdeki araştırmalar Price’ın teorisinin geçersiz olduğunu öne sürdü. Böylece bir zamanlar önerilen diş çekimleri sonlandırılmış oldu.

Price ayrıca şekerin sadece diş çürüklerine değil fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal sorunlara da neden olduğunu ileri sürdü. Bu yargı, Price ve antropolog Francis Pottenger’in, dünya çapındaki ilkel bölgelerde, dişlerinde çürükler bulunmayan yerliler üzerinde gözlem yapması sonucu ortaya çıktı. Şekersiz beslenmenin ağız sağlığına katkıda bulunduğu sonucuna rağmen, yöneltilen eleştiriler, Price’ın dengeli beslenmeyen kişilerde de çok fazla diş çürüğü bulunmadığını göz ardı ettiğini belirtti. Özellikle Melvin Page adındaki bir diş hekimi Price’a olan desteğini sürdürdü. Page, "vücut kimyasını dengelemek”  ifadesini kullanarak diş çürüklerinin "sistematik kimyasal dengesizliğin önemli bir örneği” olduğunu gördü. Page, bu sorunların üstesinden gelmek için önemli mineral eksikliklerinin guatr, kalp sorunları, tüberküloz ve diyabet gibi birçok sağlık sorununa neden olabileceği iddiası ile, mineral takviyeleri öneriyordu. Ayrıca Page, inek sütü içmenin doğal olmadığını ve inek sütünün soğuk algınlığı, sinüs enfeksiyonları, kolit ve kanser gibi sağlık sorunlarının nedeni olduğunu iddia etti. Price’ın iddialarını destekleyen araştırmalar bulunmamaktadır ve mineral takviyeleri Federal Ticaret Komisyonu tarafından hiçbir zaman desteklenmemiştir.

Holistik diş hekimliğine dair en eski bulgular Price’ın el yazmaları ve fotoğrafları ile birlikte, La Mesa, California’daki Price-Pottenger Beslenme Vakfı’ında bulunmaktadır. 1965 yılında kurulan vakıf, beslenme, mega vitamin, terapi, homeoterapi ve şelasyon terapisine teşvik eder. 1800’lü yılların sonlarından itibaren holistik diş hekimliğini destekleyenler birçok prosedüre ait endişelerini belirtmeye ve içme suyunda ve diş temizliğinde florür kullanımını içeren geleneksel diş hekimliğine ilişkin önerilerde bulunmaya devam etmektedir. 
Holistik diş hekimliği yeni gelişen ve yaşam sürecini destekleyen probiyotik diş tedavisine ait bir alandır. Biyolojik diş hekimliğini uygulayan hekimler bu diş hekimliği türünün estetik, daha az toksin içeren, bedenle uyumlu ve yaşamı destekleyici olduğunu iddia eder. Holistik bir diş hekimi, mevcut standart yöntemler ile belirlenmesi zor olan kronik hastalık alanlarını saptamak için psikolojik ve elektronik yöntemler kullanır.   

Holistik diş hekimliğinin faydaları hipnoz, homeopati, aromaterapi, beslenme ve bitki tedavisine bağlı olarak ortaya çıkar. 

Hipnoz
Hipnoz uygulandığında, hastalar rahatlama önerilerine yoğunlaşarak vücutlarını ve zihinlerini rahatlatabilir. Hasta tedavi süresince her şeyden haberdardır ve terapi süresince ilaç kullanılmaz. Birçok holistik diş hekimi, tedavinin oldukça etkili olması ve hiçbir yan etkinin veya hasarın ortaya çıkmaması için uzman hipnoz uzmanlarını işe alır.    

Homeopati
Homeopati, holistik diş hekimleri tarafından, uygulamalara karşı doğal bir yaklaşım olarak benimsenir. Terapi, çocuk ve yetişkinlerde bağımlılık yaratmayan, etkili, güvenli ve doğal bir alternatiftir. Homeopatik tedaviler geleneksel sakinleştiriciler gibi ilaç etkisi yaratmadan hastanın fizyolojik ve duygusal durumunu geliştirmek üzere kullanılır. Holistik diş hekimliği tarafından kullanılan üç ana ilaç arasında aconite (yüksek otu), gelsemium (sarı yasemin) ve argentum nitricum (gümüş nitrat) yer alır.

Aromaterapi
Aromaterapi hastanın sağlık dengesini geliştirmek için hormon benzeri uyarıcılar gibi görev gören bitki ve çiçeklerden elde edilen saf yağ özlerini kullanır. Doğal ve hafif oldukları için kullanılan bu lavanta, bergamot, sandal ağacı ve fesleğen gibi yağlar sakinleştirici, rahatlatıcı ve dinlendirici etkiye sahiptir. Bazı holistik diş hekimleri bu yağları, ofislerini hastalarına karşı daha cazip hale getirmek için kullanırlar.   

Beslenme 
Holistik diş hekimleri stres ve gerilimin genellikle beslenme ile ilişkili olduğuna inanır. Aşırı beslenme veya yeterli beslenmeme vücudun öz yağlarına ve minerallerine olan ihtiyacını arttırır ve stres ve gerilim hastalarda korku ve fobileri tetikler.

Botanik İlaçlar ve Bitkisel İlaçlar
Holistik diş hekimliği rahatlamayı sağlamak için bitkileri kullanır. Geleneksel ilaçların yerine sarı papatya, ıhlamur çiçeği, mine çiçeği, biberiye ve kediotunun sakinleştirici etkilerine güvenilir. 

Holistik diş hekimleri klinik diş hekimliği uygulamalarında akupunktur ve fiziksel terapileri de kullanabilirler. Sinir terapisi, hematoloji, immünoloji ve elektro-akupunktur gibi daha yeni teknolojiler de holistik diş hekimliği uygulamaları ile birlikte kullanılabilir. 
Biyolojik diş hekimliği yöntemleri her bir holistik diş hekimliği uygulaması için değişiklik gösterirken, hastayı hazırlamanın temelinde eğitim ve iletişim yer alır. Tedaviler kişiseldir. Tipik bir ilk randevu hasta ile görüşmeyi, incelemeleri ve röntgen çekimlerini içerir. Hastanın ağız resimleri standart sisteme oranla %50 daha az radyasyon yayan son model cihazlar kullanılarak çekilir. İkinci randevuda genellikle bulgular değerlendirilir. Bu randevuda hastaya ağzı ile ilgili bulgular ve proaktif tedavi seçenekleri anlatılır. 
Holistik diş hekimliğini destekleyenler arasında bir artış görülse de, alternatif tedavi yöntemlerine dair eleştiriler de devam etmektedir. Biyolojik diş hekimliğine inananlar, kanal tedavisinin nöralji içeren oyuk kemik nektozu ve diğer kronik sistematik hastalıklara neden olduğunu ve bu dişler ile bu dişleri çevreleyen sağlıklı dokunun alınması gerektiğini iddia ederler. Eleştiriler bu aşırı tedbirlerin tuhaf ve tehlikeli olduğunu belirtir. 1994 yılında Milwaukee Dergisi’nde yayımlanan bir makalede, bir grup hastanın hastalıklarından kurtulacakları vaadi ile sağlıklı dişlerini çeken birkaç holistik pratisyene karşı dava açtığını belirtir. Bu hastaların karşılaştıkları sağlık sorunlarında, diş çekiminden sonra dahi bir iyileşme gözlemlenmemiştir.  

Holistik diş hekimliğinin kullandığı tedavilerin sonuçlarına ilişkin bazı yan etkiler bildirilmiştir. Oriküloterapi veya kulak akupunkturu tedavisi gören hastalar, steril olmayan iğneler nedeni ile birtakım sorunlar yaşamıştır. Holistik diş hekimleri, diş çarpıklıklarını tedavi etmek için alt çeneyi ortopedik yeniden konumlandırma araçları olan plastik araçları kullanır. Bu araçların uzun süreli olarak kullanılması sonucu bazı hastaların dişleri normal hizalarından çıkmıştır. Bu da bozuklukları düzeltmek için ortodonti ve yüz maskının kullanılmasına yol açar.   

Amalgam dolgular holistik diş hekimlerinin en önemli endişelerinden birisidir. Bu nedenle birçok holistik diş hekimliği uygulamasında toksik olmayan kompozit materyaller kullanılmaktadır. Her şeye rağmen, iki yöntem de inceleme altına alınmış, kompozitlerde kullanılan plastiklerin sağlığa zararlı olan sızdırmalara yol açtığı bildirilmiştir.
Diş hekimliği, holistik diş hekimlerinin ortaya çıkması ile önemli bir dönüşüm geçirse de bu diş hekimlerinin günümüzde uyguladığı yöntemler hala eleştirilmektedir. Holistik diş hekimlerinin "vücut kimyasını dengelemek” için yazdıkları besinsel takviyeler ve hedeflerine ulaşmak için kullandıkları yöntemler sürekli olarak olumsuz eleştiriler almaktadır. Saç analizi, bilgisayarlı diyet analizi veya kan kimyası tarama testleri bazı pratisyenler tarafından takviye olarak önerilir. Eleştiriler, saç analizinin vücudun besinsel durumunu belirlemede güvenilir olmadığını ve kişinin nasıl beslendiğini belirlemede kullanılan bilgisayar analizlerinin diyet danışmanlığı konusunda eğitimli olmayan diş hekimleri tarafından uygulandığını belirtir. Kan kimyası taraması laboratuvarlarda işlenir; fakat sonuçlar normal görünse dahi holistik diş hekimleri sonuçları okumada daha dar bir yelpazeye başvurdukları için hastalara vücutlarında ters giden bir şey olduğunu ve tedaviye ihtiyaç duyduklarını söyleyebilirler.     

Amalgam (merkür) dolgular hem geleneksel hem de holistik diş hekimliği için bir araştırma konusudur. Holistik diş hekimliğini destekleyenler amalgam kullanımını yasaklasalar da bilimsel testler dolgulardaki merkür miktarının gıdalardan alınan merküre oranla oldukça düşük miktarlarda olduğunu göstermiştir. 1992 yılında Amerikan Halk Sağlık Servisi amalgam kullanımındaki kısıtlamaların uygun olmadığına karar vermiştir. 2002 yılında bir rapor Kaliforniya delegesinin Kongre’ye, içerdikleri merkür nedeniyle amalgam dolguların 2006 yılına kadar yasaklanması konusunda bir tasarı sunduğunu belirtti. Amerikan Diş Birliği amalgam dolguların yasaklanmasına karşı çıktı ve beyindeki merkür seviyesine eklenmediğini belirtti. Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından amalgam dolgular üzerinde yapılan iki deneyin sonuçları 2005 yılına kadar açıklanmadı. Holistik diş hekimliğinde kullanılan alternatif yöntemlere ilişkin destekleyici araştırmalar kısıtlı olsa da, bu çağdaş tedavi yönteminin destekçileri artmaktadır. 1978 yılında Holistik Diş Birliği’nin kurulmasının ardından, bu fikirleri onaylayan diş hekimleri, ağız hijyeni uzmanları ve sağlık pratisyenleri hastaların genel sağlığını iyileştirmeyi sürdürmektedir.
 
Amerika’da holistik diş hekimliği ile sağlanan medikal servislerin birçoğu sağlık sigortası tarafından karşılanır (sağlık idame organizasyonu ve tıbbi bakım sigortası hariç). Sigorta genellikle laboratuvar testleri, doktor randevuları, medikal tedavi ve röntgen gibi genel ve alışılmış tedavileri karşılar; fakat deneysel ilaçlar sigorta tarafından karşılanmaz.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye