Oruç - Nedir

Belirli bir süre boyunca isteğe bağlı olarak yemek yememektir.

Oruç

Oruç, değişken uzunluktaki belirli süreler boyunca isteğe bağlı olarak yemek yememe eylemidir. Oruç, medikal terapilerde birçok sağlık sorununa karşı kullanılır. Aynı zamanda oruç, birçok dinde spiritüel bir uygulamadır. Orucun prensipleri oldukça basittir. Gıda alımı geçici olarak durdurulduğunda, vücuttaki birçok sistem ağır sindirim işine ara verir. Ekstra enerji vücuda iyileşme ve kendini yenileme şansı verir ve depolanan kalorilerin yakılması ile vücuttaki toksin maddeler atılır.

Sindirim yolu, bakteri, virüs, parazit ve toksin gibi çevresel tehditlere en çok maruz kalan vücut bölümüdür. Bu nedenle, bağışıklık sistemi desteğine en çok sindirim yolu ihtiyaç duyar. Gıdalar bağırsaklarda parçalandığında kan yolu ile vücudun doğal detoks sistemi olan karaciğere ulaşır. Karaciğer sindirim ile üretilen besinde bulunan doğal ve kimyasal maddeler de dahil olmak üzere toksin maddeleri temizler. Oruç esnasında karaciğer ve sindirim sistemi vücudun diğer bölgelerini temizler ve iyileştirir.

Birçok şifacı, orucun Amerikalılar ve modern yaşam tarzının bir parçası olarak ağır diyetlere, aşırı yemeğe ve sürekli olarak gıdalardaki katkı maddelerine ve kimyasallara maruz kalan kişiler için faydalı bir terapi olduğunu iddia etmektedir. Bazı alternatif pratisyenler Amerikalıların vücutlarında 2- 4 kilo kadar toksik madde olduğunu hesaplamışlardır. Bu pratisyenler vücuttaki toksik maddelerin atılması için en hızlı ve etkili yöntemin oruç olduğunu düşünmektedir.   

Orucun Fizyolojisi
Evrim ile birlikte vücut, enerji depolamada ve besinsiz kalma gibi durumlarla baş etmede oldukça etkili hale gelmiştir. Oruç, yüzyıllardır birçok kişi için normal bir eylem haline gelmiş ve vücut da buna uyum sağlamıştır. Yapılan hesaplamalara göre en zayıf kişiler bile 40 gün veya daha fazla gün boyunca besinsiz yaşayabilmektedir. Vücut besin alınmadığında işlemeye başlayan özel bir mekanizmaya sahiptir. Oruç aç kalmak değildir; aslında vücudun depolanan enerjiyi yakmasıdır. Açlık vücutta yakacak enerji kalmadığında ortaya çıkar ve bu noktada enerji için organlar gibi önemli dokular kullanılmaya başlanır. Terapötik oruçlar bu noktaya gelinmeden çok önce sonlandırılır. 

Oruç süresince vücutta farklı fizyolojik değişiklikler oluşur. Orucun ilk günü süresince vücut temel enerji kaynakları olan şeker ve glikojen kaynaklarını kullanır. Bu kaynaklar tükenince vücut yağları kullanmaya başlar. Bununla birlikte önemli miktarda enerji gerektiren beyin hala glikoza (glikojenden çevrilen şekerler) ihtiyaç duyar. Glikoz alabilmek için vücut orucun ikinci günü boyunca kas dokularını kırar. Bu nedenle oruç süresince belli bir miktar kas dokusu kaybı oluşur. Vücudun, beyine enerji sağlayabilmesi için günde 500 gram civarında kas dokusu yakması gerekir; fakat vücut önemli kas kütlesini korumak için başka enerji yolları yaratır. Proteinleri ayıran bu sürece keton birikimi adı verilir. Keton birikimi aşaması erkeklerde orucun üçüncü günü ve kadınlarda da ikinci günü ortaya çıkar. Oldukça etkili olan bu evrede karaciğer depolanan yağı ve diğer gerekli olmayan dokuları beyin, kas ve kalp tarafından enerji olarak kullanılan ketonlara çevirir. Orucun bu noktasında açlık hissi genellikle ortadan kalkar ve birçok kişi bu dönemde normal ve hatta artan enerji seviyesi yaşar. Hormon seviyesi ve bazı belirli fonksiyonlar bu aşamada istikrarlı hale gelir. Çoğu orucun amacı, fazla yağı veya gerekli olmayan ve zarar gören dokuları yakabilmek için vücudun keton aşamasına ulaşmasını sağlamaktır. Bu nedenle genellikle üç günden fazla süren oruç terapileri önerilir. 

Kilo kaybı en hızlı şekilde orucun ilk birkaç günü içerisinde gözlemlenir. İlk birkaç gün içerisinde günde bir kilo verilebilir. Takip eden günlerde gün başına 200 gram kadar verilir. Tüm oruç süresine bakıldığında, günde ortalama 500 gram verilebilir. Çalışmalar, ayda bir kez oruç tutmanın sağlıklı beslenme için başlangıç olacağını ve vücudu bir ömür boyu ekstra kaloriden kurtarmaya yardımcı olacağını gösterir.   

Oruç Tutmak
Oruç kişiye ve kişinin sağlık gerekliliklerine bağlı olarak değişik uzunluktaki süreler boyunca uygulanabilir. Terapistler kronik sağlık sorunlarına karşı en üst seviyede fayda sağlamak için iki ila dört hafta arasında değişen bir oruç terapisini önerir. Ayrıca yedi günlük oruç terapisi de sık olarak uygulanır. Rahatsızlıkların önlenmesi ve genel sağlık için popüler oruç programı, her mevsimde bir kez olmak üzere senede dört kez üç günlük oruç tutmayı kapsar. Bu oruç programları uzun haftalar boyunca kolaylıkla uygulanabilir. Rahatsızlıkları önlemeye yönelik haftada bir günlük oruç da birçok kişi tarafından uygulanır.  

Meyve suyu orucu da birçok kişi tarafından uygulanır. Bununla birlikte bu oruç teknik olarak oruç sayılmaz. Meyve suyu orucu su oruçları kadar yoğun değildir; çünkü vücutta keton birikimi olmaz. Meyve suyu diyetlerinin avantajı meyve ve sebze sularının ekstra enerji ve besin değeri sağlamasıdır. Birkaç günlük meyve suyu orucu enerji seviyesinde önemli bir düşüş yaşanmadan normal programa uygulanabilir. Meyve suyu diyetlerin de temizleyici ve detoks etkisinin olduğu söylenir. Meyve sularının dezavantajı ise vücutta hiçbir zaman keton birikiminin olmaması ve bu nedenle oruç tutanların kendilerini derinlemesine temizlenmemiş görmeleri ve sudaki iyileştirme etkisinin sağlanamadığını hissetmeleridir.   

Tıbbi gözetmenler üç günden fazla süreli oruç önerirler. Homeopatlar, natüropatik doktorlar ve Ayurveda doktorları gibi çoğu alternatif tıp pratisyenleri, oruç esnasında hastalarını denetlerler ve gözlem altında tutarlar. Uzun süreli oruç tutan kişiler ve sağlık sorunları bulunan kişilere oruç esnasında kan, idrar ve diğer testlerin yapılması gerekebilir. Tıbbi gözetim altında oruç uygulaması yapan birçok alternatif sağlık kliniği bulunmaktadır. Maliyet ve sigorta kapsamı doktora, kliniğe ve hastanın gerekliliklerine bağlı olarak değişiklik gösterir.  
Binlerce yıldır uygulanan oruç, tıptaki en eski terapilerden bir tanesidir. Antik çağların önemli doktorları ve birçok eski iyileştirme sistemi orucu iyileşme ve hastalıklardan korunma yönteminin ayrılmaz bir parçası olarak önermiştir. Batı tıbbının kurucusu Hipokrat, orucun, vücudun kendi kendine iyileşmesine katkıda bulunduğuna inanıyordu. Batı geleneğinden diğer önemli bir şifacı olan Paracelsus, 500 yıl önce, "Oruç harika bir çare ve içimizdeki doktordur,” demiştir. Dünyadaki en eski iyileştirme sistemi olan Ayurveda tıbbı orucu önemli bir tedavi olarak görmektedir. 

Oruç, Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm ve İslam dinlerini de kapsayarak, dünya üzerindeki hemen hemen tüm dinlerde uygulanmaktadır. İsa, Buda ve Muhammed’in de içinde bulunduğu tarihin önemli spiritüel liderleri zihinsel ve ruhani duruluk için oruç tutmuştur. Geçtiğimiz yüzyılın en önemli politik eylemlerinden birisinde, Hindistanlı lider Mahatma Gandhi barışı teşvik etmek için 21 gün oruç tutmuştur.     

Oruç Batı’da tıbbi bir tedavi yöntemi olarak yıllardır kullanılmaktadır. Özellikle Almanya, İsveç ve Rusya’da olmak üzere birçok spa ve tedavi merkezinde tıbbı gözetim altında oruç terapisi uygulanmaktadır. Oruç geçen 10 yılda Amerika’da, alternatif tıp alanında ün kazanmıştır ve birçok doktor orucun faydalı olduğunu düşünür. Oruç detoksta merkezi bir terapi olarak uygulanır. Detoks, vücutta toksin madde birikiminin birçok hastalık ve sağlık durumundan sorumlu olduğu prensibine dayanan bir iyileşme yöntemidir. 
Oruç, alerji, endişe, arterit, astım, depresyon, diyabet, baş ağrısı, kalp rahatsızlıkları, yüksek kolesterol, düşük kan şekeri, sindirim rahatsızlıkları, zihinsel rahatsızlıklar ve obezite gibi neredeyse çoğu sağlık sorunu için uygulanabilir. Oruç etkili ve güvenli bir kilo verme yöntemidir. Oruç genellikle kanser ve çoklu kimyasal duyarlılık gibi çevresel faktörlerden etkilenebilecek rahatsızlıkları bulunan kişiler için detoks tedavisi olarak önerilir. Oruç, kazara veya iş gereği yüksek seviyede toksik malzemeye maruz kalan kişilerin tedavisinde de başarılı olarak kullanılmıştır. Orucun, genel sağlığın, zindelik ve rahatsızlıklara karşı direncin arttırılması için önleyici bir yöntem olarak etkili olduğu düşünülür.
Oruca başlarken veya bitirirken dikkatli olunmalıdır. Oruç diyetine girerken besinler birkaç gün içerisinde yavaşça azaltılmalıdır. İlk olarak et ve süt ürünleri gibi ağır gıdalar bir veya iki günlüğüne diyetten çıkarılmalıdır. Ardından diyette tahıl, çerez ve fasulye miktarı birkaç günlüğüne azaltılmalıdır. Oruçtan bir gün önce sadece meyve, hafif salata ve çorba gibi kolay sindirilebilen gıdalar tüketilir. Oruç süresince sadece saf su ve bazen bitkisel çaylar içilir. Eğer egzersiz yapılıyorsa, oruç esnasında hafif egzersizler yapılır ve eğer baş dönmesi, sersemleme veya nefes kıtlığı hissedilirse, egzersizlere ara verilir. Orucu bırakırken de yavaş davranılması gerekir. İlk olarak diyete hafif gıdalar alınmalıdır ve ardından ağrı gıdalar tüketilmeye başlanabilir. Orucun ardından uygulanan diyet taze ve besleyici gıdalar içermelidir. Oruç tutanlar orucun ardından fazla yememeye özen göstermelidir. 
Oruç herkes için uygun değildir ve bazı durumlarda sakıncalı olabilir. Üç günden fazla oruç tutan bir kişi, orucu mutlaka tıbbi gözetim altında uygulamalıdır. Sağlık sorunları olanlar oruç süresince daima tıbbi destek almalıdır. Vücudun susuz kalmasını önlemek için oruç tutanlar bol miktarda su tüketmelidir. Detoks sürecine yardımcı olması açısından bazen sauna ve terleme terapileri önerilir; buna karşın bu terapiler tedbirli bir şekilde uygulanmalıdır. Oruç tutan kişiler yaşam tarzlarına dikkat etmelidir ve yaşamlarını önemli ölçüde yavaşlatmalıdır. İşe bir süre ara vermek veya en azından işi bir ölçüde azaltmak yardımcı olabilir. Oruç tutanlar bol bol dinlenmelidir. Egzersizler yürüyüş ve hafif esnemeler gibi makul bir ölçüde yapılmalıdır.
Oruç tutan kişiler, yorgunluk, kırıklık, ağrı ve acı, duygusal baskı, akne, baş ağrısı, alerji, şişme, kusma, kötü ağız kokusu, grip ve soğuk algınlığı belirtileri gibi yan etkiler ile karşılaşabilirler. Bu reaksiyonlar bazen iyileşme krizleri olarak adlandırılır. Bu süreçte vücuttaki toksin seviyesi arınma ve temizlenmeye bağlı olarak geçici olarak artış gösterebilir. 
Orucun fizyolojisi, tıp bilimi tarafından geniş çaplı olarak çalışılmış ve belgelenmiştir. Bu çalışmalar orucun kolesterolü düşürme ve vücudun genel işlevini arttırma gibi faydalarının olduğunu gösterdi. Orucun hastalıklara ve rahatsızlıklara karşı tedavi özelliği üzerinde geniş çaplı araştırmalar yapılmasa da dünyada yapılan bazı çalışmalar orucun faydalı sonuçlar verdiğini gösterdi. 1984 yılında yapılan bir çalışma ciddi kimyasal zehirlenmeye maruz kalan Tayvan’daki işçilerin on günlük bir oruçtan sonra durumlarının önemli ölçüde değiştiğini gösterdi. Rusya ve Japonya’da yürütülen çalışmalar orucun zihinsel hastalıklara karşı etkili bir tedavi yöntemi olabileceğini gösterdi. Birkaç yol önce oruç, Yeni İngiltere Tıp Dergisi'nin (New England Journal of Medicine) kapağında yer aldı. Bununla birlikte geleneksel tıp genellikle oruç ve detoks tedavilerini geçerli tıbbi prosedürler olarak görmektedir.

Mevcut araştırmaların çoğunluğu insanların kişisel iyileşme deneyimlerine dayanmaktadır ve bu konuda istatistikler veya kontrollü bilimsel deneyler mevcut değildir. Alternatif tıp çevrelerinde oruç hastalık ve kronik sağlık sorunlarına karşı önemli ve yaygın olarak kabul gören bir tedavi yöntemidir.  

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye