Çıplak ayakla yürümek, "topraklama” olarak da bilinir ve garip bir hareket olmaktan çıkıp bilimsel olarak araştırılmış faydalı bir aktiviteye dönüşmüştür. Önemli sağlık faydaları arasında antioksidanları artırmak, enflamasyonu azaltmak ve uykuyu iyileştirmek bulunur.
Topraklama toprak, çimen veya kum gibi herhangi bir doğal yüzeyin üzerinde çıplak ayakla yürümektir. Dolayısıyla beton bir yüzey tercih edilmemelidir. Daha eski çalışmalar vücudumuzun, topraktaki elektronlarla ilişkisinden sağlık faydalarının doğduğunu göstermişti. Gezegenin kendi elektrik yükü vardır ve onunla doğrudan temasta olduğumuzda daha iyi oluruz.
Neden Çıplak Ayakla Yürümeliyim?
Yeni yayınlanan bir değerlendirmede çok sayıda araştırma ele alınmış ve topraktan elektronların sağlığı iyileştirdiği incelenmiştir. Bu araştırmalardan birinde kronik ağrı yaşayan hastalar topraklanmış karbon fiber döşeklerde yatmaya başlamış ve daha az ağrı hissetmeye başlamıştır.
Bir başka araştırma elektroenselogram cihazının ölçümüyle beyindeki elektriksel aktivitenin topraklama ile değiştiğini göstermiştir. Diğer araştırmalar topraklamanın cildin iletkenliğini iyileştirdiğini, kalp hızı değişkenliğini düzenlediğini, glikoz regülasyonunu geliştirdiğini, stresi azalttığını ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini göstermiştir.
Dikkat çekici bir çalışma topraklamanın kırmızı kan hücrelerinin yüzeyindeki elektrik yükünü artırdığını bulmuştur. Sonuç olarak hücreler topaklanmamış ve kanın yoğunluğu azalmıştır. Kanın yoğun olması kalp hastalıklarında önemli bir unsurdur ve birçok kişinin her gün kanı sulandıran aspirin almasının nedenidir. Başka bir çalışma da topraklamanın hem endokrin sisteme hem sinir sistemine faydalı olduğunu göstermiştir.
Çıplak ayakla yürümenin kanıtlanmış faydaları olmasaydı bile, doğada sık sık yürümek tavsiye edilirdi. Günde yarım saatlik bile olsa yürüyüşler kanser riskini azaltabilir, kardiyovasküler sağlığı geliştirebilir, kiloyu düzenleyebilir ve şeker hastalığını önleyebilir. Ayrıca yürümek kanın oksijenlenmesini, dolaşımı, bağışıklık sistemi tepkisini iyileştirir, toksinleri uzaklaştırır ve stresi azaltır.
Bu faydaların çoğunu spor salonundaki yürüyüş bandından da alabileceğimiz doğrudur. Ancak açık havada, doğal bir ortamda olmayınca bundan elde edebileceğimiz birçok akıl sağlığı faydalarını kaçırmış oluruz.
Örneğin keyifli vakit geçirsek bile spor salonu bize iş gibi gelir. Yapılacak işler listemizde bir madde olarak görürüz. Halbuki doğada yürümek o anı yaşamaktır, bir şeyi başarmak değil. Daha da önemlisi bol bol oksijen alırız ve güzel manzaranın keyfini çıkarırız. Üstelik üyelik ücreti de yoktur.
Yürümek fiziksel ve duygusal ritmi de yaratır. Yüksek darbeye sahip olan koşmanın aksine yürümek nazik, besleyici ve rahatlatıcı bir uygulamadır. Günün olaylarını değerlendirmeye vaktimiz olur. Ayrıca hafif bir yürüyüş bile endorfin salgılatır ve derin nefes almayı sağlar.
Yürüdükçe nefesimiz hareketimizle senkronize olur. Bir genişleme ve özgürlük hissederiz. Sonunda yürümek bir egzersiz olmaktan çıkıp bir iyileşme, stres atma ve sağlık aracına döner.
Bu kadar kazançlı çıkılacak başka bir aktivite bulmak zordur. Yürüyerek kaslarımızı ve kardiyovasküler sistemimizi çalıştırır, akli sağlığımızı geliştirir, stresi azaltır ve genel sağlığı artırırız. Ayakkabıları çıkarıp yürümek ise toprağın doğal elektrik yüküyle temasa geçmeyi sağlayarak bu faydaları katlamaktadır. Evrimsel düzeyde bu oldukça mantıklıdır, çünkü insanlık geçmişi boyunca toprakla temas halinde olmasına rağmen görece olarak kısa bir süredir kendini doğadan çekmiştir.