Eskiden, bütün kadınlar ev ortamında doğum yaparlardı. Bu durum 20. yüzyılın başında Kuzey Amerika’da değişmeye başladı. Çocuk doğumu yavaş yavaş kadınların yardımcı olduğu bir prosedürden, hastanede uygulanan medikal bir prosedür olmaya kaydı. Evde yapılmayan doğum trendi başladıktan sonra hastanede doğan bebeklerin oranı artmaya devam etti ve 1950’lerde %90’a ulaştı.
Hastanede Doğum
Obstetrisyen (doğum uzmanı – OB), kadınların hamilelik ve doğum sırasında bakımlarda uzman bir tıp doktorudur ve genellikle bebekleri hastanede doğurtur. Hastane ortamında modern teknoloji, rutin testler ve geleneksel ilaçlar bulunmaktadır.
Medikal müdahalenin (epizyotomi, ağrı kesiciler, sezaryen gibi) oranı hastanelerde, ev ortamına göre daha fazladır. Ayrıca çocuk doğumunun normal varyasyonları, hastanelerde sıklıkla komplikasyon olarak değerlendirilir. Bunun birkaç nedeni olabilir: hastanelerdeki daha gergin ortam, danışmanların varlığı, modern testler ve aletler, yüksek riskli durumlar ile normal doğum arasında kalan hastane ekibinin ruh hali gibi. Ayrıca bazı doktorların az müdahalede bulunursa meslektaşlarına oranla daha yetersiz görülecekleri korkusundan da bahsedilmektedir.
Ancak doğuma daha doğal bir yaklaşım talebi birçok hastanenin doğum odalarını ve merkezlerini yenilemeye yöneltmiştir. Bu doğum odaları daha rahatlatıcı ve daha kişisel bir atmosfer sunar. Aynı zamanda hastanenin tüm faydalarından da yararlanmak mümkün olur.
Eğer bir kadın normal doğum yapmak istiyorsa ancak yine de hastanede doğurmak istiyorsa isteklerini doktoruna açıkça bildirmelidir. Çoğu kadın medikal müdahalelerin ve doğum pozisyonunun belirlendiği bir doğum planı yapmayı faydalı bulurlar. Bunlar doğum uzmanıyla, doğum tarihinden 6 – 8 hafta önce konuşulabilir. Bunun bir kopyası hastanede, bir kopyası ise anne adayında bulunabilir.
Bağımsız Doğum Merkezleri
Bağımsız doğum merkezleri hastanede doğurmak ile evde doğurmak arasında bir tercih sunar. Genellikle ev gibi bir ortamı bulunur, arkadaşların ve akrabaların doğuma katılması konusunda rahattırlar. Ebeler çalışır ve prenatal bakımı yapar, doğumu gerçekleştirirler. Bazen doğum uzmanları, doğumu yapmak üzere çağrılır.
1970’lerde A.B.D’de bu merkezlerden sadece 30 tane vardı ancak şimdi sayıları 300’e çıkmıştır. Acil bir durum veya komplikasyon varlığında tümünün sözlü veya yazılı en yakındaki hastaneye transfer anlaşması vardır. Bu tip merkezlerde ağrı kesici ve fetal kalp monitörü gibi teknolojiler bulunsa da bakımları genellikle daha az müdahale içerir, daha kişiseldir ve ebeveynlerin daha aktif katılımını gerektirir.
Bağımsız doğum merkezinde doğum yapmak güvenlidir ve daha ekonomik olabilir. Müşterilerinin genellikle düşük risk grubunda olduğu dikkatli testlerle onaylanır ve böylece doğal doğum yapılabilir. Bazı merkezler ılık su küvetleriyle doğum yaptırır. Prenatal eğitim, birebir bakım ve bazen homeopatik ilaçlar veya bitkiler gibi doğal yöntemler bu merkezlerin programlarında yer alabilir.