Kolon Kanseri - Nedir

Kolon kanseri, sindirim sisteminin son parçası olan kolonda (kalın bağırsak) başlayan bir kanser türüdür.

Kolon Kanseri

Kolon kanseri, sindirim sisteminin son parçası olan kolonda (kalın bağırsak) başlayan bir kanser türüdür. Rektal kanser ise kolonun son bölümü olan rektumda meydana gelen kanser türüdür. Kolon ve rektumda meydana gelen kanser ise kolorektal kanser olarak adalandırılmaktadır.

Kolon kanserinin bir çok türü, kanseröz olmayan iyi huylu hücre kümelerinin bir araya gelmesinden oluşan adenomatöz polipler olarak başlar. Zamanla bu polipler kolon kanserine dönüşebilir. Bu nedenle kolonoskopi gibi görüntüleme yöntemleri sayesinde polip oluşumu gözlenmişse bu polipler görüntüleme işlemi esnasında ufak müdahalelerle alınabilir ya da sürekli kontrol altında tutulması gerekir. Polipler genellikle semptom vermeyebilirler ya da bazen birkaç semptom oluşturabilirler.
Bir çok durumda kolon kanserinin hangi sebeplerle meydana geldiği bilinmemektedir. Ancak bağırsaktaki sağlıklı hücrelerin değişim geçirmesi sonucu meydana geldiği bilinmektedir. Sağlıklı hücreler vücudun normal fonksiyonlarının devam ettirilebilmesi için normal şekilde bölünerek çoğalırlar ve zamanı gelince de ölürler. Ancak bazen bu bölünerek çoğalma kontrolden çıkar ve normalden çok daha hızlı bir döngüyle gerçekleşmeye başlar. Yeni hücrelere gereksinim duyulmadığında bile hüceler bölünerek çoğalmaya devam ederler. Kolonda ya da rektumdaki bu tarz hücreler de bağırsağın iç çeperini kaplayarak prekanseröz hücrelere dönüşebilirler. Yıllar sonrasında ise bu anormal hücrelerin bulunduğu alanlarda kanserleşme başlayabilir.

Kolonda Prekanseröz Büyüme:
Kolon kanseri genellikle prekanseröz hücre topluluğu olabilen poliplerden kaynaklanır. Polipler genellikle mantar şekline benzeyen küçük yapılardır. Ancak bağırsak kanserleri bazen de polipler gibi çıkıntı yapmayan, bağırsak çeperini düz olarak kaplayan ya da bağırsağın içerisine doğru girinti yapan prekanseröz yapılar nedeniyle de oluşabilir. Bu nedenle polipler ya da nonpolipoid lezyonların bağırsaktan çıkarılması, kolon kanserinin önüne geçilmesini sağlayabilir.

Kolon Kanseri Riskini Arttıran ve Kalıtımla Aktarılan Gen Mutasyonları:
Kalıtımla aktarılan gen mutasyonları, kolon kanseri riskini arttırabilir. Ancak bu tür genler, ortaya çıkan kanserlerin yalnızca küçük bir kısmıyla ilişkilidir. Bu genleri taşıyan bireylerde mutlaka kolon kanseri ortaya çıkacak diye bir durum söz konusu değildir, ancak bu genler bireyin kansere yakalanma riskini arttırabilir. Kalıtımla aktarılan kolon kanserlerinin ortaya çıkmasına neden olabilen sorunlar şunlardır:

Ailevi Adenomatöz Polipler (FAP): FAP, ender görülen bir rahatsızlık olmakla beraber kolon ve rektumun iç çeperinde yüzlerce polip oluşumuna neden olabilir. Bu rahatsızlığa sahip bireylerde 40 yaşından önce kolon kanseri meydana gelme riski çok yüksektir.

Genetik Nonpolipoid Kolorektal Kanser (HNPCC): HNPCC, aynı zamanda Lynch sendromu olarak da bilinir, kolon kanseri ve diğer kanser türlerinin görülme riskini arttırır. Bu rahatsızlığın ortaya çıktığı bireylerde 50 yaşından önce kolon kanseri gelişimi riski oldukça yüksektir.

Hem FAP, hem de HNPCC rahatsızlığının meydana çıkması için şüphelenilen genleri taşıyıp taşımadığınız genetik testlerle belirlenebilmektedir. Bu nedenle ailenizde kolon kanseri öyküsü varsa ve siz de bu durumdan şüpheleniyorsanız hekiminize danışarak böyle bir risk taşıyıp taşımadığınızla ilgili genetik bir test yaptırabilirsiniz.

Kolon kanserinin en temel belirti ve semptomları şunlardır:
  • Herhangi bir nedene bağlı olmaksızın diyare ya da kabızlık gibi durumların ortaya çıkması,
  • Rektal kanama ya da dışkıda kan,
  • Karın bölgesinde sürekli devam eden gaz, kramplar ya da ağrı gibi rahatsızlıklar,
  • Dışkılama sonrasında bile bağırsaklarınızın tam boşalmamasına benzer bir his,
  • Yorgunluk ya da bitkinlik,
  • Nedeni açıklanamayan kilo kaybı vs…
Bazen kolon kanserinin ilk safhalarında herhangi bir belirti ya da semptom meydana gelmemektedir. Ancak semptomlar meydana geldiğinde  kanserin bağırsağınızdaki yeri ya da büyüklüğüne göre değişkenlik göstermektedir.

Eğer sürekli devam eden kabızlık ya da diyare gibi bir durum mevcutsa, dışkınızda kan olduğunu fark ederseniz ya da yukarıda bahsedilen semptomlardan biri ya da diğerlerine sahipseniz mutlaka bir hekime görünmeniz tavsiye edilir.

Kolon kanseri riskine karşı hangi yaştan itibaren görüntülenme işlemlerinin uygulanması gerektiğine dair hekimize danışınız. Genellikle görüntüleme yöntemlerinin uygulanması 50 yaşından sonra başlamaktadır. Ancak aile öykünüzde kolon kanseri öyküsü ya da kuşkulu bir durum mevcutsa kanser riskine karşı tarama yöntemlerin uygulanması daha erken yaştan itibaren başlayabilir.

Kolon kanseri teşhisi konulduktan sonra hekiminizin uygulayacağı yöntem kanserin aşamasına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ancak uygulanabilecek üç seçenek genellikle cerrahi operasyon, kemoterapi ya da radyasyon terapisidir.

Erken Evreli Kansere Karşı Cerrahi Operasyon: Eğer kanserin görüldüğü alan bir polipin olduğu alan kadar küçükse, hekiminiz bu polipi kolonoskopi esnasında alarak kanserin yayılmasının önüne geçebilir. Alınan bu polip daha sonra patolojik incelemeye gönderilir. İnceleme sonucu polipin bağırsakla birleştiği kısmında kanserli hücrelerin görülmemesi oldukça iyi bir haberdir ve kanserli dokunun tamamen çıkarıldığına işaret eder. Daha büyük poliplerin çıkarılması ise laparoskopik işlemlerle gerçekleştirilebilir.

İnvaziv Kolon Kanseri İçin Uygulanan Cerrahi Operasyon: Eğer kanserli doku bağırsağınızda geniş bir alana yayılmışsa, genlikle kanserli dokunun bulunduğu kolon kısmu cerrahi operasyonla çıkarılır. Bunun dışında genellikle kanserli dokunun en yakınında bulunan lenf bezleri de cerrahi operasyonla alınır.

İleri Seviye Kansere Karşı Cerrahi Operasyon: Bu operasyon türü genellikle kanserli dokunun tedavisinde değil, kanser nedeniyle meydana gelen semptomların giderilmesinde kullanılır.

Kemoterapi: Kemoterapide, kullanılan ilaçlarla kanserli hücrelerin öldürülmesi amaçlanır.  Bu yöntem genellikle kanserli dokunun kolon dışındaki yerlere yayıldığı durumlarda kullanılır.

Radyasyon Terapisi: Radyasyon tedavis,inde amaç, X ışınları kullanılarak kanserli hücrelerin öldürülmesidir. Bu yöntem tek başına uygulanabileceği gibi cerrahi operasyon sonrasında da kullanılabilir.

Kolorektal kanserin başarılı bir tedavisi için en önemli şey erken teşhis edilmesidir. Ölümcül bir hastalık olduğu için doğru teşhis, ameliyat, kemoterapi ve / veya radyasyon ile uygun şekilde tedavi edilmesi hastalığı kontrol etmek için şarttır.

Akupunktur ve güdümlü imgeleme ağrılı belirtileri tedavi etmek ve bağışıklık sistemi fonksiyonunu geliştirmek için faydalı olabilir. Akupunktur vücuttaki enerji akışını düzenlemek için belli noktalara ince iğneler yerleştirilmesi ile yapılır. Güdümlü imgelemede ise hasta rahatlama amacıyla zihninde ağrının bir resmini oluşturur. Bu resim üzerinde çalışarak ağrıyı da daha katlanılabilir hale getirmeye çalışılır.

Yoga, tai chi ve qigong gibi hareket terapileri iyileşmekte olan hastaya yardımcı olabilir. Bunlar ağrılı belirtileri azaltıp kişinin rahatlamasına ve stresin azaltılmasına yardımcı olabilir.

Bazı bitkisel ilaçlar da ağrı belirtilerini azaltır ve iyileşmeyi ve rahatlamayı teşvik eder. Fakat kullanımından önce hastalar doktorlarına danışmalıdır. Bazı bitkiler diğer reçeteli ilaçların etkilerine müdahale edebilir. Sindirim kanalının iyileşmesini teşvik eden bitkiler arasında Hint karaağacı kabuğu (Ulmus rubra), hatmi kökü (Althaea officinalis) ve altınmühür (Hydrastis canadensis) yer alır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye